Toplum nedir, Toplum ne demek
Toplum; bir toplum bilimi terimidir.
- Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet
- Topluluk.
"Toplum" ile ilgili cümle örnekleri
- "İlkel toplum."
Felsefi anlamı:
Bilinçli bireylerden ve özellikle aralarında örgütleşme bağları ve karşılıklı görevler bulunan kişilerden kurulu topluluk. 2~ (Dar anlamda) Doğal eğilimlere değil, sözleşmeye dayanan, belirli ereklere ulaşmak için isteyerek kurulan, istenildiğinde dağılabilen insan topluluğu, birliği. Bir ilke üzerine kurulmuş birliktelik = ortaklaşalık (Gemeinschaft - Communaute'nin karşıtı olarak. Tönnies).
Sosyoloji'deki anlamı:
Yaşamlarını sürdürmek, birçok temel çıkarlarını gerçekleştirmek için işbirliği yapan, aynı toprak parçası üzerinde birlikte yaşayan ve ortak bir ekini olan insan kümesi.
İngilizce'de Toplum ne demek? Toplum ingilizcesi nedir?:
society
Toplum kısaca anlamı, tanımı:
Cemiyet : Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk. Dernek. Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme. Toplum. Düğün. Yüksek sosyete.
Toplum bilimi : Toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı, içtimaiyat, sosyoloji.
Toplum dışı : Toplumun dışında kalan. Toplum kurallarına uymayan ve toplumun dışında kalan kimse.
Toplum dışılama : Aforoz.
Toplum felsefesi : Toplumcu görüşe dayalı düşünce ve değerlendirme.
Toplumiçinci : Toplummerkezci.
Toplummerkezci : Toplummerkezcilik yanlısı, toplumiçinci.
Toplum polisi : Toplumsal olayları izlemek ve denetlemek amacıyla oluşturulmuş polis birimi ve polisiye güç.
Toplum yapısı : Sosyal hayattaki irili ufaklı pek çok sayıda sosyal grubun meydana getirdiği yapı.
Toplumlar arası : Birçok toplumu ilgilendiren.
Açık toplum : Dış dünya ile her türlü ilişki içinde olan insan topluluğu.
İlkel toplum : Yazılı kültürü bulunmayan, sanayileşmemiş, şehirleşmemiş tarım toplumu.
Kapalı toplum : Dış dünya ile her türlü ilişkisini kesmiş olan kendine yeterli insan topluluğu.
Sivil toplum : Devletin denetimi altında olmayan, kararlarını bağımsız olarak vererek toplumsal etkinliklerde bulunan bireyler topluluğu.
Bilgi toplumu : Bilgiyi araştırmaya ve incelemeye önem veren, bilgi teknolojilerini kullanmayı öne çıkaran toplum.
Toplu : Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Vücutça dolgun. Topu olan. Bir arada, bütün, kombine. Düzenlenmiş, dağınık olmayan.
Toplum bilimci : Toplum bilimi bilgini, içtimaiyatçı, sosyolog.
Toplum bilimsel : Toplum bilimiyle ilgili olan, sosyolojik.
Toplumcu : Toplumculuktan yana olan kimse veya görüş, sosyalist.
Toplumcu gerçekçi : Toplumcu gerçekçilik yanlısı olan.
Toplumcu gerçekçilik : Toplumsal olayları ve ilişkileri toplum bilimi açısından ele alarak hem gerçekçilik hem de gelişme süreci içinde irdeleyen roman türü. Toplumsal olayları ve ilişkileri toplum bilimi açısından ele alarak hem gerçekçilik hem de gelişme süreci içinde irdeleme.
Toplumculuk : Toplumsal refahı devlet inisiyatifinin getireceğini savunan, işçilerin yönetime katılmalarına ağırlık veren, hür teşebbüsü devletin ve sendikaların baskısı altında tutmaya çalışan, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran siyasi öğreti, sosyalistlik, sosyalizm, erkincilik karşıtı.
Toplumdaş : Aynı topluma bağlı bireylerin her biri.
Toplumlaşma : Toplumlaşmak durumu.
Toplumlaşmak : Toplum durumuna gelmek.
Toplumlaştırma : Toplumlaştırmak işi.
Toplumlaştırmak : Toplumculuk ilkeleri çerçevesinde topluma mal etmek.
