Uygun nedir, Uygun ne demek
Uygun; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
"Uygun" ile ilgili cümle örnekleri
- "Yemeği götürmek için o an en uygun kişiydim." - A. Kutlu
- "Ne var ki bunları şimdiye kadar kimseye anlatmadığım için uygun ifadeyi bulmakta zorlanıyorum." - İ. O. Anar
Uygun isminin anlamı, Uygun ne demek:
Erkek ismi olarak; Yakışır, yaraşır, elverişli, yararlı. Oranlı.
Uygun tanımı, anlamı:
Uygun bulmak : Yakışır, yaraşır görmek.
Uygun düşmek : Yakışmak, yaraşmak, elverişli olmak.
Uygun gelmek : Elverişli olmak. uymak. yakışmak, yaraşmak.
Uygun görmek : Yakışır, yaraşır görmek, elverişli bulmak.
Uygun olmak : Sakıncalı görülmemek. bağdaşmak. isabetli, yerinde olmak.
Uygun adım : Birbirine uyan adım atarak. Adım atışta birliği gerektiren, grup olarak yapılmış olan bir yürüyüş türü.
Uygun değer : Bir amaca ulaşabilmek için bir değişkenin alabileceği en elverişli, en iyi durum, optimum.
Uygun katmanlaşma : Bir katman oluşturan tortuların dümdüz ve birbirine paralel olarak yığılması.
Gerçeğe uygun : Gerçeğe uyan.
İşe uygun : Yapılan işe elverişli olan.
Uygunluk : Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet. Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman. Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi. Eşitlik.
Uygunsuz : Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan. Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz, namünasip.
Uygunsuzluk : Yakışmayan davranış, uymazlık, yakışıksızlık. Kötü durum, kötü davranış.
Genel uygunluk bildirimi : Umum mutabakat beyannamesi.
Gerçeğe uygunluk : Gerçeğe uygun olma durumu.
İşe uygunluk : İşe uygun olma durumu.
Zemin ve zamana uygun : Konuya, içinde bulunulan şartlara uygun.
Yakış : Yakma işi.
Yaraşır : Layık, uygun.
Mutabık : Birbirine uyan, aralarında anlaşmazlık olmayan. Uygun.
Mütenasip : Orantılı, oranlı, uygun.
Yarar : Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj. Çıkar. Yarayan, elverişli, uygun.
Müsait : Uygun, elverişli.
Muvafık : Uygun.
Elverişli : İşe yarayan, ergonomik. Uygun, müsait.
Orantılı : Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması, başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa "bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır" denir. Aralarında orantı bulunan, mütenasip. Bir orantıyla ilgili olan.
Oranlı : Kendinde oran bulunan, nispetli, mütenasip, mütevazin.
Uygun basınç : Çifteker lastiklerine verilmesi uygun olan hava.
Uygun bulma : Bir ölçer ya da ölçekle tutumları ölçülen kişilerin, herhangi bir sınar ya da anlatımda dile getirilen tutumu benimseyerek onaylamaları durumu, bk. uyuşma.
Uygun bulmama : Bir ölçer ya da ölçekle, tutumları ölçülen kişilerin herhangi bir sınar ya da anlatımda dile getirilen tutumu benimsemeyerek yadsımaları durumu, bk. uyuşmama.
Uygun çerçeveleme : Herhangi bir film görünçlüğünün, başka bir çerçeve oranında gösterildiğinde, önemli bölümleri yitirilmeyecek biçimde düzenlenmesi.
Uygun dokunca ödemesi : Bulgu ya da markaları kullanırken karşılaşılan dokunca karşısında, bu dokuncayı doğuranın uygun görülecek parayı ödemesi.
Uygun düz kırık : Kırık düzlemi, katmanların yatımı yönünde eğimli, tavan tomruğu taban tomruğuna oranla kırık düzlemi boyunca aşağı kaymış kırık.
Uygun eder : Bir malın o günün birimine uyan gerçek satış değeri.
Uygun eş yöntemi : Öğrenme ve anımsama süreçlerinde verilen bir uyarana uygun düşen eşlerin öğrenilmesi ve anımsanmasından oluşan bir yöntem.
Uygun görme : Bir eylem ya da işlemin yapılmasını yasanın uygun görmesi.
Uygun hücre : Bir virüsün çoğalmasını destekleyen veya enfeksiyonu takiben yeni yavru virüslerin oluşumunu sağlayan hücre, permisif hücre.
Uygun ile ilgili Cümleler
- Uygun bir sözlük tavsiye edebilir misin?
- Bu son derece uygun gözüküyor.
- Ali uygun şekilde Fransızca konuşmuyor.
- Uygun bir cevap arayacağım.
- Uygun bir çeviri bulmak zor.
- Artık uygun bir eylem gerekli.
- Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
- Uygun bir adam.
- Ali uygun bir adaydır.
- Yorumlarınız uygunsuzdu.
- Japonya'da bahşiş vermek uygun değildir.
- Uygun bir şekilde nasıl Fransızca konuşulduğunu bilmiyorum.
- Bu film tüm yaşlar için uygundur.
- Uygun araçlar olmadan bunu yapmak istemiyorum.
Diğer dillerde Uygun anlamı nedir?
İngilizce'de Uygun ne demek? : adj. suitable, agreeable, conformable, appropriate, favorable, favourable [Brit.], convenient, proper, eligible, due, fair, well-matched, acceptable, accommodating, adaptable, adequate, advisable, allowable, answerable, applicable, apposite, apropos
conj. up to
n. matching
Almanca'da Uygun : adj. adäquat, ähnlich, angebracht, angemessen, angetan, annehmbar, annehmlich, anständig, ebenmäßig, entsprechend, geeignet, gehörig, gelegen, gemäß, gerecht, geziemend, günstig, kompatibel, konform, kongruent, konkordant, kulant, opportun, statthaft, stimmig, treffend, verträglich
Rusça'da Uygun : adj. подходящий, соответствующий, соответственный, годный, должный, уместный, сподручный, благоприятный, доступный, сходный, достойный, подобающий
Bu kısımda Uygun nedir? Uygun ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Uygun tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Uygun hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.