Volunteering türkçesi Volunteering nedir

Volunteering ile ilgili cümleler

English: Ali is volunteering to help.
Turkish: Ali yardım etmeye gönüllü.

English: Are you volunteering?
Turkish: Gönüllü müsün?

English: Ali is volunteering.
Turkish: Ali isteyerek yapıyor.

English: Thanks for volunteering to help.
Turkish: Yardım etmeye gönüllü olduğun için teşekkürler.

English: Are you volunteering to help?
Turkish: Yardım etmeye gönüllü müsün?

Volunteering ingilizcede ne demek, Volunteering nerede nasıl kullanılır?

Volunteering policemen unit : Gönüllülerden oluşan polis birimi. Gönüllü polis birimi.

Volunteerism : Gönüllü olma durumu. Gönüllülük. Zamanını belirli bir faaliyete ayırma eylemi (herhangi bir gelir olmaksızın).

Volunteer an opinion : Fikir teklif etmek. Fikir sunmak. Düşünce arz etmek.

Military volunteer : Kendi isteğiyle askere giden kimse. Gönüllü asker.

Volunteer : İsteyerek yapmak. Can atmak. Üstlenmek. Kendi isteğiyle teklif etmek. Gönüllü. Kendiliğinden söylemek. Kendi isteği ile asker olan kimse. bk. yerlikulu. Bir işi gönüllü olarak üstlenen kimse. Bir araştırmaya görüşmeci olarak katılmaya istekli olan ancak özellikleri yeterince denetlenmediği durumlarda önemli yanlılıklara yol açabilecek işmen. Gönüllü yazılmak.

 

Volunteers : Gönüllü yazılmak. Gönüllü olmak. Gönüllüler. İsteyerek yapmak. Üstlenmek.

Volunteers are required : Gönüllü ihtiyacı var. Belli grup veya dava için kamuya yapılan gönüllük çağrısı. Gönüllüler aranıyor.

Un volunteers : Bm gönüllüler programı.

Volunteered : Yapmaya gönüllü olmak. Kendiliğinden söylemek. Bir işi gönüllü olarak üstlenen kimse. İsteyerek yapmak. Can atmak. Üstlenmek. Gönüllü girmek. Gönüllü yazılmak. Gönüllü. Gönüllü olmak.

İngilizce Volunteering Türkçe anlamı, Volunteering eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Volunteering ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Volunteered : Gönüllü girmek. Can atmak. Yapmaya gönüllü olmak. Kendiliğinden söylemek. Bir işi gönüllü olarak üstlenen kimse. Kendi isteğiyle teklif etmek.

Endue : Vermek. Örtmek. Giydirmek. Üzerine almak. Giyinip kuşanmak. Bazı vasıflarla veya yeteneklerle donatmak. Sağlamak (bazı şeylerle). Elbise giymek. Giymek.

Enduing : Giyinip kuşanmak. Tevdi etme. Elbise giymek. Üzerine almak. Giyme. Teçhiz etme. Bazı vasıflarla veya yeteneklerle donatmak. Giydirme. Verme.

Enlisting : Sağlamak (destek). Askere kaydetmek. Askere alma. Askere almak. Kaydetmek. Yardımını temin etme. Bir işe atılma. Kayırmak. Gönüllü olarak askere gitme. Kaydetme.

Accepts : Kabul etmek. Kabullenmek. Anlamak. Onaylamak. Hazmetmek. Katlanmak. Almak.

Endues : Giyinip kuşanmak. Üzerine almak. Elbise giymek. Vermek. Sağlamak (bazı şeylerle). Bazı vasıflarla veya yeteneklerle donatmak. Örtmek. Giydirmek. Giymek.

 

Support : Cesaret vermek. Destek. Dayamak. Bilgisayar, kimya, madencilik, sinema, televizyon, voleybol alanlarında kullanılır. Geçindirmek. Tel tutucu. Yardımcı rolde oynamak. Sürdürmek. Lambanın telini tutmaya yarayan metal tel. Desteklemek.

Bears : Dişini sıkmak. Spekülasyon yapmak. Çekmek. Memeliler (mammalia) sınıfının, etçiller (carnivora) takımının, köpeğimsiler (arctoidea) üst familyasından, büyük ve tıknaz yapılı, tüylü, beş parmakları olan ve tabanlarına basarak yürüyen, kuyrukları körelmiş, hantal görünmelerine karşın kolay hareket eden, ağaçlara tırmanan türleri içeren bir familya. Hazmetmek. Yönelmek. Borsa fiyatlarını düşürmek. Gütmek (kin). Duymak (sevgi). Değmek.

Enlists : Askere yazmak. Kaydetmek. Kaydolmak. Sağlamak (destek). Kayırmak. Askere almak. Askere kaydolmak. (destek veya yardım vb) sağlamak. Katılım sağlamak.

Stand : Gitar sehpası. Ayaklık. Ismarlamak. Çekilmek. Sineye çekmek. Üçayak. Direnmek. Desteklemek. Tahammül etmek.

Volunteering synonyms : readiness, come forward, stands, accept, stood, bear, willingness, volunteers, assumes, willing, volunteerism, be stuck with, assume, own up to, endued, enlist, voluntariness, volunteer.