Yarı özdevingen aktarma nedir, Yarı özdevingen aktarma ne demek

Yarı özdevingen aktarma; Otomobil alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Hız oranı değiştirme zamanının ve gerekli oranın sürücü tarafından yönetildiği, ancak mekanik işlemin özdevingen olarak sağlandığı dişli kutusu.

Yarı özdevingen aktarma tanımı, anlamı

Özdevin : Bir sürecin, özdevimli araçlar kullanılarak gerçekleştirilmesi

Özdevingen aktarma : Hız oranı değişiminin motor yükü ve araç hızına bağlı olarak bir dişli kutusu yoluyla kendi kendine yapılması.

Aktar : Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân. İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân.

Aktarma : Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.

Yarı : Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf. Gereğinden az, tam olmayarak. Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan. Devre arası.

Değiştirme : Değiştirmek işi, tebdil, tahrif.

Mekanik : Kuvvetlerin maddeler ve hareketler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. Denge ya da hareket kurallarıyla ilgili. Makine ile yapılan. Düşünmeden yapılan.

 

Gerekli : Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza, zaruri.

Yöneti : Yönetme işi.

Sürücü : Karada kullanılan motorlu araçları sürüp yöneten kimse, şoför. Çoban, güdücü. Sürü yetiştiren kimse.

Mekan : Yer, bulunulan yer. Ev, yurt. Uzay.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Değiş : Değme işi. Değişim.

Yönet : Yön. Uygun, iyi, doğru, yerinde. [Bakınız: yönelge]. Alnaç. Yatkın, becerikli. Düz. Doğru, uygun. Şekil, tarz, usûl, suret, vecih. Uygun, doğru. İyi, güzel. Uysal. Becerikli, yatkın. Biçim, tarz, usul.

Ancak : "Yalnızca" anlamında, sınırlama bildiren bir söz, bir. "Lakin, ama, fakat, yalnız" sözleri gibi bir düşünceye karşıt ikinci bir düşünceyi anlatan bir söz. "Olsa olsa, en çok, daha çok, güçlükle" anlamlarında, bir şeyin daha çoğunun, ilerisinin olmadığını gösteren bir söz, dar, gücün. En erken.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Yöre, yer. Yön, yan, doğrultu. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

 

İşlem : Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.

Dişli : Dişleri olan. Ayakkabıcıların sayayı kalıba çekmek için kullandıkları kerpeten gibi bir araç. Kaya balığı. Beklenmedik düzeyde olan. Sözünü geçiren, istediğini yaptırabilen, güçlü (kimse). Dişleri olan çark.

Diğer dillerde Yarı özdevingen aktarma anlamı nedir?

İngilizce'de Yarı özdevingen aktarma ne demek ? : semi-automatic transmission