Tabanca nedir, Tabanca ne demek

"Tabanca" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Biraz eğildikleri zaman cübbelerinin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." - F. R. Atay

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Dekor boyamada, boya püskürtmede kullanılan hava basmalı tabanca.

Tiyatro'daki terim anlamı:

Dekor boyamada boyayı püskürtmek için kullanılan kompresörlü tabanca.

Diğer sözlük anlamları:

Tokat, şamar.

İngilizce'de Tabanca ne demek? Tabanca ingilizcesi nedir?:

spray-gun

Tabanca hakkında bilgiler

Tabanca; kısa namlulu ateşli silah.

Tabancalar, çalışma prensiplerine ve mermi muhafaza bölümlerinin şekline göre, şarjörlü (pistol) veya toplu (revolver) olarak adlandırılırlar ve kullanılan mermilerin çaplarına göre sınıflandırılırlar.

Şarjörlü tabancaların kendine göre; toplu tabancaların da kendilerine göre avantaj ve dezavantajları vardır.

Şarjör; içi mermiyle doldurulan bir nevi mermi kutusudur. Bu kutuya mermiler üst üste sırayla dizilir ve şarjör, tabancanın kabza denilen, elle tutulan kısmının içindeki yuvaya yerleştirilir. Silah her ateşlendiğinde mermi çekirdeği barutun genleşmesiyle kovandan ayrılarak namludan çıkarken, kovan da tepkimeyle silahın sürgüsünü geri iter ve sürgü geri geldiğinde boş kovanı dışarı atar ve yeni gelecek mermiye yer açar. Sürgü tepme kuvveti ile boş kovanı dışarı attıktan sonra irca yayının ileri itmesi esansında şarjörün yay ile beslediği yeni ateşe hazır bir fişek alıp namlu yatağına yerleştirir.

 

Tabanca ile ilgili Cümleler

  • Tabancan var mı?
  • Tabancaların yasadışı yapılması gerektiğini düşünüyor musunuz?
  • Tabanca aniden patladı.
  • Ali üç kez şok tabancasıyla vuruldu.
  • Bu tabancada hiç mermi yok.
  • Ali bir tabanca satın aldı.
  • Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.
  • Çocuklar yaz aylarında serin kalmak için su tabancalarıyla oynamayı severler.
  • Ali bir tabanca çıkardı ve Mary'yi vurdu.
  • Tabancada parmak izlerin bulundu.
  • Polis tabancayı çekti.
  • Tabanca kime ait?
  • Tabancayla, tüfekle atış yapmak istiyorum ayrıca öğretilirse pazartesi el bombası atmak istiyorum.

Tabanca anlamı, kısaca tanımı:

Ateşli : Ateşi olan. Cinsel istekleri güçlü olan. Heyecanlı, coşkulu.

Silah : Savunmak veya saldırmak amacıyla kullanılan araç. Savunmak veya saldırmak için kullanılan nesne, etken araç. Bir konuda etkili her şey.

Tabancaya davranmak : Ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak.

Tabanca boyası : Tabanca ile yapılmış olan boya.

Tabanca cilası : Tabanca ile püskürterek yapılmış olan cila.

Beylik tabanca : Ordu veya emniyet mensuplarına görev dolayısıyla verilen tabanca.

Çift tabanca : İşini kolaylaştırmak amacıyla gerekli olan şeyleri birden fazla bulunduran kimse.

Makineli tabanca : Bir tür otomatik silah.

 

Tek tabanca : Tek başına hareket eden kimse.

Toplu tabanca : Mermileri şarjöre değil bir eksen etrafında dönen top içerisine yerleştirilen tabanca.

Boya tabancası : Sıvı boyayı püskürtmek için kullanılan alet.

Mantar tabancası : Borusunun ucuna içi barutlu mantar takılarak patlatılan, tabanca biçiminde bir tür çocuk oyuncağı.

Perçin tabancası : Levha olarak üretilmiş parçaları birbirine üst üste koyarak birleştirmek, kaynaştırmak için kullanılan el aleti.

Püskürtme tabancası : Vernik veya boya sıvılarını basınçlı hava yardımı ile püskürterek sürmekte kullanılan tabanca biçiminde araç.

Yarış tabancası : Yarışı başlatmak, yanlış çıkışları yarışmacılara bildirmek ve yarışı durdurmak için kullanılan ateşli silah.

Hafif : Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek). Etkisi az olan, sert karşıtı. Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. Güç veya yorucu olmayan, kolay. Önemli olmayan. Gücü az olan, belli belirsiz. Çok dik olmayan (sırt, yokuş). Kalınlığı veya yoğunluğu az olan. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa.

Boyacı : Boya satılan dükkân. Boya satan kimse. Boyama işini, boyacılığı meslek edinen kimse.

Basınçlı : Basınç yüklenmiş olan.

Hava : Çekicilik. Tarz, üslup. Sonuçsuz, anlamsız, boş (durum, davranış, söz). Esinti. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi. Müzik parçalarında tür. Gökyüzü. Durum, ortam, çevre, muhit, atmosfer, ambiyans. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü. Keyif, âlem. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı. Çevreyi kuşatan boşluk. Görünüş, davranış, söz vb. için bir kimsenin durumunu belirten özellik.

Yardım : Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri. Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet. Bağış, iane. Etki. İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı, destek.

Boya : Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya. Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Aldatıcı görünüş. Yazmak için kullanılan mürekkep.

Püskürtme : Püskürtülerek yapılmış. Sulu boya püskürterek çeşitli tonlarda yüzeyler elde etme tekniği veya bu teknikle yapılmış resim. Püskürtmek işi. Sıçramış, fırlamış.

Namlu : Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça. Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü.

Tabanca macunu : Tabanca ile püskürtülecek kıvamda hazırlanan boya astarı.

Tabanca tipi yağ yakıcı : Yakıtı yüksek basınç altında (7 kg/cm bir memeden püskürterek taneciklere ayıran ve yanmasını sağlayan aygıt.

Tabanca urmak : Tokat atmak.

Tabanca yimek : Tokatlanmak.

Tabancalamak : Tokatlamak.

Tabancalaşmak : Birbirine tokat atmak.

Diğer dillerde Tabanca anlamı nedir?

İngilizce'de Tabanca ne demek? : n. pistol, gun, revolver, colt, equalizer, gat, heater, persuader, peashooter, pop, rod

Fransızca'da Tabanca : pistolet [le], revolver [le]

Almanca'da Tabanca : n. Pistole, Puffer, Revolver, Trommelrevolver

Rusça'da Tabanca : n. пистолет (M), кольт (M), пульверизатор (M)