Yığın nedir, Yığın ne demek
- Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe
- Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.
"Yığın" ile ilgili cümle örnekleri
- "Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
Felsefi anlamı:
Yalnızca dıştan bir örgütlenme ile bir araya gelmiş, kişiliklerinden sıyrılmış insanlar topluluğu.
Kendi içinde ayrımlaşmamış, ya gelip geçici duygulanımlarla (aynı türden itki, duygu ve heyecanlar yoluyla), ya da bir dış gücün etkisiyle bir bütün oluşturan insan kalabalığı.
Toplumsal ruhbilim kavramı olarak:
Kimya'daki anlamı:
Genellikle madde hallerinin sınır yüzeylerinden uzakta olan bölgelerini nitelemek için kullanılan, nispeten geniş hacme dağılmış madde kümesi.
Sosyoloji'deki anlamı:
Kimi kez sayılama işlemi çerçevesi içinde, sayılaması yapılmış olan olay yığınına (okur yazarlar, evliler, suçlular, örgütlü işçiler ve benzeri) verilen ad.
Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla kendiliğinden oluşan; örgütlenme ölçüsü ile "biz kümesi" düşünce, duygu ve davranışı en düşük olan kişilerden kurulu toplumsal küme. (Çoğu kez "kalabalık" "toplantı", dahası "sürü davranışlı küme" den ayrılık gösterir).
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
[yığda]: Harman yerindeki ekin yığını (Arok *Şarkikaraağaç -Isparta; -Amasya; Beyağıl *Ulukışla, yenikent *Aksaray -Niğde)
Bilimsel terim anlamı:
Genellikle evrelerin sınır yüzeylerinden uzakta olan bölgelerini nitelemek için kullanılan, görece geniş oyluma dağılmış özdek kümesi.
Toplumsal örgüt ya da amaç söz konusu olmadan bir araya gelen topluluk.
Örgütlenmemiş, yaygın topluluk.
İngilizce'de Yığın ne demek? Yığın ingilizcesi nedir?:
bulk, mass, masses
Fransızca'da Yığın ne demek?:
amas, ramas, tas, monceau
Yığın hakkında bilgiler
İstatistiksel yığın yahut anakütle yahut evren kavramı istatistik biliminde belirli bir konudaki tüm değişkenlerin ölçülebilecek değerlerini ifade eder. Örneğin; Türkiye'de bulunan kişiler bir istatistiksel yığın değil, bunların mümkün sayısı (yani sayılması mümkün nüfus ) bir istatistiksel yığın olmaktadır. Ankara'nın sayılması mümkün nüfusu ise Türkiye yığınından alınmış bir örneklemdir. Dikkat edilirse istatistiksel yığın kavramı ile, herhangi bir değişkeni içeren elemanlara değil, değişkenlerin mümkün olarak ölçülebilen veya sayılabilen içerik karakteristiğine atıf yapılmaktadır. Böylece istatistikte istatistiksel yığın ya ölçülebilir ya sayılabilir karekteristiktir ve sayısal olarak ortaya çıkabilmesi mümkündür.
İstatistik biliminin en önemli bir kısmı çıkarımsal analiz olarak bilinir. Çıkarımsal analizin en önemli kısmı ise değeri bilinmeyen istatistiksel yığın parametreleri hakkında olasılık kuramından çıkarılmış parametre-istatistik bağlantıları ile, pratikte ölçülmüş veya sayılmış olan örnek istatistikleri değerlerinden sonuç çıkartmaktır. Çıkarımsal istatistik analizin diğer bir kısmı ise (istatistiksel yığın parametreleri hakkında değil de) istatistiksel yığın karekteristikleri hakkında parametrik olmayan çıkarımsal analizdir.
Bu çıkarımsal analiz uğraşını önemli bulan birçok istatistikçi, istatistiksel yığın kavramını, çok kere bir istatistiksel yığından alınan rastgele örnek kullanıp ölçülme veya sayımlama ile, pratikte elde edilen verilerin özetlemelerini kullanarak hakkında sonuç çıkarılmak istenilen karateristik olarak tanımlamaktadırlar.
Yığın ile ilgili Cümleler
- Çöp yığını Everest Dağı kadar büyük.
- Masanızda büyük bir yığın posta var.
- Bu sadece bir yığın saçmalık!
- Ali bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi.
- Gemide bir yığın fare var.
