Waff türkçesi Waff nedir

Waff ile ilgili cümleler

English: I really need to eat some waffles, stat!
Turkish: Gerçekten biraz gözleme yemeliyim, derhal!

English: Yesterday morning I ate a waffle!
Turkish: Dün sabah bir gözleme yedim!

English: We made waffles.
Turkish: Gevezelik yaptık.

Waff ingilizcede ne demek, Waff nerede nasıl kullanılır?

Waffle : Pasta. Susmak bilmemek. Gofre veya bir çeşit gözleme. Gevelemek. Gözleme. Saçmalamak. Zırvalamak. Boş laf. Saçma. Saçma sapan konuşmak.

Waffle iron : Gofre ızgarası. Gözleme ızgarası. Pide ızgarası.

Waffled : Pasta. Gofre veya bir çeşit gözleme. Boş laf. Gözleme. Bir tür gözleme. Gofret. Gevelemek. Susmak bilmemek. Zırvalamak. Zırvalama.

Waffler : Cevap vermekten kaçar bir şekilde konuşan veya yazan kimse veya. Baştan savma bir şekilde konuşan veya yazan kimse.

Waffles : Zırvalamak. Gofre veya bir çeşit gözleme. Boş laf. Saçmalamak. Pasta. Susmak bilmemek. Gözleme. Gofret. Bir tür gözleme. Saçma.

Waffly : Cevap vermekten kaçar bir şekilde. Belirsiz veya mantıksız bir şekilde (konuşma veya yazmada). Baştan savma bir şekilde.

Chocolate coated waffle : Çikolata kaplı kağıt helva.

Waffling : Baştan savma bir şekilde konuşma veya yazma işi. Cevap vermekten kaçar bir şekilde konuşma veya yazma işi. Boş boş konuşma.

 

Wafers : Kağıt helva. Aşai rabbani ayini ekmeği. İlaç kapsülü. Mektup kapatma etiketi. Gofret. Dondurma külahı. Silikon devre levhası.

Wafer thin : İpince. Tutarsız. İncecik.

İngilizce Waff Türkçe anlamı, Waff eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Waff ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Float : Yüzdürücü. Su yüzünde götürmek. Yüzeç. Piyasaya çıkarmak. Batmadan yüzmek. Yüzdürmek. Batmamak. Dolaşmak. Kurmak (şirket). Yüzmek.

Dallied : İşi ağırdan almak. Haylazlık etmek. Oynaşmak. Eğlenmek. Vakit öldürmek. Zaman öldürmek. Oyalanmak.

Crisp : Gıcır gıcır. Kıtır kıtır. Kırışmak. Taze. Canlı. Kıvırmak. Kırışık. Zindeleştiren. Kıvrılmak.

Dilly dallying : Oyalanma. İşi ağırdan almak. Oyalanmak. Vakit öldürmek.

Fall over backwards : Varını yoğunu ortaya koymak. İyiliği için çalışmak. Üzerine düşmek. Çok hevesli olmak. Sevinçten dört köşe olmak. Can atmak. Elinden geleni yapmak. Kıçını yırtmak. Çok istekli olmak.

Corrugates : Buruşturmak. Buruşmak. Kırışmak. Kırıştırmak.

Cream : Sütün santrifüjden geçirildikten sonra, içinde % 20-50 oranında yağ bulunan kıvamlı kısmı. süt, yumurta ve şekerle hazırlanan ve pastacılıkta kullanılan katkı maddesi. Tatmin olmak. Kaymağını almak. Kıvam bakımından merhemlere göre daha yumuşak olan, yağlı ve yağsız olmak üzere iki biçimde hazırlanabilen yarı katı ilaç biçimi. Kaymak bağlamak. Krem. Boşalmak. Suyunu çıkarmak.

Crimp : Mani. Yapağı lifinin doğal dalgası. Kıvırmak. Durdurmak. Lüle lüle saç. Kıvrım. Dalga. Zorla askere almak.

 

Waff synonyms : fishing rig, flittering, flittered, drift, tackle, flap, dawdle along, corrugating, creaming, flickers, fishing tackle, flitter, churns, brandish, fliting, flitted, become loose, clapped, brandished, billow, flings, brandishing, fishing gear, beats, clap, flirt, flickered, blow, dangles, creams, flapped, dillydallied, corrugate.