Strike off türkçesi Strike off nedir

Strike off ingilizcede ne demek, Strike off nerede nasıl kullanılır?

Strike : Basmak (madeni parayı). Darbe. Ayırmak. Petrol bulma. Sök. Grev. İşçilerin, çeşitli hakları elde etmek amacıyla bir işyerinde ya da bir işkolundaki etkinlikleri sendikaca alınmış karara uyarak yaptıkları iş bırakma eylemi. Beklenmedik başarı. İşbırakım. Nükleer saldırı.

Off : Kapalı. İndirmek. Yanılmak. Azalmak. Dışında. Öldürmek. Çıkarmak. Baş. Başlangıç. Soğutmak.

Strike a bad patch : Başı dara düşmek.

Strike a balance : Ortak noktada buluşmak. Denge sağlamak. Ortak nokta bulmak. Anlaşmaya varmak. Hesapları dengelemek. Bilanço çıkarmak. Uzlaşmak. Ortak taban bulmak. Hesaplan dengelemek. Dengeyi bulmak.

Strike a bargain : Pazarlıkta anlaşmaya varmak. Anlaşmak (pazarlık). Mutabık kalmak. Pazarlığı sonuçlandırmak. Anlaşmaya varmak. Pazarlıkta anlaşmak. Sonuca varmak. Mutabakat yapmak. Uzlaşmak. Fiyatta anlaşmak.

Strike a blow : Saldırı yapmak. Atak yapmak. Hücum etmek. Ağır bir darbe indirmek.

İngilizce Strike off Türkçe anlamı, Strike off eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Strike off ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Crackdown : Yasaklama. Kısıtlama. Engelleme. Sıkı önlem.

Blanking : Tarayıcı demetin satır başı ya da resim başı yapması sırasında, istenmeyen imlerin ortaya çıkmasını önlemek ve eşleme imleri gibi belirli biçimdeki imleri göndermek için resim bilgisine verilen ara. Boşluk. Sayıyı önlemek (spor terimi). Taslaklama delme. Silme. Karartma. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kesme.

Flew : Savrulmak. Uçakla gitmek. Üzerinden atlamak. Atılmak. Saçılmak. Dalgalanmak. Atlayarak aşmak. Uçuşmak. Havalanmak.

Bared : Açılmak. Yalın. Açmak. Soymak.

Constraint : Tahdit. Kısıtlama getirmek. Sınırlama. Çekinme. İcbar. Gerçek duygularını saklama. Bir nesnenin, bir özdeğin belirli bir konumda, bir durumda ya da bir devinimde bulunmaya zorlanmasından ileri gelen gerginlik. Kasılım. Kendini tutma.

Compulsions : İcbar. Zor. Dürtü. Zorunluluk. Zorlama. Zorlanma. Cebir. Yükümlülük. Mecburiyet.

Depress : Kısmak. Neşesini kaçırmak. Durgunlaştırmak. Düşürmek. Bastırmak. Üzmek. Alçaltmak. Değerini azaltmak. Keyfini kaçırmak. Sıkmak.

Fly : Kiralık araba. Uyanık. Açıkgöz. Çok hızlı hareket etmek. Diptera takımındaki sineklerin genel adı. Pantolonun ön yırtmacı. Sinek. Havalanmak. Dekor çekmek. Geçip gitmek.

Abstract : Aşırmak. Usavurma ya da çıkarsama yoluyla geçerlik kazanan kavramsal nesne. bk. somut. Soyut. Çalmak. Almak. Bilgi erişimde, bir belgenin konusunu ya da soyunu belirtmek üzere, genellikle belgeleme konusunda uzmanlaşmış bir kişinin, standart olarak önerilen terimleri yeğ tutarak ürettiği, 200-250 sözcük boyunu aşmayan bir tür özet. Ayırmak. Özet çıkarmak. Özet.

 

Bring out : Belli etmek. Öndürmek. Cesaret vermek. Üretmek. Piyasaya sürmek. Görülmesini sağlamak. Yayınlamak. Yapmak. Yayımlamak.

Strike off synonyms : editions, come on, duress, come upon, shear, brought out, catch, constrainment, blow away, crackdowns, counterfeited, clear, blow off, compresses, constraints, absterge, blow, bruit about, crossing out, cast off, caught, cancel, attack suddenly, exscinding, flown, cut off, evaporate, strike out, blanker, chop off, edition, bares, coercions.