Tavla nedir, Tavla ne demek
Tavla; kökeni arapça, italyanca dillerine dayanır.
- At ahırı.
- Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
- Bu oyunun üzerinde oynandığı, iki iç yüzü bölme desenli, dikdörtgen biçimindeki tahta kutu.
"Tavla" ile ilgili cümle örnekleri
- "Dağın ardında bir nazlı sultanım / Tavlamda doru bir küheylanım" - A. M. Dranas
- "Kahveciden başka üç kişi vardı, ikisi tavla oynuyordu." - Y. Atılgan
Yerel Türkçe anlamı:
Sebze bahçelerinde tohum ekmek için ayrılan ufak parçalar, evlek.
Veterinerlik alanındaki anlamları:
Çevrenin atlar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla inşa edilen at barınağı.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
Sofra yerine kullanılan hamur tahtası. (İnönü -Eskişehir)
İngilizce'de Tavla ne demek? Tavla ingilizcesi nedir?:
stable
Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:
Hatay şehrinde, Karaçay bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Ağrı ilinde, Diyadin ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
Tavla hakkında bilgiler
Tavla, özel bir platform üzerinde 15 siyah, 15 beyaz taşla oynanan iki kişilik bir oyundur. Dünyadaki en eski oyunlardan biri olduğu, Büzur Mehir'inse oyunu biraz geliştirdiği, yapılmış olan kazılardan anlaşılmıştır. Oyunun ilk ortaya çıktığı devirde de tavladaki zarlar ve taşların kemiklerden yapıldığı düşünülmektedir.
Bilindiği kadarı ile, 1400 yıl önce İran şahı Nevşiyan'ın veziri Büzur Mehir tarafından 10 günde icat edilmiştir. Tavlada karşılıklı altışar hane 12 ayı, 15 beyaz ve 15 siyah pul ayın 15 gece ve 15 gündüzünü, karşılıklı 12'şer hane de günün 24 saatini temsil eder.
Tavlada, 4.500 civarında hamle ihtimali bulunduğundan oyunda ustalaşmak önemlidir. Ancak zarın şansı simgelemesinden dolayı şans faktörü de kendisini hissettirmektedir.
Bazı kaynaklarda "modern" ve "geleneksel" tavla gibi ayrımlar yapılıyorsa da ayrımın sebebi pentatlon ve modern pentatlondaki gibi oyunun kendisini ilgilendiren bir farklılık değildir.
Tavla ile ilgili Cümleler
- Ali genellikle tavla oynamaz.
- Tavladan usandım.
- Tavla oynamayı biliyor musun?
- Tavlada çok iyi değilim.
- Sen ve ben birlikte hiç tavla oynamadık, değil mi?
Tavla anlamı, tanımı:
Karşılık : Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele. Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat. Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz. Cevap, yanıt. Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel.
Oyun : Şaşkınlık uyandırıcı hüner. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. Müzik eşliğinde yapılmış olan hareketlerin bütünü. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma. Hile, düzen, desise, entrika. Kumar. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Güreşte rakibini yenmek için yapılmış olan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket.
Tavla atmak : Tavla oynamak.
Kız tavlası : Belli bir düzene göre sıralanmış pulların gelen zara göre önce kendi hanesinde yayılması ve sonra toplanmasıyla oynanan tavla oyunu, Yahudi tavlası.
Yahudi tavlası : Kız tavlası.
Tavlacı : Tavla oyununa düşkün kimse. At beslenen tavlaya bakan kimse.
Tavlama : Tavlamak işi.
Tavlama derecesi : Demir çelik işletmelerinde kütük demirin şekillendirilmesi veya haddelenmesi için en uygun ısı ve nem oranı.
Tavlamak : Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak. İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek. Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek.
Tavlandırmak : Hayvanı semirtmek, şişmanlatmak. Beslemek. Tavlanmasını sağlamak.
Tavlanma : Tavlanmak işi.
Tavlanmak : Hayvan semirmek, şişmanlamak. Tavlama işi yapılmak.
Av avlanmış tav tavlanmış : "olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok" anlamında kullanılan bir söz.
Eşek kocamakla tavla başı olmaz : "anlayışsız kişi ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak bir olgunluğa ulaşamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Kurban etiyle köpek tavlanmaz : "kimi şeyler, yararlı da olsa herkese verilmez" anlamında kullanılan bir söz.
Ahır : Evcil büyükbaş hayvanların barındığı kapalı yer, hayvan damı.
Bölüm : Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon. Çağ, devir. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik.
Yanlı : Yandaş.
Tahta : Kara tahta. Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Bu ağaçtan yapılmış. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç.
Beşer : İnsanoğlu, insan. Beş sayısının üleştirme sayı sıfatı. Her birine beş, her defasında beşi bir arada.
Otuz : Üç kere on, yirmi dokuzdan bir artık. Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı. Bu sayıyı gösteren 30 ve XXX rakamlarının adı.
Kişi : Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer. Eş, koca. Erkek. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs.
Platform : Bir siyaset programında, dayanılan düşünce veya düşüncelerin tümü. Büyük çaplı tabakaların çarpılması ve bunun sonucunda oluşan hafif eğimlerle nitelenen jeolojik yapı tipi. Yüksekçe yer.
At : Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül. Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş. Astatin elementinin simgesi.
Tavlacılık : Tavlacı (I) olma durumu.
Tavladere : Sivas şehrinde, Şarkışla ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
Tavlaköy : Kayseri kenti, Sarız ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
Tavlama fırını : İçinde tavlama işlemi yapılan fırın.
Tavlama sıcaklığı : Tavlama işleminin yapıldığı sıcaklık.
Tavlama tabanı : Üstüne kangalların yerleştiriltiği tavlama fırını tabanı.
Tavlamağ : Bir çok ipliği birlikte bükmek.
Tavlamıh : Atı bağlama
Tavlan : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Şişman.
Tavlandırma : Tavlandırmak işi.
Diğer dillerde Tavla anlamı nedir?
İngilizce'de Tavla ne demek? : [Tables (board game)] n. backgammon
v. attemper, anneal
n. correct heat, temper
Fransızca'da Tavla : écurie [la]; (oyunu) trictrac [le]
Almanca'da Tavla : Stall
Rusça'da Tavla : n. конюшня (F), нарды (PL)
Bu kısımda Tavla nedir? Tavla ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Tavla tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Tavla hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.