Uzun nedir, Uzun ne demek
Uzun; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
- İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı
- Ayrıntılı olarak, derinlemesine.
- Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren.
- Ayrıntılı.
"Uzun" ile ilgili cümle
- "Aletler, uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür." - M. Kaplan
- "Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece" - Âşık Veysel
- "Uzun düşündüğünü unuttuğu ve düşüncelerinin yönünü kaybettiği bir anda yemeğe çağırdılar." - H. E. Adıvar
Yerel Türkçe anlamı:
Yılan.
Uzun// uzun zaman: uzun müddet
Diğer sözlük anlamları:
Uzunluk, tûl.
Fransızca'da Uzun ne demek?:
long
Uzun hakkında bilgiler
Uzun; Özbekistan Cumhuriyeti'nin Surhanderya ili'nin Uzun İlçesi'nde bulunan şehirdir. Uzun İlçesinin merkezi'dir.
Uzun ile ilgili Cümleler
- Bunu uzunca açıkladı.
- Uzun adam Tom'a baktı ve gülümsedi.
- Alzheimer hastalığı ile uzun bir mücadeleden sonra Mustafa geçen kış vefat etti.
- Üç şey uzun süre gizli kalamaz: güneş, ay ve gerçek.
- Ben uzun zamandır o konuda düşünmedim.
- Uzun adam yakışıklıdır.
- Uzun adam aceleyle terk etti.
- Uzun bir bekleyiş olacak.
- Bu uzun zamanımı almayacak.
- Uzun bir araba gezintisi oldu.
- Kim daha uzun, sen mi yoksa Tom'mu?
- Uzun bir araştırmadan sonra tatmin edici bir oda buldum.
- Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.
- Burak Tuğba'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.
Uzun kısaca anlamı, tanımı:
Uzun etmek : Aşırı gitmek. tartışmayı sürdürmek.
Uzun kulaktan haber almak : Uzaktan uzağa haber almak.
Uzun lafın kısası : Kısacası, özet olarak.
Uzun oturmak : Uzanarak oturmak, yarı yatmış durumda oturmak. yatmak.
Uzun araç : Normal bir yük aracından daha uzun olan, çok eşya taşımak için kullanılan taşıt.
Uzun atlama : Bu yolla en uzağa atlamaya dayalı atletizm dalı. Vücudun, bacakların sıçrama gücü ile yerden kesilerek alabildiğine uzağa konması.
Uzun bacaklılar : Sulak yerlerde yaşayan, uzun bacaklı kuşlar takımı.
Uzun boylu : Derinlemesine, ayrıntılarıyla. Uzun süre. Boyu uzun olan.
Uzunçalar : Üzerine seslerin düşük devirle kaydedildiği büyük boyutlu plak. Bir sanatçının eserlerinin bir bölümünün yer aldığı kaset, albüm.
Uzun çizgi : Karşılıklı konuşmada, konuşanın değiştiğini göstermek için kullanılan noktalama işaretinin adı, konuşma çizgisi, tire (II) ( - ).
Uzun dalga : Dalga boyu 1000-2000 metre arasında değişen radyo dalgası.
Uzun diş : Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan ve bir ek bileziğiyle bir ters somunu alacak uzunlukta açılmış vida.
Uzuneşek : Eğilmiş ve biri ötekinin arkasına tutunmuş birkaç kişinin üzerinden atlanılarak oynanan bir oyun.
Uzun etek : Etek boyu dizin altında olan giysi, maksi. Şapşal, sallapati.
Uzun far : Uzun mesafeyi aydınlatma gücüne sahip otomobil farı.
Uzun hava : Türk halk müziğinde, belirli bir karakteri olmayan, bölgesel ögelerin etkisi altında gelişerek özellik kazanmış, yanık bir biçimde okunan türkü.
Uzun hayvan : Yılan.
Uzun hece : İçinde uzun ünlü bulunan hece: Âdet, kâtip gibi.
Uzun hikaye : Anlatması uzun sürecek olan, ayrıntıları çok konu. Bir konu anlatılmak istenmediğinde geçiştirmek amacıyla söylenen bir söz. Ayrıntılı olayları ve kişi kadrosu geniş olan hikâye türü, uzun öykü.
Uzun kafalı : Başı dar, kafatasının uzunluğu genişliğinden fazla olan (kimse), dolikosefal.
Uzun kulaklı : Eşek.
Uzunkuyruk : Bir tür iskete kuşu.
Uzun levrek : Kemirici balıklar takımından, 50-100 santimetre boyunda, Avrupa tatlı sularında yaşayan etçil ve yırtıcı bir balık (Lucioperca sandra).
Uzun ömürlü : Yaşadığı, var olduğu süre çok uzun olan. Uzun süren.
Uzun öykü : Uzun hikâye.
Uzun uzadıya : Uzatarak, derinleştirerek, genişleterek, ayrıntılarıyla.
Uzun uzun : Uzun bir biçimde. Uzun süre, uzun olarak, uzunca. Uzatarak.
Uzun ünlü : Ses süresi uzun olan ünlü, uzun sesli, uzun vokal: Âlem, âdet gibi.
Uzun vadeli : Süresi uzun olan.
Uzun vokal : Uzun ünlü.
Uzun yol sürücüsü : Uzun mesafeli yollarda ağır vasıta kullanan sürücü, uzun yol şoförü.
Uzun yol şoförü : Uzun yol sürücüsü.
Dili uzun : İncitici sözler söyleyen, küstah, saygısız (kimse).
Eli uzun : Fırsat buldukça öteberi aşıran, hırsız (kimse).
