The highest türkçesi The highest nedir

  • En fazla.
  • Azami.
  • En yüksek.

The highest ile ilgili cümleler

English: Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
Turkish: Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.

English: He got the highest grade on the exam.
Turkish: Sınavda en yüksek notu aldı.

English: Brazil has one of the highest crime rates in the world.
Turkish: Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

English: According to the newspaper, the cost of living in Tokyo is the highest in the world.
Turkish: Gazeteye göre, Tokyo'da yaşamanın maliyeti dünyada en yüksektir.

English: Ali got an award for the highest sales at his company.
Turkish: Ali şirketindeki en yüksek satış için ödül aldı.

The highest ingilizcede ne demek, The highest nerede nasıl kullanılır?

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Highest : Azami. En yüksek. En fazla. En üstün.

In the highest degree : Son derece. Tamamen.

To the highest bidder : En fazla parayı teklif eden kimseye. En yüksek teklif verene.

The 1967 borders : Bağımsızlık savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (israil tarihi). Yeşil hat. 1967 sınırları.

 

The a team : Televizyonda macera dizisi ismi. A takımı.

The 2004 tsunami : 000 insanın ölümüne yol açan 26 aralık 2004'te meydana gelen yıkıcı tsunami. 2004 tsumanisi. 26 aralık 2004'teki büyük tsunami. Bir depremin tetiklediği ve iki kıtada 8 ülkede (tayland, hindistan, endonezya, malezya, maldivler, seylan, somali ve sri lanka) yaklaşık 225.

İngilizce The highest Türkçe anlamı, The highest eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak The highest ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Optimums : Optimum. En iyi. İdeal ortam. En yerinde. En yüksek değer. En etkin. İdeal. En uygun durum. Optimal.

Maximals : Büyükçe. En büyük. Maksimal.

Topmost : En yukarıda. En üstteki. En tepedeki. En yukarıdaki. En üstte.

At the very outside : Taş çatlasa. Taş çatlasın. Olsa olsa. Maksimum.

At best : En iyimser görüşle azami. Nihayet. Taş çatlasa. En iyi ihtimalle. En iyimser görüşle. Olsa olsa. En iyisi.

The largest : En geniş. En büyük. Çok büyük.

Supreme : En önemli. Yüce. Üstün derecedeki. En son. Ulu. En üstün. En büyük. Yüksek.

At the outside : Olsa olsa. Taş çatlasa. Maksimum. Taş çatlasın. En çok.

Record high : Rekor seviye. Rekor seviyede.

Max : En büyük. En çok. Ençok. Bir değişkenin alabileceği en yüksek değer, enb. Maksimum. En_büyük. Enbüyük. Mak.

The highest synonyms : at the utmost, at the farthest, at the very most, paramount, highest, greatest, optimum, maximum, largest, crowning, at the furthest, at the most, at most, utmosts, utmost, maximums, maximal, furthest, apogean.