- İzlanda'da bir yığın yanardağ var.
- Dan, Tuğba'nın bahçesinde bir yığın kirli elbise buldu.
Yığın kısaca anlamı, tanımı:
Yığın bulut : Kesif ve yoğun nitelikli bulut tabakası.
Yığın kültürü : Toplumsal yapı ayrılıkları gözetilmeksizin televizyon, radyo, sinema, basın vb. kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan kültür.
Bir yığın : Birçok, pek çok.
Yığınak : Bir şeyin bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt. Bir şeyin biriktiği yer. Bir hücreli bitkilerin bir araya gelerek oluşturdukları küme.
Yığınla : Çok, pek çok.
Yığıntı : Bir araya yığılmış şeyler kümesi.
Yığılma : Yığılmak işi.
Küme : Tomar. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup. Tümsek biçimindeki yığın. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan alt grup. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri.
Tepe : İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri. Birinin yanı başı, baş ucu. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. Bir şeyin en üstteki bölümü.
Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.
Nesne : Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç. Öznenin dışında kalan her konu, obje. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje.
Gelme : Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Gelmek işi. Yetişme. Gelmiş olan.
Kalabalık : Gereksiz, karışık şeyler topluluğu. Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu. Sayıca çok.
Yahut : Bir düşünceden cayıldığında "daha doğrusu, iyisi" anlamlarında kullanılan bir söz. Veya, ya da.
Yığın bellek :
Yığın buzla : (coğrafya)
Yığın derişimi : Çözüneni tekdüze dağılan çözeltilerdeki ortalama derişim.
Yığın eğitimi : Sorunlarını anlama ve çözme, yaşayış düzeylerini yükseltme konularında büyük halk yığınlarına gerekli bilgi ve becerileri kazandırma, toplum kalkınmasına katılmada onlara yardım etme amacını güden eğitim düzeni.
Yığın eylemi kuramı : (Lashley) Öğrenilmiş ve anlaksal eylemlerde, beynin belirli özekler halinde değil, kapsamlı bölgelerinin katıldığını savunan görüş. (Bu görüş bugün gerçekliği bilinen beyin özeklerinin bulunuşuna aykırı değildir.)
Yığın filmi : Belirli bir kişiyi kahraman olarak sivriltmeyen, başkahraman olarak yalnız halk yığınlarını ele alan film.
Yığın görüşmesi : Ölçünlü bir görüşme çizinliği kullanarak belli ayrıtlar taşıyan geniş bir evrenle görüşme yordamı, bk. bireysel görüşme.
Yığın iletişim araçları : Kamuoyu oluşumunda üstlencesi bulunan, bilgi, ileti vb. aktaran sözlü ve yazılı araçlar.
Yığın iletişimi : Kamuoyunu biçimlendiren basın, radyo, televizyon, sinema vb. gibi iletişim ve yaymaca yol ve araçlarının işleyiş süreci. Basın yayın yoluyla gerçekleştirilen bildirişim ve etkileşim ilişkilerini araştıran ve "kim söylüyor, kime söylüyor, ne söylüyor, nasıl söylüyor, ne gibi bir sonuç sağlıyor?" sorularını yanıtlamaya çalışan bilgi dalı.
Yığın oyunu : Tek tek kişiler yerine bir topluluğu ya da yığını eksen yapan yapıt, örnek : Lope de Vega, Fuente Ovejuna, Hauptmann, Dokumacılar.
Diğer dillerde Yığın anlamı nedir?
İngilizce'de Yığın ne demek? : n. accumulation, congeries, agglomerate, tons, agglomeration, aggregation, bank, batch, budget, bulk, bundle, cartload, chunk, clamp, clump, collection, conglomerate, conglomeration, crowd, drove, flock, force, heap, hill, huddle, lump, mass, mound
Fransızca'da Yığın : masse [la], amas [le], monceau [le], tas [le], entassement [le], fatras [le], foule [la], pile [la]
Almanca'da Yığın : n. Anhäufung, Block, Haufen, Klump, Klumpen, Stapel
Rusça'da Yığın : n. куча (F), груда (F), кипа (F), ворох (M), гора (F), глыба (F), нагромождение (N), масса (F), скопище (N), сборище (N), толпа (F)
Bu kısımda Yığın nedir? Yığın ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Yığın tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Yığın hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.