Taşlamak nedir, Taşlamak ne demek

Taşlamak; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de mecaz olarak kullanılır.

  • Taş atmak, taşa tutmak
  • Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak.
  • Taş ve benzerleri nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak.
  • Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak.
  • Taş döşemek.
  • Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

1.Birini kötülemek, arkasından atıp tutmak. 2.Göz koymak, nişan koymak : Ali'nin kızını taşlamaya başlamışlar. 3.Laf atmak.

At yürürken tırnağı taşa çarpmak.

Gebe hayvan yavrusunu düşürmek.

Taşlamak ile ilgili Atasözü veya Deyim

orman taşlamak : bir kimsenin düşüncesini dolaylı olarak öğrenmeye çalışmak.

Taşlamak anlamı, kısaca tanımı

Taşlama : Taşlamak işi. Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama. Alaylı halk şiiri. Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, tariz. Hakaret. 1.At sıçrayarak yürüme. 2.Hayvan ayaklarını kaldırarak yürüme. 3.At kıç atıp üstündekini fırlatma. Değirmen taşları diş diş olma. Taşlamaya, yergiye yönelen ve insanlarla çevrelerinin kusurlu yönlerini ele alan kısa güldürü. Aşındıraçlı yüzeylere sürterek, metal yüzeyleri, mekanik olarak temizleme işlemi. (Halk edebiyatı terimi) Yergi, hicviye. Bir kişiyi, bir yeri, bir şeyi ve benzerleri -kusurlu yanlarını- acr, alaycı bir dille yeren halk koşuk türü

 

Tırpan taşlamak : Tırpan bileylemek. (Amasya).

Üstü kapalı : Açık ve kesin olmayan. Açık ve kesin olmayan bir biçimde.

Beyazlatmak : Beyaz duruma getirmek, ağartmak.

Alıştırmak : Alışmasına yol açmak. Uyar duruma getirmek.

Taş döşeme : Geniş yüzeyli taşlarla yapılmış döşeme.

Beyazlatma : Beyazlatmak işi, ağartma. Kâğıtçılıkta parlaklığın iyileştirilmesi için hamur bileşenlerinin renginin az veya çok oranda değiştirilmesi, giderilmesi.

Bir parça : Biraz, azıcık, çok az. Kısa bir süre.

Parlatmak : Bir yüzeyi düzgün ve parlak duruma getirmek, parlamasını sağlamak. İçki içmek. Güzel, etkili, alışılmamış söz söylemek. Birini gereğinden fazla övmek.

Kötülemek : Biri veya bir şey için olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylemek. Nesnelerin niteliği bozulmak, kalitesi bozulmak. İnsanın sağlığı bozulmak.

Ayıklamak : Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek. Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak.

Alıştırma : Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.

Söylemek : Düşündüğünü ya da bildiğini sözle anlatmak. Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak. Türkü, şarkı vb. okumak. Önceden bildirmek, tahmin etmek. Yapılmasını istemek. Yazmak, düzmek. Haber vermek. Sipariş etmek. Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak.

 

Parlatma : Parlatmak işi.

Ayıklama : Ayıklamak işi.

Düşürmek : Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak. Uğratmak. Değerini, fiyatını indirmek. Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek. Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak. Azaltmak. Görevi bıraktırmak. Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak.

Nesneler : Eşyâ. -töresi: eşyâ hukuku.

Başlamış : Hatay ili, Erzin ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Konya şehri, Hüyük ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Manisa şehrinde, Akhisar ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Samsun ilinde, Lâdik ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Kötüleme : Kötülemek işi.

Düşürme : Düşürmek işi.

Diğer dillerde Taşlama yanığı anlamı nedir?

İngilizce'de Taşlama yanığı ne demek ? : grinding burn