Yasa nedir, Yasa ne demek

  • Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
  • Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun.
  • Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü.
  • Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel.
  • Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum.

"Yasa" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Yer çekimi yasası. Mendel yasaları."
  • "Ahlak yasası."
  • "Düşünme yasaları."
  • "Buradaki yasaların yabancıların ev satın almalarına mâni olup olmadığını bilmiyordu henüz." - N. Uygur
  • "Doğa yasaları."

Felsefi anlamı:

Olaylar arasında düzenli bir bağıntıyı saptayan ve bir şeyin zorunlu olduğunu dile getiren genel önerme. Olayların gidişinde olağandışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kural (doğa yasası).

Değişmezlik ve zorunluluk niteliği taşımayan, ancak bir yükümlülüğü içeren, özgür bir istence dayalı kural (gereklilik yasası). .// Bu tür yasa: a- Hukukta: Toplumda bireyler arası ilişkileri düzenlemek amacıyla devletçe konmuş yönerge ve kurallar, b- Ahlakta: Törelerle ilgili davranışları düzenleyici buyruklar ve yönergeler; bir davranışın nasıl olması gerektiğini, ne yapmak gerektiğini gösteren kurallar. 3-Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması zorunlu olan temel -> belitler; mantık kuralları (düşünme yasaları).

 

Hukuki terim anlamı:

kanûn. ~ nın ereği (amacı, özü): kanûnun, rûhu, gayesi, maksadı. ~ koyucu: vâzı’-ı kanûn, kanûn vâzı'ı (bk. yasayıcı). ~ nın söylemi, sözü: kanûnun lafzı.

Sosyoloji'deki anlamı:

Devlet gücünce yerleştirilmiş ve yaptırıma bağlanmış, insan etkinliklerini düzenleyen buyurucu davranış kuralları ve ölçüleri.

Olguların zorunlu, doğal gelişimlerini belirleyen temel içsel bağıntı; olgular ya da nesnelerin özellikleri arasındaki nedensel, zorunlu ve durağan (güvenilir) bağlantı.

Diğer sözlük anlamları:

Kanun, ferman, kaide, türe, emir.

Ödev olarak verilen iş.

Tertibat, tabiye.

Memnu, memnuiyet.

Yasa isminin anlamı, Yasa ne demek:

Erkek ismi olarak; Kanun, düzen, töre.

Bilimsel terim anlamı:

Bilimsel araştırmanın gözlem, varsayım ve deneyimden sonra kurulan basamağı olarak, doğa olaylarının zorunlu oluşum ve gelişimini belirleyici nedensel ilişkiyi açıklayan kural ve genelleştirmeler.

Her bağlamda geçerli olan ve çıkarımları geçerlendiği için belli bir güvenirlik düzeyine ulaşmış nedensel ilişkiler, bk. genellik.

İngilizce'de Yasa ne demek? Yasa ingilizcesi nedir?:

law

Yasa hakkında bilgiler

Kanun veya yasa, bir anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Kanunlar, tüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında kanun, yasama organınca yapılmış olan kanun adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukukla paralel anlamlılık taşır ancak hukukun öğelerinden sadece biri ve hukuk kaynaklarından sadece biridir.

 

Kanun, yazılı veya yazısız olabilir. Yazılı kanunların en ünlüsü MÖ 1700'lerde yapılmış Hammurabi Kanunları'dır. Roma hukuku, Cermen hukuku, Katolik hukuku, İslam hukuku yazılı kanunlara dayanır. Çağdaş kanunların yazılı oluşu Fransız Devrimi'nden sonra gelişmiştir. Önemli yazılı kanunlara Kod (code) denilmektedir. Toplumu Kod'larla yönetmeye Kodifikasyon denilir ve Kıta Avrupa'da geçerlidir. Medeni Kanun'lar birer Kod'dur. İslam dünyasında Mecelle ve Kanun-ı Esasi ilk kodlardır.

