Tingoz nedir, Tingoz ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Çabuk öfkelenen, sinirli.

[Bakınız: tıngoz].

Titiz, sinirli, alıngan.

Çevik.

Anlayışlı, ince düşünceli.

Tingoz tanımı, anlamı

İnce düşünceli : Ayrıntılı bir biçimde düşünen

Anlayışlı : Anlayışı olan, ferasetli, izanlı, zeki. Hoşgörülü bir biçimde. Hoşgörülü.

Düşünceli : Düşüncesi olan. Kaygılı, tasalı. Düşünerek davranan, anlayışlı.

Düşüncel : Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan. Yalnız düşünce ile kavranabilen.

Sinirli : İçinde sinir bulunan. Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi. Manisa şehrinde, Turgutlu ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Anlayış : Anlama işi, telakki. Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Hoş görme, hâlden anlama. Bir toplum veya topluluktaki bireylerde görüş ve inanış etmenlerinin etkisiyle beliren düşünme yolu, düşünüş biçimi, zihniyet, mantalite.

Düşünce : Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Tasa, kaygı, sıkıntı. Niyet, tasarı. Dış dünyanın insan zihnine yansıması.

Alıngan : Çabuk gücenen, kırılan.

Tıngoz : Çabuk öfkelenen, sinirli. Titiz, sinirli, alıngan.

 

Titiz : Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent. Temizliğe aşırı düşkün olan (kimse).

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Çevik : Kolaylık ve çabuklukla davranan, tetik, atik, atik tetik.

Çabuk : Hızlı, müstacel, yavaş karşıtı. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı. "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü.

Düşün : Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay.

Titi : Maymunlar (Primates) takımının. Yeni Dünya maymunugiller (Cebidae) familyasından, Güney Amerika'da yaşayan, 34 cm kadar boyda, 54 cm kadar uzunlukta çok kıllı bir kuyruğu olan, yüzü ve elleri siyah renkli bir memeli türü. (Callicebus personatus), Maymunlar (Primates) takımının Yenidünya-maymunugiller (Cebidae) familyasından bir memeli türü. Uzunluğu 34, çok kıllı olan kuyruğu 54 cm. Yüzü ve elleri kara olur. Güney Amerikada yaşar.

 

Tıng : Üzüm tanesi.

Öfke : Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap.

Alın : Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi. Karşı. Bazı şeylerin önü, ön yüzü.

İnce : Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Hafif, gücü az. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Zayıf. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Tiz (ses), pes karşıtı.

Sini : Üzerinde yemek de yenilebilen, yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi.

Diğer dillerde Tinea anlamı nedir?

İngilizce'de Tinea ne demek ? : tinea