Kolu uzun : Gücü yeter, sözü geçer.
Uzun dişli : Tamahkâr, açgözlü, hırslı.
Uzun yol sürücülüğü : Uzun yol sürücüsünün yaptığı iş.
Uzunca : Biraz uzun. (uzu'nca) Uzun olarak, bol zamanlı.
Uzundere : Erzurum iline bağlı ilçelerden biri.
Uzunköprü : Edirne iline bağlı ilçelerden biri.
Uzunlamasına : Ene dik olarak, boyuna, tulani.
Uzunluk : Süre yönünden uzun olma durumu. Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanı, boy, en karşıtı. Bir şeyin bir uçtan öbür uca kadar olan uzaklığı. İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümü, tul. Yazının, sözün kapsam yönünden genişliği.
Uzunluk ölçüsü : Uzunluğu ölçmek için kullanılan metre, yarda vb. herhangi bir birim.
Balı parmağı uzun yemez kısmetlisi yer : "güzel bir şey, onu isteyen ve elde edecek gibi görünenin değil kısmeti olanın eline geçer" anlamında kullanılan bir söz.
Dalga uzunluğu : Dalga boyu.
Dili uzunluk : Dili uzun olma durumu.
Dünyanın ucu uzundur : İnsanın yaşadıkça türlü durumlarla, çeşitli olaylarla karşılaşabileceğini anlatan bir söz.
Eli uzunluk : Eli uzun olma durumu.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme kimi uzun der kimi kısa : "kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın" anlamında kullanılan bir söz.
Kolu uzunluk : Kolu uzun olma durumu.
Vurgu uzunluğu : Bir kelimede vurgulu hecenin uzunluğu.
Uzaklık : Uzak olma durumu, ıraklık. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe.
Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.
Bitim : Son, nihayet, münteha. Bitme işi.
Zaman : Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Belirlenmiş olan an. Dönem, devir. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Çağ, mevsim.
Ayrıntılı : Ayrıntısı olan, teferruatlı, tafsilatlı, detaylı, mufassal, ince, uzun. Ayrıntılara girerek.
Derin : Uzun süren. Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan. Yüzeyden içeri inen. Yoğun. Dip. Ayrıntılı. Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan. İçten gelen.
Özbek : Özbekistan Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse.
Derinlemesine : Ayrıntılı olarak, derinliğine.
Uzun ayaklı yarasa : Memeliler (Mammalia) sınıfının, yarasalar (Chiroptera) takımının, fare kulaklı yarasagiller (Vespertilionidae) familyasından, böceklerle beslenen, vücudu küçük, ayak parmakları uzun olan, çok nemli mağaraların tavan çatlakları arasında yaşayan bir tür.
Uzun bacaklı makigiller : Memeliler (Mammalia) sınıfının, maymunlar (Primates) takımından, küçük yapılı, yumuşak kıllı, iri kulaklı ve çok büyük gözlü, uzun bacaklı ve ince parmaklı, kuyrukları uzun olan türleri içine alan bir alt takım.
Uzun bacaklıgiller : Memeliler (Mammalia) sınıfının, maymunlar (Primates) takımının, uzun bacaklı makiler (Tarsioimates) alt takımından, başları yuvarlak, gözleri ve kulakları çok iri, ayakları, parmakları ve kuyrukları çok uzun, Malaya adalarında ormanlarda yaşayan ve gece faal olan türleri içine alan bir familya.
Uzun başlı sığır biti : Sığırların derisinde yaşayan, sivri başlı, koyu kahverengi sokucu bit.
Uzun beygir : Atlamalarda, hız alma yönüne uzunluğuna konulan beygir.
Uzun boyulu : Pek çok
Uzun burunlu ekidna : Tek delikliler (Monotremata) takımından, Yeni Gine'de yaşayan, burunları uzun, dış kulak kepçeleri küçük bir memeli türü.
Uzun burunlu fare balığı : Boyları 60 cmyi bulan, burnu uzun, dar ve sivri, vücudunda düz bıçak benzeri plakalar taşıyan, dorsal plakaları başın hemen arkasından başlayıp anüs hizasına kadar devam eden, ventral plakaları ise anüse kadar devam etmeyen, Akdenizde dağılım gösteren bir tür.
Uzun burunlu maymun : Maymunlar (Primates) takımının, Eski Dünya maymunugiller (Cercopithecidae) familyasından, 90 cm kadar uzunlukta, 75 cm kadar kuyruğu olan, esmer, kırmızı, sarı renkli, çok uzun burnu olan bir tür.
Uzun burunlu sığır biti : Sığırlarda parazitlenen kan emen bit türü, Linognathus vituli.
Diğer dillerde Uzun anlamı nedir?
İngilizce'de Uzun ne demek? : adj. long, tall; lengthy, extended, prolonged, maxi; far off, faraway, interminable, prolix
pref. long, maxi, macro
v. affect, afflict, aggrieve, agitate, break up, cast down, chagrin, deject, desolate, disgruntle, distress, fret, grieve, grind, grind down, harrow, hatchel, hit, lacerate, mope, pain, pother, put out, sadden, shake, spite, trouble, vex, worry
Fransızca'da Uzun : long/longue, allongé/e, haut/e, prolongé/e
Almanca'da Uzun : adj. geraum, lang, maxi
adv. maxi
Rusça'da Uzun : adj. длинный, протяжный, дальний, далекий, продолжительный, долгий, длительный, полнометражный
pref. макро-
Bu kısımda Uzun nedir? Uzun ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Uzun tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Uzun hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.