Swore türkçesi Swore nedir

Swore ile ilgili cümleler

English: Ali swore that he didn't tell anyone about the secret.
Turkish: Ali sırdan kimseye bahsetmediğine yemin etti.

English: He swore that he would no longer drink.
Turkish: O artık içmeyeceğine yemin etti.

English: I swore I'd never be like Moustapha.
Turkish: Asla Mustafa gibi olmayacağıma yemin ettim.

English: Ali swore at me.
Turkish: Ali bana küfretti.

English: Ali swore he wasn't going to say anything to anybody.
Turkish: Ali kimseye bir şey söylemeyeceğine yemin etti.

Swore ingilizcede ne demek, Swore nerede nasıl kullanılır?

Swore brother : Kan kardeşi.

Swore enemies : Ezeli düşmanlar. Can düşmanları.

Swore expert : Yeminli bilirkişi.

Foreswore : Yemin altında inkar etmek. Yalancı şahitlik yapmak. Yanlış ifade vermek. Terketmeye veya bırakmaya söz vermek.

Forswore : Yeminle inkar etmek. Tövbe etmek. Yemin etmek. Yeminle reddedilen.

Sword lily : Kuzgunkılıcı. Glayöl.

Sword knot : Kılıç püskülü.

Sword of damocles : Demokles'in kılıcı. Bir savaşta tehditte korkuda tehlikeyi belirten kıssa (demoklesin kılıcı).

Sword bayonet : Kasatura.

Sword swallower : Kılıçyutan. Kılıç yutma gösterisi yapan becerili kişiye verilen ad. Kılıç yutan.

İngilizce Swore Türkçe anlamı, Swore eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Swore ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bakehouse : Ekmek fırını. Ekmekçi. Fırın.

Bookstall : Gazeteci. Kitap satan büfe. Kitap sergisi. Gazete kulübesi. Gazete rafı. Gazete bayii. Dergi satan büfe.

Pawnshop : Rehinci dükkanı. Rehinci. Tefeci. Rehin dükkanı.

Hold on : Telefonu kapatmayıp beklemek. Devam etmek. Tutmak. Sarılmak. Hatta kalmak. Durmak. (telefonda) beklemek. Beklemek. Dayanmak. Bağlanmak.

Shoe store : Ayakkabı dükkanı. Ayakkabı mağazası. Ayakkabı satış yeri. Ayakkabıcı.

Repair shop : Tamirci dükkanı. Tamirhane. Onarım atölyesi. Onarım işliği. Tamir atölyesi.

Haberdashery : Tuhafiye dükkanı. Konfeksiyon dükkanı. Erkek giyim eşyası. Erkek mağazası. Şapka dükkanı. Aktarlık. Tuhafiye (işi). Tuhafiyecilik. Tuhafiyeci. Tuhafiye.

Shopfront : Dükkan önü. Mağaza önü. Mağazanın ön tarafı. Dükkan ağzı. Dükkanın önü. Vitrin. Mağazanın önü. Mağazanın caddeye bakan tarafı.

Mercantile establishment : Ticari kurum. Ticari kuruluş. Satış mağazası. Ticarethane. Ticari müessese.

Roll up : Çıkagelmek. Sıvamak. Çıka gelmek. Sarmak. Biriktirmek. Araba ile gelmek. Yuvarlanmak. Gelmek. Harekete geçmek. Yanaşmak.

Swore synonyms : thriftshop, pawnbroker's shop, liquor store, stack away, haberdashery store, building supply house, florist shop, apothecary's shop, loan office, building supply store, chemist's, pizza parlor, pizza shop, specialty store, victual, mens store, fix it shop, chemist's shop, hive away, pet shop, novelty shop, food shop, dress shop, ironmonger's shop, clothing store, candy store, dry cleaners, perfumery, bookstore, convenience store, millinery, package store, keep.

Swore zıt anlamlı kelimeler, Swore kelime anlamı

Lose : Kaybolmak. Şaşırmak. Kaybetmek. Geri kalmak (saat). Yitirmek. Zayi etmek. Kaçırmak. Azıtmak. Kazanamamak. Heba etmek.

Fall back : Geri çekilme. Geride kalma. Geri çekilmek. Gerilemek. Saatleri geri almak.