Toplummerkezcilik : İnsanın kendisini evrenin merkezi sayma görüşü, toplumiçincilik.
Toplumsal : Toplumla ilgili, topluma ilişkin, içtimai, maşerî, sosyal.
Toplumsal baskı : Belli bir topluluk içinde süregelen bir değeri gerçekleştirmek için bireylere veya topluluklara o konudaki tutumlarını, davranışlarını değiştirmeleri için yapılmış olan baskı.
Toplumsal bilim : Toplum bilimi.
Toplumsal bilinç : Bir toplumdaki ruhsal etkinliklerin veya ruhsal durumların bütünü. Kişinin toplumdaki sorumluluğunun farkında olması.
Toplumsal bunalım : Toplumun genel olarak içinde bulunduğu sıkıntılı durum.
Toplumsal bütünleşme : Toplumda amaçların izlenmesinde beliren duygu ve davranışlardaki birlikteliğin geliştirilmesi. Ortaklaşa amaçların izlenmesinde duygu ve davranışlarda ortak ölçümün geliştirilmesi.
Toplumsal çözülme : Birbirine bağlı kişiler veya gruplar arasında amaca ulaştıracak görevlerin yapılamaması sebebiyle ilişkilerin bozulması.
Toplumsal davranış : Toplumun değişik katmanlarında ve bireyleri arasında sağlanan iletişim etkinliği ve ilişkileri.
Toplumsal dayanışma : Toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesi.
Toplumsal değer : Toplumun her katmanı tarafından benimsenen ve savunulan değer.
Toplumsal değişme : Toplumun siyasal, sosyal ve ekonomik gelişme ve değişmelere paralel olarak gösterdiği eğilim.
Toplumsal denge : Bir toplumun başlıca kesimlerinin geniş ölçüde bir uyum içinde bulunmasını sağlayan toplum ve kültür bakımından bütünleşme.
Toplumsal düzen : Bir toplumda kanun ve kurallara uygun düşen yapı.
Toplumsal fark : Toplumsal katmanlarıyla ortaya çıkan değişik özellik.
Toplumsal farklılaşma : Kişi veya gruplarda farklı özelliklerin topluca meydana getirilmesi, tanınması ve benimsenmesi.
Toplumsal gelişme : Toplumun bütün olarak değişmesi ve gelişmesi.
Toplumsal ilişki : Toplumun değişik ögelerinin karşılıklı etkileşimi ve ilişkisi.
Toplumsal katman : Toplumda türlü sebeplerle oluşan sınıf.
Toplumsal küme : Türlü etkileşimlerle bir arada bulunan,birden çok sayıda bireyden oluşan toplumsal birim.
Toplumsal yapı : Sosyal yapı.
Toplumsal yardım : Toplum bireyleri arasında ve toplumlar arasında kurulan yardımlaşma. Toplumsal içerikli yardım.
Toplumsallaşma : Bireyin kişilik kazanarak belli bir toplumsal çevreye hazırlanması, toplumla bütünleşmesi süreci, sosyalleşme.
Toplumsallaşmak : Birey kişilik kazanarak belli bir toplumsal çevreye hazırlanmak, toplumla bütünleşmek, sosyalleşmek.
Toplumsallaştırma : Toplumun değer yargılarına uygun duruma getirme, sosyalizasyon. Bazı imkânlardan, kuruluşlardan toplumun yararlanmasını sağlama, toplum hizmetine koyma, sosyalizasyon.
Toplumsallaştırmak : Toplumun değer yargılarına uygun duruma getirmek. Toplum yararına çalışır duruma getirmek.
Sivil toplum kuruluşu : Toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik, sivil toplum örgütü.
Sivil toplum örgütü : Sivil toplum kuruluşu.
Uygulamalı toplum bilimi : Toplum biliminin uygulamaya yönelik araştırma dalı.
Aynı : Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Başkası değil, yine o. Aralarında ayrım olmayan. Benzer.
Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Arazi, tarla. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Kara. Memleketli. Ülke.
Parça : Nesne. Tane. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Güzel, alımlı kız veya kadın. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj. Müzik eseri.
Temel : Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur.
Sağlamak : Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek. Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak. Elde etmek, sahip olmak.
Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As.
İnsan : Âdemoğlu, âdem evladı. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse).
