Türe nedir, Türe ne demek

Yerel Türkçe anlamı:

Töre, gelenek, görenek.

Gergin, sinirli olma durumu: Bu türeyi kime yapıyorsun?

Subay, komutan.

Töre

Görenek, gelenek.

Diğer sözlük anlamları:

Âdet, usûl, kaide, örf, görenek, kanun, âyîn.

Türe isminin anlamı, Türe ne demek:

Erkek ismi olarak; Görenek, gelenek, töre. Subay, komutan. Hak ve hukuka uygunluk, adalet.

Osmanlıca Türe ne demek? Türe Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

hukuk

Türe tanımı, anlamı:

Türedi : Nereden geldiği, nasıl ortaya çıktığı belirsiz, gerçek bir değeri olmayan. Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı.

Türel : Adalet ile ilgili olan.

Türeme : Türemek işi. Aynı kökten çıkma, iştikak.

Türeme ünlü : Kelimenin aslında bulunmayan, iç veya ön seste beliren ünlü: azm azim, Rum Urum, gepgenç gepegenç gibi.

Türeme ünsüz : Kelimenin aslında bulunmayan, ön veya iç seste beliren ünsüz: urmak vurmak, fiat fiyat gibi.

Türemek : Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak. Çoğalmak. Bir kökten çıkmak. Parçalanıp çoğalmak, üremek.

Türemiş ad : Yapım ekiyle türetilmiş ad, türemiş isim: süz-geç, baş-lık, doğ-um, dur-ak, geç-it gibi.

Türemiş fiil : Yapım eki ile türetilmiş fiil: baş-la-mak, güzel-le-ş-mek, dur-ak-la-mak gibi.

 

Türemiş isim : Türemiş ad.

Türemiş kelime : Yapım ekiyle türetilmiş kelime: süz-geç, ver-gi gibi.

Türemiş sıfat : Yapım ekiyle türetilmiş sıfat: akıl-lı (çocuk), sarı-şın (kız) gibi.

Türemiş zarf : Yapım ekiyle türetilmiş zarf: ilk-in, akşam-leyin, gelmek-sizin, sürünür-cesine gibi.

Türetme : Ad ve fiillerin kök veya gövdelerine yapım eki getirilerek kelime kurma, iştikak: Göz-lük-çü, söyle-n-ti, sev-gi gibi. Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma, ihtira. Türetmek işi.

Türetme eki : Ad veya fiil köklerine getirilerek yeni söz varlıkları yapan ek.

Türetmek : Oluşturmak, ortaya çıkarmak, yaratmak, meydana çıkarmak.

Türev : Bir madde üzerinde yapılmış olan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde. Değişken artması sıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti. Türemiş veya üretilmiş şey. Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev-gi, sev-in-mek, göz-lük gibi.

Türeyiş : Türeme işi.

Addan türeme ad : Ad kökünden yapım ekleriyle türetilen ad gövdesi, isimden türeme isim: Ev-cil, göz-cü-lük vb.

Addan türeme eylem : Ad kökünden fiil yapım ekiyle yapılmış fiil gövdesi, isimden türeme fiil.

Eylemden türeme ad : Fiil köklerinden fiilden isim yapma ekleriyle türetilmiş isim, fiilden türeme isim.

Eylemden türeme eylem : Fiil köklerinden fiilden fiil yapma ekleriyle türetilmiş fiil, fiilden türeme fiil: sardır-(

Fiilden türeme fiil : Eylemden türeme eylem.

Fiilden türeme isim : Eylemden türeme ad.

İç türeme : Kelimenin aslında bulunmayan bir ünlü veya ünsüzün iç seste belirmesi.

 

İsimden türeme fiil : Addan türeme eylem.

İsimden türeme isim : Addan türeme ad.

Ön ses türemesi : Aslında kelimede bulunmayan bir ünlü veya ünsüzün ön seste belirmesi, protez: urmak vurmak gibi.

Ses türemesi : Bir sözün aslında bulunmayan bir ünlü veya ünsüzün sonradan türemesi: urmak vurmak, hükm hüküm gibi.

Ünlü türemesi : Ses özelliklerine veya birbirleriyle birleşme şartlarına uygun olarak kelimenin önüne, içine veya sonuna ünlü getirilmesi: scarpina iskarpin, ruza oruç, limon ilimon vb.

Ünsüz türemesi : Kelime içine veya başına bir ünsüzün eklenmesi.

Adalet : Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe.

Türe çıkarmak : Köyün gelenek ve göreneklerine uymayıp kendiliğinden yeni kurallar çıkarmak.

Türe yapmak : Hayvanların yük sepetlerini iyice doldurmak : Sepet üzerini türe yapmışlar, hayvan gelemez.

Türedışı, heteronom : (biyoloji)

Türediler : Balıkesir ilinde, Sarıbeyler bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Türefi : Utangaç.

Türehan : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Törelere bağlı hükümdar.

Türek : Tepeliklerin ortasındaki çıkıntı. Bir kelimenin türeyiş bakımından dayandığı eski kök. 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Tepeliklerin ortasındaki çıkıntı.

Türek bilimi : Türekleri arayıp bulma işiyle uğraşan bilim kolu.

Türek eşili : Kılıkları ve anlamları farklı olduğu halde türekleri bir olan kelimelere denir: Alışmak ile Alınmak gibi.

Türek sesliği : Bir kelimeye sonradan gelmiş olmayıp türeğinde bulunan seslik.

Türe ile ilgili Cümleler

  • Mars'ta Manyetik alanlar, onun güney yarımküresinde mantar gibi türemiştir.
  • Filler üç farklı türe ayrılır.
  • İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
  • Borsada kumar oynarsan bir yatırımcısındır... Türev piyasada kumar oynarsan bir tüccar ... Kumarhanede kumar oynarsan bir kaybedensindir ... Ahlak ?
  • Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
  • Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.
  • Salisilat, salisilik asidi ve onun türevlerinden meydana gelir.

Diğer dillerde Türe anlamı nedir?

İngilizce'de Türe ne demek? : [Türe (die) ] n. door, barrier of wood or other material which can be opened and closed; doorway, opening through which one enters

n. type, sort, kind, variety, species, genus, breed, class, genre, ilk, persuasion, race, sort of, strain, stripe

v. spring up, be derived, mushroom, multiply, be reproduced, pullulate

Rusça'da Türe : n. закон (M), право (N)