Yıldız gergisi nedir, Yıldız gergisi ne demek

Yıldız gergisi; Gösteri alanında kullanılan bir sözcüktür.

Teknik terim anlamı:

Üzerinde yüzlerce delik bulunan koyu renk gergi. Bu deliklerin hemen arkasında çevresi mavi boyalı, ama deliği hizasına gelen tepeleri boyalı olmayan ışıtaçlar konulur.

Yıldız gergisi anlamı, kısaca tanımı

Gergi : Perde. İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç

Yıldız : Çekirdeğinde oluşan füzyon sonucunda açığa çıkan enerjiyi uzaya ışınım biçiminde yayan, ışıklı gök cisimlerinden her biri. Bu biçimde olan. Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse. Kuzey 360°'lik yön, kuzey. Baht, şans, talih. Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan çok köşeli şekil. Sinema, tiyatro veya müzikhol sanatçısı, star.

Yüzlerce : Pek çok, çok sayıda.

Üzerinde : Üstünde. ile ilgili, üzerine.

Tepeler : Ardahan ilinde, Yalnızçam bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Işıtaç : Havası boşaltılmış cam şişe içinde elektrik akımı ile akkor duruma gelerek ışık veren aygıt. Tiyatro ışıldaklarında bunların çeşitli amaçlara yönelik olanları vardır. Elektriksel ya da kimyasal erkeyi ısıya dönüştürerek ışık veren aygıt. Sinema ve televizyon çalışmalarının çeşitli aşamalarında, özellikle aydınlatmada, yapma ışık kaynağı olarak kullanılan ve değişik yapıda, boyda, güçte çeşitleri olan aygıt. (Genellikle, havası boşaltılmış ya da içinde özel bir gaz bulunan camdan bir kap içinde bir telin elektrik akımıyla akkor duruma geçirilmesiyle çalışır). [Bakınız: alıcı ışıtacı]. [Bakınız: almaç ışıtacı].

 

Konulu : Konusu olan, mevzulu.

Olmaya : Yapılmamış ola, görülmemiş ola.

Yüzler : Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru üçüncü rakamının bulunduğu yer.

Boyalı : Boya sürülmüş, boyanmış veya boyaya batırılmış. Yüzünü çok boyamış olan, makyajlı (kadın).

Hemen : Çabucak. Yalnız, sadece. Aşağı yukarı. Çok.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Delik : Dar, küçük açıklık. Cezaevi. Delinmiş olan. Dar, küçük çukur. Küçük hayvan yuvası.

Tepel : Biçilen ot ya da ekin bağlamı. Alnında ak leke olan (inek, öküz ve benzerleri hayvanlar): Bizim tepeli bulamıyorum. Ot yığını. Bir şeyin en üstteki kısmı. Küçük dağ.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

 

Üzer : Kaymak, süt, yoğurt yüzü. Ürem, faiz. Değiş tokuş sırasında üste alınan para. Can sıkıcı. Üst. Kaymak. Faiz. Can sıkıcı, üzücü.

Tepe : Bir şeyin en üstteki bölümü. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası. Yüksekliği genel olarak birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi. Birinin yanı başı, baş ucu. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.

Işıt : “Aydınlat, ışık saç, parlaklık ver” anlamında kullanılan bir isim”.

Diğer dillerde Yıldız gergisi anlamı nedir?

İngilizce'de Yıldız gergisi ne demek ? : star cloth