Yüzer bölge nedir, Yüzer bölge ne demek

Yüzer bölge; Şehir alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Kent içinde yerleşmesi vargısı verilmiş olmakla birlikte, hangi özgül noktada, kent kesiminde yerleştirileceğinin harita üzerinde belirlenmiş olmadığı, bunun şimdilik erken sayıldığı, belli bir işlevin görüldüğü yer.

Yüzer bölge kısaca anlamı, tanımı

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye

Yüzer : Yüz sıfatının üleştirme biçimi, her birine yüz, her defasında yüzü bir arada olan.

Şimdilik : Şimdiki durumda veya zamanda, şimdiki zaman için, şu duruma göre.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Üzerinde : Üstünde. ile ilgili, üzerine.

Yerleşme : Yerleşmek işi. Yerleşim alanı veya merkezi.

İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.

Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

 

Harita : Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı.

Özgül : Bir türle ilgili, bir türe ilişkin.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Gerçekleşmek ya da yapılmak. Yol açmak. Sarhoş olmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Sürdürmek, yürütmek. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Geçmek, tamamlanmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Uymak, tam gelmek.

Sayıl : Deniz kıyısı. Ermiş, bilen, vâkıf. Dilenci. Yöney ve gereyler gibi, birkaç bileşkenli ya da öğeli olmayıp tek bir sayı ile belirlenen nicelik. Yalnızca büyüklüğü ile belirlenen, doğrultu özelliği olmayan (nicelik). Bir oyutun (çoğunlukla da R ya da C oyutunun) öğelerinden biri. Bir ölçek aracılığıyla ölçüye vurulan nesne ya da özelliklerin bir sayı dizgesinin birimlerine göre aldığı değer. “Saygı gör, sözün dinlensin değerin artsın anlamında kullanılan bir isim”.

 

Kesim : Kesme işi. Pazarlık, anlaşma. Boy bos, endam. Bölüm, parça, kısım, sektör. Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa. Kesme zamanı. İşaretlenmiş belli yer. Bölge. Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Vargı : Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç.

Şimdi : Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda. Az sonra, yakında. Artık, bundan böyle, bu duruma göre. Az önce, biraz önce, demin.

Nokta : Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Orta nokta. Sınır, derece, radde. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Yer. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer.

Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As (II).

Belli : Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

Hangi : İki veya daha çok şeyden bir tanesini belirtecek bir cevap istemek için kullanılan soru sıfatı.

Diğer dillerde Yüzer bölge anlamı nedir?

İngilizce'de Yüzer bölge ne demek ? : floating zone