Uzlaşma nedir, Uzlaşma ne demek
"Uzlaşma" ile ilgili cümle
- "Yoksa mutlu bir şansla bir uzlaşma olacak, bu da yumuşak bir tasfiyeye imkân bırakacak mıydı?" - T. Buğra
Hukuki terim anlamı:
sulh. ~ sözleşmesi: sulh akdi.
Sosyoloji'deki anlamı:
Bireylerin ya da toplumsal kümelerin, toplumsal değerlerin paylaşılmasında karşılıklı ödünlerle aralarında bir anlaşmaya varmaları.
Bilimsel terim anlamı:
Karşıtlar arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması yoluyla birlik sağlama.
Uygulanacak işlerde tartışma yoluyla bir bütünlük ve birliğe varma.
Tutum, görüş, kanıların birbirine uygun düşmesi ya da yaygın kalıplarla bağdaşması.
İngilizce'de Uzlaşma ne demek? Uzlaşma ingilizcesi nedir?:
compromise, agreement, come to an arrangement
Fransızca'da Uzlaşma ne demek?:
entente
Uzlaşma hakkında bilgiler
Uzlaşma, bağımsız ve objektif üçüncü bir kişinin, uyuşmazlığın taraflarına, olayın özelliklerine göre şekillenecek çeşitli çözüm önerileri sunup; onların bu çözüm önerilerini müzakere etmesini ve sunulan çözüm önerilerinden birisinde anlaşmalarını hedefleyen bir "Alternatif uyuşmazlık çözümü" yöntemidir. Uzlaştırıcı, sürecin işleyişinde ve sonucun elde edilmesinde arabulucuya göre daha etkindir. Uzlaştırmacının asli işlevi, tarafların menfaatlerinin korunmasını sağlayan ve hedefleyen çözüm seçenekleri üretip sunmaktır. Arabuluculuk yönteminin aksine uzlaşmada hak ve haklılık temel alınır; gelecek değil, daha ziyade geçmişteki durum gözetilir. Uzlaşma arabuluculuğa göre daha az esnek ve daha çok hukuk kurallarının gölgesinde gerçekleşir. Arabuluculuk, tarafsız üçüncü kişinin becerisi ile taraflar arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir süreç olduğu halde; uzlaşma, ortaya bir karar çıkartılmasını hedefleyen daha statik ve daha kuralcı bir süreçtir. Türk hukukunda uzlaşmanın en tipik örnekleri, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda (CMK m. 253, 254) tarafsız üçüncü kişi yönetiminde; Avukatlık Kanununda (Av. K. m.35/A) "uzlaşma sağlama" başlığı altında tarafların karşılıklı müzakeresi şeklinde ortaya çıkmaktadır .
Uzlaşma ile ilgili Cümleler
- Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
- Ali uzlaşmak istemiyor.
- Onlar bizimle uzlaşmayacaklar.
- Uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok.
- Her iki tarafın da uzlaşması gerekir.
- Biz uzlaşmak zorundaydık.
- Bir uzlaşma gerekebilir.
- Ali uzlaşmasını göstermek için başını salladı.
- Uzlaşmak olgunların işidir.
- Uzlaşmamız gerektiğini sanmıyorum.
- Ben şiddetle bir uzlaşmaya karşıyım.
- Uzlaşma kabul edildi.
- Uzlaşma ihtimali yok gibi görünüyor.
Uzlaşma kısaca anlamı, tanımı:
Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
Uyuşma : Uzlaşma. Uyuşmak (I) işi.
Uzlaşmacı : Uzlaşma sağlayan kimse. Uzlaşmacılıktan yana olan kimse.
Uzlaşmacılık : Çıkarlarından, düşüncelerinden ödünler vererek uzlaşma sağlama siyaseti.
Uzlaşmak : Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak.
Uzlaşmalı : Aralarında uzlaşma bulunan.
Uzlaşmaz : Uzlaşmayan, uzlaşma yanlısı olmayan.
Uzlaşmazlık : Anlaşmaya, uzlaşmaya yanaşmama durumu.
Uzlaşı : Uzlaşma.
Uzlaşım : Uzlaşma.
Mutabakat : Uyum. Uzlaşma. Uygunluk.
Konsensüs : Uzlaşma.
Bağımsız : Bağımsız milletvekili. Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse. Müstakil.
Objektif : Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik aletlerde cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek veya mercek sistemi. Nesnel, subjektif karşıtı.
Üçüncü : Üç sayısının sıra sıfatı, sırada ikinciden sonra gelen.
Uzlaşma fiyatı : Borsa uzlaşma komitesi tarafından her bir ticari oturumun kapanışında belirlenen ve takas odasının net kazanç ve kayıpları ile gelecek günün fiyat sınırlarını saptamada kullanılan resmi fiyat.
Uzlaşmalı değiş : İki ülke arasındaki anlaşma kurallarına uygun bir düzende yapılan mal değişimi.
Uzlaşmaya varma : Bir işlemin gerektireceği tüm koşullar üzerinde sonuç olarak anlaşma.
Diğer dillerde Uzlaşma anlamı nedir?
İngilizce'de Uzlaşma ne demek? : adj. give and take, mediatory
n. agreement, understanding, settlement, reconciliation, half measure, accord, give and take, accommodation, combine, compromise, rapprochement, reunification, reunion
Fransızca'da Uzlaşma : concillation [la], accommodement [le], accord [le], arrangement [le], compromis [le], compromission [la], convention [la], réconciliation [la]
Almanca'da Uzlaşma : n. Akkord, Einigung, Kompromiss, Konsens, Versöhnung, Verständigung
Rusça'da Uzlaşma : n. договоренность (F), договор (M), примирение (N)
Bu kısımda Uzlaşma nedir? Uzlaşma ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Uzlaşma tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Uzlaşma hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.