Takalak nedir, Takalak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Bütün olarak fırında kurutulan armut.

Yuvarlak bulgur köftesi.

Küçük kutu.

Küçük odun parçaları.

Domates.

1.Eğlendirici, hoş vakit geçirten söyleşiler. 2.Kahkaha.

Sert, kuru toprak parçası.

Keçeden yapılan çoban abası başlığı.

Topal ya da hasta olduğundan sürüye uyamayarak arkada kalan koyun, keçi ve benzerleri hayvanlar.

İplik makarası.

Yara için bir çeşit sargı biçimi.

Takalak tanımı, anlamı

Takala : Topak, küçük parça

Taka : Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi. Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz.

Hayvanlar : (Animalia), Canlı varlıklardan bitkiden farklı olarak yer değiştirebilen, uyartılara cevap veren, besinlerini vücudu içinde sindirebilenleri içine alan bir âlemdir. Birgozeliier (Protozoa) ve çokgözeliler (Metazoa) olmak üzere 2 altâlemi vardır.

Yuvarlak : Top veya küre biçiminde olan, müdevver. Top veya küre biçiminde toparlak şey. Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.). Homoseksüel erkek.

Söyleşi : Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet. Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet. Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı.

 

Domates : Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin bir bitki (Lycopersion esculentum). Bu bitkinin yenilen kırmızı veya yeşil ürünü.

Parçal : Kesinti, ulak. Kalan, faiz: Niye paranın parçalını alıyı?.

Kurutu : Cimri.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Makara : Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin. Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti. Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç. Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet.

Başlığ : Kadınların giydikleri altunla süslenmiş başlık. Kurşun kalemlerin başına geçirilen madeni başlık.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

 

Domate : Domates.

Bulgur : Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday. Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Topra : Torba.

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan ya da artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj.

Kurut : Kurutulmuş süt ürünü.

Topal : Bacağındaki sakatlık sebebiyle seker gibi veya iki adımda bir, bir yana eğilerek yürüyen (insan veya hayvan). Ayaklarından biri kısa olan (nesne).

Diğer dillerde Tak polimeraz anlamı nedir?

İngilizce'de Tak polimeraz ne demek ? : taq polymerase