Tabur nedir, Tabur ne demek

Tabur; bir askerlik terimidir.

"Tabur" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır." - S. Birsel

Tarih'teki anlamı:

Berkitilmiş tabya ve sığınak.

Diğer sözlük anlamları:

İstihkâm.

Ordugâh.

İngilizce'de Tabur ne demek? Tabur ingilizcesi nedir?:

barricade, fortified campus

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Adana kenti, Tuzla nahiyesine bağlı bir yer.

Tabur hakkında bilgiler

Tabur, bir yarbay ya da binbaşının komuta ettiği, bölükten büyük, alaydan küçük askeri taktik birliktir. Günümüz ordularında ana silahlarına göre tank taburu, piyade taburu, topçu taburu gibi tabur sınıfları bulunmaktadır. Hava kuvvetlerinde tabur, genellikle filo olarak adlandırılır.

Taburlar ana silah türüne göre tank taburu, topçu taburu, tanksavar taburu, uçaksavar taburu, piyade taburu gibi muharip taburlardır.

Topçu taburları üç ya da dört topçu bataryası -topçu bölüğü- olarak tertiplenir. Diğer muharip taburlar da çoğunlukla üç muharip bölük ve bir ikmal bölüğünden oluşur.

Piyade taburları, 20. yüzyılda bir karargâh bölüğü, bir tüfek bölüğü ve bir ağır silah -tank, top- bölüğü olarak organize edilmiştir. Günümüzde de 800-900 askerden oluşan taktik açıdan kendine yeterli birlikler olarak benzer düzende organize edilmektedir.

 

Tabur ile ilgili Cümleler

  • Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.
  • Tabur, düşmana teslim oldu.
  • Ali köşedeki bir tabureye oturdu.
  • Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
  • Ali taburesinden kalktı.
  • Birkaç güne taburcu olursunuz.
  • Bu taburenin onarılması gerekiyor.
  • Sana bir tabure getireyim mi?
  • Ali tezgahtaki bir tabureye oturdu.

Tabur anlamı, tanımı:

Dört : Bu sayıyı gösteren 4 ve IV rakamlarının adı. Üçten bir artık. Dört sayısının adı.

Bölük : On kuralına göre yazılan bir tam sayının, sağdan sola doğru üçer üçer ayrılan basamaklarından her bir üçlü takımı. Saç örgüsü. Hizip. Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birlik. Bir bütünden ayrılmış olan parça, kısım.

Binbaşı : Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay.

Komuta : Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda.

Asker : Askerlik görevi veya ödevi. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli. Orduda görev yapan erden generale kadar herkes. Er. Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan.

Bir tabur : Çok, bir yığın.

Amele taburu : Amelelerden oluşan topluluk.

Taburcu : Hastaneden çıkması kararlaştırılmış (hasta).

Taburcu etmek : Doktor hastayı yatarak tedavi gerekmediğinde hastaneden çıkarmak.

Tabure : Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle.

 

Kurul : Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble.

Birli : As. Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan.

Küme : Tomar. Tümsek biçimindeki yığın. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri. Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan alt grup.

Yığın : Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe. Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.

Grup : Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu. Küme. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü.

Yarbay : Orduda rütbesi binbaşı ile albay arasında olan subay. Kaymakam.

Büyük : Niceliği çok olan. Büyük abdest. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Üstün niteliği olan. Önemli. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş.

Tabur ağası : Osmanlılarda tabur komutanı, alay binbaşısı.

Tabur kurmak : Asker birliğini, çevresine hendek çekmek ya da başka türlü berkitimler yaparak saldırıdan korumak ve savaşmaya hazır tutmak. Ordugâh ittihaz etmek.

Taburolu : Taburoğlu (köy)

Taburcı : Taburcu

Tabureli : İçel şehrinde, Güzeloluk bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Taburlar : Ankara şehrinde, Elmadağ ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Taburoğlu : Kırşehir ilinde, Göllü bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Diğer dillerde Tabur anlamı nedir?

İngilizce'de Tabur ne demek? : n. battalion

Fransızca'da Tabur : bataillon [le]

Almanca'da Tabur : n. Bataillon

Rusça'da Tabur : n. батальон (M), дивизион (M), колонна (F)

adj. батальонный