Tohum nedir, Tohum ne demek

Tohum; bir bitki bilimi terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

"Tohum" ile ilgili cümle

  • "Ruhuna ve hafızasına serpilen bu tohumlar onda zamanla çiçeklerini açar ve meyvelerini verir." - A. Ş. Hisar
  • "Bir bez parçasına sardığı boru çiçeği tohumlarını toprağa serpti." - İ. O. Anar
  • "Tohumu kurudu."

Yerel Türkçe anlamı:

Oğlan evinden geline giden armağan.

Damızlık erkek at, aygır.

Birisinden yardım isteme, birisine sığınma anlamındadır, aman sözcüğüyle birlikte kullanılır

Biyoloji'deki anlamı:

Bitkilerde döllenmeden sonra tohum taslaklarının gelişmesiyle meydana gelen yapı.

Orta Öğretim alanındaki anlamı:

[Bakınız: tane]

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Bitkilerde döllenmeden sonra tohum taslaklarının gelişmesiyle meydana gelen yapı.

Diğer sözlük anlamları:

Çekirdek.

İngilizce'de Tohum ne demek? Tohum ingilizcesi nedir?:

seed, semen

Fransızca'da Tohum ne demek?:

semence, spore, sporidie, spedalskhed ou spedalsk, germe

Osmanlıca Tohum ne demek? Tohum Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

büzûr, tohum, bezir

Tohum hakkında bilgiler

 

Tohum, döllenmeden sonra tohum taslağının gelişmesiyle meydana gelir. Bir tohumda içten dışa doğru embriyo, besin dokusu ve tohum kabuğu olmak üzere üç kısım bulunur.

Embriyo kesesindeki yumurta hücresinin döllenmesiyle oluşan yapıya zigot denir. Zigotun gelişerek oluşturduğu yapıya ise embriyo denir. Tohumun canlı olan kısmıdır.

Tohum ile ilgili Cümleler

  • O ağacın tohumları sarı renklidir.
  • Tohumlar çimlendi.
  • Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.
  • Çiftçi tarlaya tohumları serpiyor.
  • Biz bir pasta yaptık ve içine haşhaş tohumu koyduk.
  • Filizlenmek için, tohumların hava ve suya ihtiyacı var.
  • Ali torbayı açtı ve ayçiçeği tohumlarını döktü.
  • Tohumları tüm tarlaya serptik.
  • Tung yağı, Tung ağacının tohumlarından elde edilir.
  • Tohum saç ve yoluna devam et. Tohum iyiyse eğer, kök salacaktır.
  • Tohumlar filizlendi.

Tohum anlamı, kısaca tanımı:

Döllenme : Erkek gametle dişi gametin kaynaşmasıyla yumurtacığın oğulcuk durumuna gelmesi, aşılanma, ilkah. Tozlaşma.

Tohuma kaçmak : Yaşlanmak, evlenme çağı geçip kartlaşmak. üreme veya üretme gücü kalmamak.

Tohumu dökülmek : Geçirdiği büyük bir korku dolayısıyla dölden kesilmek.

Tohum zarı : Tohumu dıştan sararak onu koruma altına alan zar.

Buğdaysı tohum : Buğdaysı meyve.

Keten tohumu : Keten bitkisinin, yağı çıkarılan veya dövülerek hekimlikte kullanılan küçük taneleri, zeyrek. Önemsiz, değersiz kimse.

Nifak tohumu : "Huzursuzluk, ara bozma sebebi olacak şeyleri yapmak" anlamındaki nifak tohumu ekmek (veya saçmak) deyiminde geçen bir söz.

Tohumcu : Tohum yetiştiren veya satan kimse.

Tohumculuk : Tohumcunun işi.

 

Tohumlama : Döllemek işi.

Tohumlamak : Döllemek. Dişi bir hayvanı, erkeğinden alınan tohumla yapay olarak döllemek.

Tohumlanma : Tohumlanmak işi.

Tohumlanmak : Tohumlu duruma gelmek.

Tohumlu : Tohumla üreyen. Tohumu olan.

Tohumlu bitkiler : Bitkiler dünyasının büyük bir şubesi, çiçekli bitkiler.

Tohumluk : Bitki yetiştirmede kullanılan tane, çekirdek, kök, sap vb.nin bütünü. Tohum için ayrılan. Tohum saklanan yer.

Açık tohumlular : Tohumları kozalak pulları üzerinde açık olarak bulunan çiçekli bitkilerin ayrıldığı iki büyük daldan biri, çıplak tohumlular.

Çıplak tohumlular : Açık tohumlular.

Ek tohumun hasını çekme yiyecek yasını : "bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Kapalı tohumlular : Açık tohumlularla tohumlu bitkileri içine alan bitkiler dünyasının bir alt şubesi.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Yumurtacık : Canlılarda dişinin, döllenip oğulcuk durumuna gelmesi için çıkardığı üreme hücresi. Kapalı tohumlularda, döllenmeden sonra değişikliğe uğrayarak tohumu oluşturan bölüm.

Oluşma : Oluşmak işi, teşekkül.

Tane : Herhangi bir sayıda olan şey, adet. Çekirdekli küçük meyve. Bazı bitkilerin tohumu.

Nesil : Kuşak. Hayvanlarda döl.

Sülale : Soy, hısım akraba. Ev, aile.

Ortay : Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi). Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi).

Gelişme : Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm. Olan biten şey. Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül, evolüsyon.

Soy : İyi ve üstün nitelikleri bulunan. Cins, tür, çeşit. Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale. Manzum söz.

Döl : Yavru, çocuk. Canlıların üremesi sonucu ortaya çıkan yeni birey veya bireylerin bütünü, zürriyet, nesil.

Spermatozoit : Er bezi borucuklarının ürettiği, atmığın içinde bulunan erkek döl hücresi, tohum.

Tohum avı : Ekilen tarlaya tohum yemek için gelen kekliğin avlanması.

Tohum günü : Gelinin mutluluğunu sağlayacağı inancıyla düğünden bir hafta önce kız evinde yapılan tören.

Tohum suyu : Meni.

Tohum tutmak : (Dişi hayvan aşıldıktan sonra) gebe kalmak veya yumurtası civciv çıkaracak halde olmak.

Tohuma gaçmak : Kartlaşmak (insan ya da bitki için).

Tohumak : Dokunak. < ET tokımak: dokumak || || dohumak || tohiram hali - çihmir yuhari: ilerileme göstermeyen işler hakkında söylenir Dokumak

Tohumcuk : Sarı gagalı, kara karga.

Tohumdavarı : Düğünden bir hafta önce oğlan evinden kız evine yollanan çeyiz. < T. tavar: Oğlan evinin düğün öncesinde kız evine gönderdiği çeyiz eşya

Tohumhakkı : Kalıt, miras.

Tohumkavudu : Kız evinin damada verdiği para vb. armağanlar.

Diğer dillerde Tohum anlamı nedir?

İngilizce'de Tohum ne demek? : adj. germinal, seminal

n. seed, germ, ovum

pref. spermo

Fransızca'da Tohum : graine [la], germe [le], semence [la], ferment [le], levain [le]

Almanca'da Tohum : n. Anlage, Keim, Saat, Samen

Rusça'da Tohum : n. зерно (N), семя (N), сперма (F)