Türkiye'de kanun koyma yetkisi TBMM'nindir. Kanun teklifi Bakanlar Kurulu (tasarı) ve milletvekillerince tek veya grup halinde (kanun teklifi), gerekçe gösterilerek yapılır. Bunun dışındaki kişi ve kurumlar, kanun isteklerini meclise iletebilirler. Cumhurbaşkanı, kanun teklif edemez, çünkü cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM üyeliğini kaybeder. Kanunlar cumhurbaşkanına sunulur ve cumhurbaşkanı yayınlarsa yürürlüğe girer. Yayınlamazsa (bütçe kanunu hariç), gerekçesiyle meclise iade eder (15 gün içinde). Meclis kanunu aynıyla tekrar kabul ederse, artık cumhurbaşkanı o kanunu yayınlar. Meclis, kanun yaparken anayasa ve içtüzük hükümlerine uyar. Kanunlar TC Resmi Gazete'de (kuruluşu 7 Ekim 1920) yayınlanırsa yürürlüğe girer. Tarih belirtilmemişse 45 gün içinde bütün yurtta geçerli olur. Başbakanlık, Düstur adıyla kanunları derlemekte, her yasama yılında bir cilt yayınlamaktadır. Kanunlar, mevzuat bilgi sistemleriyle internette yayınlanmaktadır. Meclisin yayınladığı iki kanun dergisi bulunmaktadır: Tutanak Dergisi, Kanunlar Dergisi.

Meclis, geçmişe yönelik suç içeren kanun yapamaz. Seçim kanunu değişiklikleri, yürürlük tarihinden başlayarak 1 yıl içinde olacak seçimlerde uygulanmaz. Kanunlar: kanun, tüzük, yönetmelik, KHK, TBMM İçtüzüğü, İçtihadı Birleştirme Kararları, mahkeme kararları, içtihatlar, örf ve adet, tebliğ, genelge, yönerge adlarını taşır.

Yasa ile ilgili Cümleler

  • Selfie çubukları, birçok müze ve galeride yasaklandı.
  • Yasa benim tarafımda.
  • Burada bir kapan kuramam. Avlanmak yasaktır.
  • Yasa bu durumda uygulanmaz.
  • Yasa, bu alana herhangi bir gökdelenin inşa edilmesini yasaklıyor.
  • Dilencilik kanunen yasaktır.
  • Ali yasadışı olarak Avustralya'daydı.
  • Yasa böyle.
  • Plastik bakkal torbaları yasaklandı.
  • Yasa değişirken bana sormadınız bile.
  • Yasa açık.
  • Yasa 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
  • Ali yasayı biliyor.
  • Burak Tuğba'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.

Yasa kısaca anlamı, tanımı:

Kural : Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke.

Yasama : Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma. Yasa koyma, yasa yapma, teşri.

Organ : Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv. Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş.

Kanun : Geçerli olan kural. Yasa. Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı.

Aynı : Başkası değil, yine o. Benzer. Eski durumunda kalmış, değişmemiş. Aralarında ayrım olmayan.

Toplum : Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet. Topluluk.

Yasa çıkarmak : Bir yasa önerisi, yasama gücü tarafından onaylanmak.

Yasa dışı : Yasalara, yasa kurallarına uymayan, kanun dışı, gayrikanuni, illegal.

Yasa koyucu : Yasa yapma veya koyma yetkisi olan, kanun koyucu, vazııkanun.

Yasa önerisi : Yasa teklifi.

Yasa sözcüsü : Danıştay savcısı, kanun sözcüsü.

Yasa tasarısı : Hükûmet tarafından hazırlanarak yasalaşması için meclise gönderilen kanun metni, kanun tasarısı, kanun layihası.

Yasa teklifi : Meclis üyelerinin meclise sunmak üzere hazırladıkları kanun örneği, yasa önerisi, kanun teklifi.

