Violative türkçesi Violative nedir

Violative ingilizcede ne demek, Violative nerede nasıl kullanılır?

Violating : İhlal. Yasayı çiğneyen. İhlal eden. Uymayan. Kırma (kanunları). Uymama. Çiğneme. Tecavüz. Hürmetsizlik. Çiğneyen.

Violating the law : Kanunu çiğneme. Kanunları çiğneme. Yasayı çiğneme. Kanun düzenine uymayı reddetme. Suç işleme.

Violation : İhlal etme. Riayet etmeme. İhlal. Yerine getirmeme. Irza tecavüz. Saygısızlık etme. Çiğneme. Tutmama. Kutsallığını bozma. Tecavüz etme.

Violation during jump ball : Hava atışını bozma. Hava atışı sırasında, oyunculardan birinin, kural gereğince yapmaması gereken bir hareketi yapması. bu durumda atışın yinelenmesi gerekir.

Violation of civil order : Normal hayat düzenini bozma. Kamu düzenine zarar verme. Hükümet idaresi biçimini tanımama. Devlet yönetimini ihlal etme.

Alternate mark inversion violation : Almaşan kutupluluk çatışkısı.

Cardinality violation : Satır sayısı uyumsuzluğu.

Cease fire violation : Ateşkes ihlali.

Law violation : Kanuna uymama. Kanunun ihlali.

Violations : Kural bozma. Bozma. Tecavüz etme. Saygısızlık etme. Kutsallığını bozma. Oyun kurallarına aykırı biçimde hareket etme ve cezayı gerektiren bir davranışta bulunma. İhlal etme. Tutmama. Yerine getirmeme.

 

İngilizce Violative Türkçe anlamı, Violative eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Violative ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Flippest : Kafayı yemek. Küstah. Arsız. Fiske vurmak. Darılmak. Ciddiyetten uzak. Fiske atmak. Fiske. Kafayı çizmek.

Offensive : Hakaret eden. Tiksindirici. Hücum. Taaruza ait. Saldıran. İğrenç. Ofansif. Kötü. Hatır kırıcı.

Assaultive : Saldırı eğilimli.

Disregardful : Umursamaz. Aldırmaz.

Acid : Bir çözeltiye h+ iyonu (proton) çıkaran madde. Akü elektroliti. Çözününce hidrojen yükünleri veren özdek. İğneleyici. Bir çözeltiye hidrojen iyonu veren, suda çözündüğü zaman hidrojen iyonları açığa çıkaran, bileşimindeki hidrojenin yerine herhangi bir mineral alarak tuz meydana getirebilen ve turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirme özelliği olan hidrojenli bileşim. Asit gibi. Alkali maddenin tersi özellikler taşıyan, turnusolün mavi rengini kırmızıya çeviren, suda eridiği zaman hidrojen iyonları meydana getiren hidrojenli bileşik. Lsd. Dokunaklı.

Audacious : Cesur. Atak. Atılgan. Cüretli. Gözü pek. Yürekli. Gözüpek. Yüzsüz. Kaba.

Harsh : (söz) acı. Sert. Kulakları tırmalayan. Göz kamaştırıcı. Haşin. Dağlı. Huysuz. Acımasız. Acı.

Assailer : Eleştirici. Dil uzatan.

Attacker : Hücum oyuncusu. Saldıran kişi.

Disobliging : Hatır kıran. Aksi. Ters. Hatır kırıcı. Kaba. Nezaketsiz.

Violative synonyms : aggressors, annoying, brashest, dismissive, gross, burster, crusher, brash, aggressor, cracker, assailants, offending, hurtful, awless, attackers, injurious, chewing, bursting, aweless, assailant, cavaliers, irreverent, breaker, as bold as brass, get tough, assaulter, flippant, assaulters, agressive, breakers, disrespectful, belligerent, harsher.

 

Violative zıt anlamlı kelimeler, Violative kelime anlamı

Unoffending : Zararsız. Dokunmaz.

Violative ingilizce tanımı, definition of Violative

Violative kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Violating, or tending to violate.