Teneke nedir, Teneke ne demek

"Teneke" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Uyuyanı uyandırmak için ondan yana teneke parçaları atıp gürültü çıkartırlardı." - L. Tekin
  • "Sonunda bu su tenekelerini civardaki evine kadar taşımaya karar verdi." - İ. H. Baltacıoğlu
  • "Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi." - O. C. Kaygılı

Yerel Türkçe anlamı:

Kadın donu.

Şalvar.

1.Tabakların giydiği giysi, don: Tenekem kirlenmiş yıkamak lazım. 2.bk. tenike (I)-

3.bk. tenike (I)-2.

Teneke; gaz tenekesi; gaz tenekesi hacminde ölçü

Bilimsel terim anlamı:

İki yüzüde kalay örtülmüş, ince çelik şerit ya da saç.

İngilizce'de Teneke ne demek? Teneke ingilizcesi nedir?:

tinplate

Teneke hakkında bilgiler

Teneke, iki yüzü elektroliz yoluyla kaplanan sac malzemeye ve bu malzemeden yapılmış olan 20 litrelik kaplara verilen isim.

İnce sac levhalar temperlenerek dayanıklılığı artırılır ve düzgün bir yüzey elde edilmesi sağlanır. Daha sonra elektroliz yoluyla kalaylanır.

Teneke ile ilgili Cümleler

  • Tom'un köpeği bizim çöp tenekesini devirdi.
  • Teneke boş mu sizce?
  • Teneke boş.
  • Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.
  • O, bodrumda büyük bir çöp tenekesi buldu.
  • Teneke açacakları ve makaslar gibi çoğu eşyalar sağ elini kullananlar için yapılmıştır.
  • Teneke kutuyu atmadan önce ezin.
  • Planı çöp tenekesine at.
  • Teneke kutuyu açacak bir şeyim yok.
  • Tom, çöp tenekesini tekmeledi.
  • Rio de Janeiro'da nüfusun % 20'si teneke mahallelerde yaşıyor.
  • Fakat maymun geri geldiğinde, teneke bardak her zaman boştu.
 

Teneke anlamı, kısaca tanımı:

Kalay : Sövme, küfür. Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası. Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn). Aldatıcı görünüş.

İnce : Taneleri ufak, iri karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Tiz (ses), pes karşıtı. Ayrıntılı. Zayıf. Hafif, gücü az.

Teneke caz : Kötü çalan orkestra veya müzik topluluğu.

Teneke mahallesi : Damlarının çoğu teneke kaplı, derme çatma evlerden oluşan mahalle.

Çöp tenekesi : Sokaklarda çöplerin içinde toplandığı büyük kap. İşe yaramayan, kötü, berbat. Çöplük.

Tenekeci : Tenekeden kap ve öteberi yapan, tenekeden yapılmış malzemeyi onaran kimse.

 

Tenekecilik : Tenekecinin yaptığı iş.

Tenekeleme : Tenekelemek işi.

Tenekelemek : Teneke kutuya doldurmak.

Ağzı teneke kaplı : Çok sıcak veya çok acı şeyleri kolaylıkla içebilen, yiyebilen (kimse).

Arkasından teneke çalmak : Tenekeye sopa vb. ile vurarak giden bir kişiye hakaret etmek.

Kuyruğuna teneke bağlamak : Biriyle aşırı derecede alay etmek. birini, herkesin alay edeceği biçimde kovmak.

Yumuşak : Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı. Kolaylıkla işlenebilen. Sessiz, hafif. Okşayıcı, tatlı, hoş. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran. Kolay çiğnenen, kolay kesilen. Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. Ilıman (iklim), sert karşıtı. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı. Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal.

Çelik : Kök salması için yere dikilen dal. Bir ağacı aşılamak amacıyla hazırlanmış dal. Bu alaşımdan yapılmış. Çocukların çelik çomak oyununda ucuna çomakla vurarak havaya kaldırdıkları iki tarafı sivri, kısa değnek. Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat. Kısa kesilmiş dal. Gemilerde, üzerine halat veya ip geçirip tutturmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılmış kısa değnek. Zayıf fakat güçlü (vücut).

Kaplı : Kaplanmış olan. Ciltli. Kabı olan.

Yaklaşık : Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî.

Yirmi : On dokuzdan sonra gelen sayının adı. İki kere on, on dokuzdan bir artık. Bu sayıyı gösteren 20 ve XX rakamlarının adı.

Litre : Bu birimde bir kabın alabileceği miktarda olan. Sıvıları ölçmede kullanılan, bir desimetreküp hacminde ölçü birimi.

Miktar : Ölçü. Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik.

Elektroliz : Bir elektrik akımının etkisiyle ortaya çıkan kimyasal ayrışma.

Bu : En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz. Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz.

Kabın : Uçakta yolcuların oturduğu bölüm. Plajda soyunma yeri. Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme. Küçük, özel bölme.

Teneke mahalle : Kimi büyük kentlerde görülen, fiziksel ve toplumsal bakımlardan geri ve yoksul kesim, bk. bozulma bölgesi, gecekondu.

Teneke peyniri : Beyaz peynir.

Teneke yuvarlama : (Doğaçlama) : Türk doğaçlama tiyatrosunda çoğu kez adı ibiş olan baş oyun kişisinin sahneye girmeden önce kuliste gaz tenekesini yuvarlaması. Bununla oyunun başladığı anlaşılırdı. Gaz tenekesi yuvarlama hareketinin ilk kez Kel Hasan tarafından bulunduğu söylenir. (Argo.) : Ucuz araçlarla seyirciyi güldürmeye kalkanların tavrını belirlemede kullanılan argo deyim.

Teneke yuvarlamak : Eski Tulûat oyunlarında, çoğu kez adı "ibiş" olan uşak, sahne gerisinde bir gaz tenekesi yuvarlar, sahneye öyle girer, seyirciler de bu alışılagelmiş harekete gülerlerdi. Bu terim bugün de tulûata kaçan, ucuz araçlarla seyirciyi güldürmeye kalkanlara uygulanır.

Tenekeci el makası : İnce sacların kesilmesine yarayan el makası.

Tenekeciörsü : Tenekelerdeki eğrilikleri düzeltmekte kullanılan kısa uçlu kazmaya benzeyen araç. (*Aksaray -Niğde)

Tenekesaçak : Dam ve çatılardaki su oluğu. (*Yalvaç -Isparta)

Diğer dillerde Teneke anlamı nedir?

İngilizce'de Teneke ne demek? : n. tin

Fransızca'da Teneke : fer-blanc [le]

Almanca'da Teneke : n. Blech, Kanister

adj. blechern

Rusça'da Teneke : n. жесть (F), бак (M), жестянка (F), канистра (F), урна (F), фляга (F)

adj. жестяной