Anayasa : Temel, esas. Bir devletin yönetim biçimini belirten, yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa, kanunuesasi.

Ahlak yasası : Ahlak işlerini belirleyen, uyulması ahlak açısından gerekli olan genel ve geçer kural.

Başatlık yasası : Irk karışmasında güçlü öz yapının sonraki soylardan üstün geldiğini kanıtlayan yasa.

Doğa yasası : Doğa olaylarının bağlı olduğu yasa.

Ergime yasası : Ergime kurallarının değişmez oluşumu.

Üç durum yasası : Toplumun Tanrı bilimi, fizikötesi ve tanıtlı olmak üzere üç durumdan geçerek geliştiğini savunan Auguste Comte yasası, üç hâl kanunu.

Düşünme yasaları : Doğru olması gereken bir düşünmenin belli şartlar altında nasıl gerçekleştiğini gösteren kurallar.

Yasa bürünmek : Çok üzülmek.

Yasağı çiğnemek : Uyulması gereken kurallara uymamak.

Yasak : Bir işin yapılmasına karşı olan yasal veya yasa dışı engel, memnuiyet. Yapılmaması istenmiş olan, yok, memnu, haram.

Yasak aşk : Hukuk, din, töre bakımından uygun görülmeyen, reddedilen aşk.

Yasak bölge : Üzerinden uçakların geçme izninin sınırlı olduğu, güvenlik sebebiyle içeriye girişlerin özel olarak sınırlandırıldığı bölge.

Yasak etmek : Yapılmamasını istemek, yasaklamak.

Yasak ilişki : Gelenek, göreneklere ve yasalara aykırı olarak yaşanan gönül ilişkisi.

Yasak kitap : Satışı ve dağıtımı yasaklanmış olan kitap.

Yasak meyve : Tanrı'nın yasaklamasına rağmen Âdem'in, Havva'nın elinden yediği meyve, memnu meyve.

Yasak olmak : Yapılmaması istenmek, yasaklanmak.

Yasak savmak : Bir nesne, bir gereksinimi geçici olarak karşılamak, şimdilik işe yaramak. bir işi hatır için, gönülsüz olarak üstünkörü yapmak.

Yasakçı : Yasağı koyan veya uygulayan kimse. Bekçi, nöbetçi.

Yasakçılık : Yasakçı olma durumu.

Yasaklama : Yasaklamak işi.

Yasaklamak : Bir şeyin yapılmamasını buyurmak veya istemek.

Yasaklanış : Yasaklanma işi.

Yasaklanma : Yasaklanmak işi.

Yasaklanmak : Yasak edilmek, yapılmaması buyrulmak veya istenmek, yapılması engellenmek, önlenmek, menedilmek, alıkonulmak.

Yasaklayıcı : Yasaklama, önleme niteliği olan, engelleyici.

Yasaklayıcılık : Yasaklayıcı olma durumu.

Yasaklı : Yasaklanmış. Herhangi bir şeyi yapması kendisine yasak edilmiş olan (kimse).

Yasal : Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni, meşru, legal.

Yasalaşma : Yasalaşmak işi, kanunlaşma.

Yasalaşmak : Yasama meclisleri tarafından onaylanarak yürürlüğe girmek, yasa durumuna gelmek, kanunlaşmak.

Yasalaştırılma : Yasalaştırılmak işi.

Yasalaştırılmak : Yasa durumuna getirilmek, kanunlaştırılmak.

Yasalaştırma : Yasalaştırmak işi, kanunlaştırma.

Yasalaştırmak : Yasa durumuna getirmek, yasaya bağlamak, kanunlaştırmak.

Yasalı : Yasaya uygun veya yasanın buyurduğu, kanuni.

Yasallaşma : Yasallaşmak durumu.

Yasallaşmak : Yasal duruma gelmek.

Yasama dokunulmazlığı : Yasama organı üyelerinin, adli kovuşturmadan korunarak görevlerini serbestçe yapabilmelerini sağlayan anayasa ilkesi, teşrii masuniyet.

