Uğraşmak nedir, Uğraşmak ne demek
- Bir iş üzerinde sürekli çalışmak.
- Birine kötü davranmak.
- Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
- Savaşmak.
- Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek.
"Uğraşmak" ile ilgili cümleler
- "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." - P. Safa
- "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" - Ö. Seyfettin
- "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." - Atatürk
- "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." - H. Taner
Diğer sözlük anlamları:
Karşılaşmak, rast gelmek, raslamak, kavuşmak.
Çarpışmak, savaşmak.
Uğraşmak tanımı, anlamı:
Uğraşma : Uğraşmak işi.
Uğraş : Bir insanın yaptığı iş veya meslek, iş güç, meşguliyet. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele. Bir kimsenin kendi isteğiyle seçerek ve zevk alarak yaptığı iş, iş güç, meşguliyet.
Canı ile uğraşmak : Ağır hasta olmak, ölüm döşeğinde can çekişmek. büyük sıkıntıya düşmek.
Sürek : Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü. Süren, devam eden zaman. Hızlı süren, hızlı giden.
Çalışmak : İşi veya görevi olmak, bulunmak. Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak. Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek. Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak. Herhangi bir iş üzerinde olmak. Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak.
Başarma : Başarmak işi.
Edinmek : Kendini bir şeye sahip kılmak, kendine sağlamak, elde etmek, iktisap etmek.
Zaman : Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Dönem, devir. Çağ, mevsim. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Belirlenmiş olan an.
Verme : Vermek işi.
Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
Bir : Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Eş, aynı, bir boyda. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Bu sayı kadar olan. Sadece. Bir kez. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Sayıların ilki. Tek. Aynı, benzer. Ancak, yalnız. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
İş : Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke. Sürme. Yakıtın tam yanmamasından oluşan, dumanla yükselen kömürleşmiş tanecikler.
Üzerinde : Üstünde. ... ile ilgili, üzerine.
Sürekli : Yumuşak. Kesintisiz olarak süren, kalıcı, devamlı, baki, daimî. Uzun süreli olarak, daima.
Savaşmak : Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek. Çaba sarf etmek. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek.
Kötü : Kaba ve kırıcı. Korku, endişe veren. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. Zararlı, tehlikeli. Aşırı, çok.
Davranmak : Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak. Bir şeye el atmak, girişmek. Bir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak.
Uğraşmak ile ilgili Cümleler
- Evrak işleriyle uğraşmak için onun aldığı zamanı azaltmak istiyorum.
- Bununla uğraşmak zorundayız, Tom.
- Şimdi bununla uğraşmak zorundayım.
- Ben başka bir şey yapmadan önce bu mektupla uğraşmak istiyorum.
- Bu sorunla uğraşmaktan bıktım.
- Bir trafik polisinin yılbaşı gecesi uğraşmak zorunda kaldığı her on sürücüden beşi alkollüdür.
- Aptal insanlarla uğraşmak için en iyi yol nedir?
Diğer dillerde Uğraşmak anlamı nedir?
İngilizce'de Uğraşmak ne demek? : v. struggle, deal, make an effort, work hard, tussle, endeavor, endeavour [Brit.], fight, wrestle, get at, be occupied in doing, be occupied with doing, engage in, agonize, attack, come at, contend, cope, exert oneself, go in for, grapple, groove
Fransızca'da Uğraşmak : s'efforcer, disputer, s'affairer, s'évertuer, tâcher de faire, s'occuper
Almanca'da Uğraşmak : v. befassen: sich befassen, bemühen: sich bemühen, bestreben, betreiben, ringen, widmen: sich widmen
Rusça'da Uğraşmak : v. заниматься, возиться, хлопотать, нянчиться, бороться, заняться, похлопотать
Bu kısımda Uğraşmak nedir? Uğraşmak ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Uğraşmak tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Uğraşmak hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.