Topluluk : Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet. Müzik eserlerini birden fazla ses veya sazla seslendirmek için oluşturulan grup, ansambl. Aynı yerde bulunan insan kalabalığı. Aynı türden canlıların bir araya gelmesiyle oluşan küme. Vücudun dolgun olma durumu. Sanatçı grubu.
Toplum bilgileri : Öğrencileri toplumsal yönden eğitmek, onlara içinde yaşadıkları toplumun yönetim düzeni, ekonomik özellikleri, geçmişi üzerinde gerekli bilgi ve anlayışları kazandırmak, yurttaşlığın hak ve görevlerini kavratmak amacıyla ilk ve ortaokullarda okutulan, konu ları genellikle tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi gibi bilim dallarından yararlanılarak seçilen ders.
Toplum bilgileri odası : İçinde kaynak, ve baş vurma kitapları ile dergi, model, harita vb. ders araçlarının bulunduğu, öğrencilerin bireysel olarak ya da kümeler halinde toplum bilgileri konuları üzerinde incelemeler yaptığı özel oda.
Toplum bilimleri : Tarih, ekonomi, toplumbilim ve ruh-bilim gibi toplum içindeki küme etkinliklerini, insan ilişkilerini ve toplum yaşayışını inceleyen bilimlere verilen genel ad.
Toplum dışılamak : Aforoz etmek.
Toplum ilişkileri çizelgesi : Belirli bir kümenin bireyleri arasında var olan ya da varlığı istenen toplumsal ilişki ve etkileşmeleri gösteren çizelge.
Toplum kalkınması : [Bakınız: topluluk kalkınması] Yerel toplulukların, ekonomik, toplumsal ve ekinsel sorunlarını çözmek amacıyla giriştikleri çabaların devletçe her türlü olanaklarla desteklenmesine ve bu yönden ulusal düzeydeki kalkınma çabalarına katılmalarına dayalı eğitsel ve örgütsel süreçlerin tümü. bk. destekli imece. Azgelişmiş toplumların kalkınması için önerilen, kırsal toplulukların yol, okul, su gibi kimi ortak gereksinmelerini ve bir ölçüde de küçük tarımsal ve işleyimsel girişimlerini ortak çabayla kendilerinin yürütmeleri, devletin de bunlara bilgi ve uygulayımsal araçlar sağlaması yolu; dayanaklı imece. bk. imece.
Toplum kitlesi : Bir komünitede yaşayan organizmaların her birim alan için toplam ağırlığı.
Toplum ruhbilimi : Küme davranımı, küme etkilerinin kişilik gelişmesi üzerindeki rolü ve kişiler arası etkileşim gibi sorunları inceleyen ruhbilim dalı. Öğrencilere, toplumsal yaşayışla ilgili ruhbilim sorunları üzerinde gerekli bilgi ve görüşleri kazandırmak amacıyla kimi yüksek okullar ile üniversitelerde okutulan ders.
Toplum sözleşmesi : [Bakınız: sözleşme]
Toplum töresine karşı işlenen suç : Toplumun iyi saydığı davranışlara karşı kötü davranışlarda bulunma durumu.
Toplum ile ilgili Cümleler
- Ali toplum içinde saygındır.
- Bu bizim toplumumuzun bir yansıması.
- Toplum içinde konuşmaktan korkma.
- Nezaket sadece her toplumda farklı olan bir protokoldür.
- Toplum içinde konuşmaya alışkın değilim.
- O, binicilik toplumunun bir üyesi olmaya çalışıyor.
- Toplum için önemli biri vefat etti.
- Toplum içinde konuşmaya korkuyorum.
- İş ahlakı her toplumda farklıdır.
- Aile toplumun temel birimidir.
- Toplum, bireylerden oluşur.
- Aile toplumun temel taşıdır.
- Toplum olarak belli standartları yakalamak zorundayız.
- Toplum içinde nasıl davranacağını bilir.
Diğer dillerde Toplum anlamı nedir?
İngilizce'de Toplum ne demek? : n. society, the community
pref. socio
Fransızca'da Toplum : société [la], monde [le]
Almanca'da Toplum : n. Gesellschaft, Kaste, Welt, Kreis, Cercle
Rusça'da Toplum : n. общество (N), население (N)
Bu kısımda Toplum nedir? Toplum ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Toplum tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Toplum hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.