Yasama dönemi : Meclisin iki genel seçim arasında geçirdiği süre.

Yasama gücü : Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma, değiştirme ve kaldırma yetkisi, yasama hakkı, yasama yetkisi, yasama kuvveti, teşrii kuvvet, teşri kuvveti.

Yasama hakkı : Yasama gücü.

Yasama kurulu : Parlamento.

Yasama kuvveti : Yasama gücü.

Yasama meclisi : Parlamento.

Yasama organı : Parlamento.

Yasama yetkisi : Yasama gücü.

Yasama yılı : Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Ekim'de başlayıp 30 Eylül'de biten çalışma dönemi.

Yasamak : Düzen vermek. Yasa koymak.

Yasamalı : Yasa yapma ile ilgili, teşrii.

Yasasız : Yasaya bağlı olmayan, kanunsuz.

Yasasızlık : Yasasız olma durumu, kanunsuzluk.

Av yasağı : Yılın av dönemi dışında kalan zamanda konulan yasak.

Basın yasağı : Basın yayın organlarının bir konu hakkında yayın yapmasını kısıtlayıp engelleme.

Göze yasak olmaz : "bir kimseye veya nesneye bakılmasını kimse önleyemez" anlamında kullanılan bir söz.

Kara yasa bürünmek : Aşırı üzülmek. derin derin düşünmek.

Seçim yasağı : Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen ve seçim sırasında uyulması gereken yasaklar.

Olay : Önemli tarihsel olgu, fenomen. Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka.

Gidiş : Gitme işi. Gitme biçimi, tempo. Tutum, durum, davranış.

Verme : Vermek işi.

Değişmezlik : Değişmez olma durumu.

Mecburiyet : Yükümlülük. Zorunluluk.

Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.

Devlet : Mutluluk. Bu tüzel varlığın yönetim organları. Büyüklük, mevki. Talih. Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.

Anayasal : Anayasa ile ilgili.

Yasa bürünmek : çok üzülmek. İlgili cümle: "“Bütün ev halkı yasa bürünmüştü, o gece hiçbirinin gözüne uyku girmedi.”" H. Topuz.

Yasa çıkarmak : bir yasa önerisi, yasama gücü tarafından onaylanmak.

Yasa dışı yarışım : Yasalarda, yasa dışı olarak nitelenen ve belirtilen yarışım.

Yasa dışı yarışıma karşı korunma : Yasalarca, yasa dışı olarak sayılan yarışmalara karşı koruma.

Yasa koyuculuğu : Yasa koyucunun yaptığı iş.

Yasa yolları : Yargılıklarca verilip daha kesinleşmemiş bulunan vargılara karşı, yasanın gösterdiği süre içinde üst kattaki yargılıklara başvurma yöntemleri.

Yasa yollarına başvurmağa konu olan kararlar : Yasada gösterilen koşullara göre, karşıtlama yolu ile bir üst yargılıkta incelenme olanağı bulunan ve kesin olmayan kararlar.

Yasadışı işbırakımı : Yasadışı davranışlarla işi durdurma. Sendika yönetiminin bilgi ve buyurusu olmadan işi bırakma.

Yasadışı işbırakma : Yasayla belirlenen koşullara uyulmaksızın yapılan işbırakma.

Yasadışı işbıraktırma : Yasal iş bıraktırmada aranan koşullar gerçekleşmeden yapılan iş bıraktırma.

Diğer dillerde Yasa anlamı nedir?

İngilizce'de Yasa ne demek? : [Yassa] n. lament, mourning

n. act, act of congress, code, enaction, law, regulation, statute

v. legislate

Fransızca'da Yasa : loi [la], charte [la], statut [le]

Almanca'da Yasa : n. Gesetz, Gesetzgebung, Lex, Nomos, Ordnung

Rusça'da Yasa : n. закон (M), устав (M)