Wobbly türkçesi Wobbly nedir

Wobbly ile ilgili cümleler

English: It's a bit wobbly.
Turkish: O biraz titrek.

English: Ali looks wobbly.
Turkish: Ali titrek görünüyor.

English: Ali is looking weak and wobbly.
Turkish: Ali zayıf ve titrek görünüyor.

Wobbly ingilizcede ne demek, Wobbly nerede nasıl kullanılır?

Wobble : Yalpalamak. Oynamak. Titremek. Titremek (ses). Kararsız olmak. Tereddüt etmek. Sallanma. Titreme. Bocalamak. Tereddüd etmek.

Wobble base : Wobble bazı. Antikodonun 5’ ucundaki birinci baz.

Wobble hypothesis : Bir kodonun ilk iki bazının aminoasidi saptadığını, üçüncü bazın ise daha az etkili olduğunu belirten varsayım. Wobble varsayımı.

Wobbled : Sendelemek. Sallanmak. Kararsız olmak. Oynamak. Bocalamak. Titremek (ses). Yalpalamak. Dingildetmek. Tereddüd etmek. Dingildemek.

Wobbler : İki fikir arasında gidip gelen. Yalpalaç. Yalpalayan. Baş kısmı büyük oyuncak biblo. Sulh ceza ve veya veya ağır ceza mahkemesinde yargılanması yapılabilecek suçlama. Sallanan. Tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç. Bocalayan. Genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak. Sinir krizi.

 

Wobbler syndrome : Eş güdüm bozukluğu sendromu. Boyun omurlarının çeşitli nedenlerle omuriliğe basınç yapması ve zedelemesi sonucu oluşan, kronik eş güdüm bozukluğuyla belirgin hastalık. genç atlarda ve iri cüsseli köpeklerde görülür, wobbler sendromu, eş güdüm bozukluğu sendromu. Wobblersendromu. Yalpalama sendromu.

Collywobble : Mide ağrısı. Bağırsak krampları. Hafif mide ağrısı.

Wobblers : İki fikir arasında gidip gelen. Sinir krizi. Yalpalayıcı. Sulh ceza ve veya veya ağır ceza mahkemesinde yargılanması yapılabilecek suçlama. Sallanan. Baş kısmı büyük oyuncak biblo. Tezgah üzerinde parça kenarını veya ortasını bulmaya yarayan bir gereç. Yalpalayan. Genelde ünlü kişilerin bire bir kopyası olan başı vücudundan büyük ve kafası yayla sallanan oyuncak. Yalpalaç.

Wobbliness : Titrek olma. Çekingen olma durumu. Titreme. Tedirginlik. Titreme durumu. Sallanma durumu. Sallanma. Çekingenlik.

Wobbling : Tereddüd etmek. Bocalamak. Sallantı. Yalpalamak. Sallanma. Sallanmak. Sendelemek. Titremek.

İngilizce Wobbly Türkçe anlamı, Wobbly eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Wobbly ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Quaking : Titreyen. Titreme. Sarsılma.

Precarious : Tutarsız. Güvenilmez. Rizikolu. Tehlikeli. Nazik. Asılsız. Esassız. Riskli.

Baffling : Güç. Kafa karıştırıcı. Aldatıcı. Sürekli değişen. Durmadan değişen. Şaşırtma. Şaşırtıcı. Zor.

Ambivalent : Birbirine zıt hisleri olan. Çelişik duygu taşıyan. Çelişik duygular taşıyan. Duyguları çelişen. Değişken. Karışık duygular besleyen. Karışık hisleri olan. Zıt duygu taşıyan. İkircikli.

 

Chinless : Korkak. Ürkek. Utangaç. Çenesiz. Tereddütlü. Çatlak olmayan.

Rockiest : Kayalı. Taş gibi. Katı. Kaya gibi. Kayalık. Kaya gibi sert. Sarsak. Taşlı.

Playings : Oyun. Okunuyor. Okuyor. Çalma. Oynama. Yürütülüyor.

Wobblier : Daha kararsız. Daha çok sallanan.

Choppy : Durmadan yön değiştiren. (deniz) çırpıntılı. Tutarsız. Değişken. Yön değiştiren (rüzgar). Çırpıntılı. Dalgalı. (rüzgar) değişken. Değişen.

Flappy : Çırpınarak. Sarkık. Kanat çırparak. Gevşek. Kanat çırpan. Vuran. Gevşekçe asılı.

Wobbly synonyms : gimpier, gammy, insecure, faulty, chanqeable, lurching, cripple, fluctuational, erratics, defective, quavering, erratic, elfins, enactor, disabled, radical, dillydallied, oscillatory, funny, flirtatious, blow hot and cold, changeful, felt dizzy, coltish, wobbliest, double minded, friskiest, elfish, instable, dithered, groggy, fluid, unsubstantial.

Wobbly zıt anlamlı kelimeler, Wobbly kelime anlamı

Stable : Sabit. Azimli. Ahırda durmak. Tavla. Damız. Çevrenin atlar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla inşa edilen at barınağı. Ahıra koymak. Sürgit. Kalıcı. Kararlı.