Yayım nedir, Yayım ne demek

"Yayım" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kitap ve gazete yayımı işi bizim can davamızdır." - R. N. Güntekin

Yerel Türkçe anlamı:

Otlak.

Ev makarnası, erişte.

Otlatma, yayma.

Takım, bölüm, parça

Erişte ve makarna kesmek için yoğrulup açılan hamur parçalarından her biri.

Bir fizik terimi olarak tanımı:

[Bakınız: salım]

Hukuki terim anlamı:

neşir. ~ söyleşmesi: neşir mukavelesi.

Bilimsel terim anlamı:

Maddenin ışıyan erke vermesi olayı.

Bulgunun çeşitli araçlarla duyurulması.

Erkenin bir kaynaktan dışarıya verilmesi. (Bu terim daha çok ışınım erkesi için kullanılmaktadır.)

aydınlatma: Özdeğin, ışıyan erke vermesi olayı.

Kitap, gazete, dergi gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtımı ya da radyo ile dinlenecek şeylerin yayılması.

İngilizce'de Yayım ne demek? Yayım ingilizcesi nedir?:

emission, release, publication

Fransızca'da Yayım ne demek?:

extension

Yayım hakkında bilgiler

Yayımcılık ya da yayıncılık, basılı medya yoluyla bilgi ve edebiyat yayma işi. Yayımlanan bilgi umuma açık olmalıdır. Bazen yazarlar yayımcılığı da üslenir.

 

Yayımcılık basma matbaa hizmetleri, satın alma, copy editing içeriğin yayına uygun formatta düzenlenmesi editörlük , grafik tasarımı hazırlanması ve üretimi – basım (ve elektronik eşdeğerleri), pazarlamayla gazete, mecmua, kitap, edebî eser ve müzik eserleri, yazılım gibi enformasyonla ilgili elektronik basın ürünlerinin dağıtımını ve eserin telif hakkıları için ISDN ve ülke çapında yasal bandrol alması gerekli yasal prosedür işlemlerinin yapılması ve tamamlanması süreçlerinden sorumludur.

Yayım ile ilgili Cümleler

  • 1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
  • Ali daha önce üç kitap yayımladı.
  • Küçük kitabımı 2001'de yayımladım.
  • Bu haber neden yayımlandı?
  • Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.
  • İlk kontrol listesi 1961 yılında yayımlandı.
  • Yeni romanım gelecek ay yayımlanacak.

Yayım kısaca anlamı, tanımı:

Yayma : Yaymacının sattığı şeylerden oluşan sergi. Yaymak işi.

Kitap : Kutsal kitap. Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü. Herhangi bir konuda yazılmış eser.

Gazete : Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın. Bu yayının yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer.

Basılı : Basılarak yerleştirilmiş. Basımevinde basılmış (kâğıt, kitap vb.), matbu.

Eser : İz, işaret, im. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Yayın, kitap, yapıt. Soyut kavramlarda belirti.

 

Isı yayımı : Hareket eden nesnelerle belli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim, konveksiyon.

Yayımcı : Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye teknik düzeyde ulaştırılmasını sağlayan kimse. Görsel ve yazılı basında yayıma hazırlama yetkisi olan kimse, editör. Bir sanatçının, bir yazarın eserini yayıma hazırlayan kimse veya kuruluş, yayıncı, naşir, tabi, editör.

Yayımcılık : Yayımcının yaptığı iş, yayıncılık, tabilik, editörlük.

Yayımlama : Yayımlamak işi.

Yayımlamak : Kitap, gazete, dergi vb. şeyleri basmak ve dağıtmak, neşretmek. Dinlenilecek, görülecek şeyleri radyo ve televizyonla sunmak, bildirmek, duyurmak. Resmen bildirmek, açıklamak, ilan etmek. Bir yazıya, habere, resme gazetede yer vermek.

Yayımlanma : Yayımlanmak işi, neşrolunma.

Yayımlanmak : Yayımlama işi yapılmak, neşrolunmak.

Yayımlatma : Yayımlatmak işi.

Yayımlatmak : Yayımlanmasına sebep olmak, yayımlanmasına imkân sağlamak.

Dağıtılma : Dağıtılmak işi.

Radyo : Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemi. Bu istasyonun yayınlarını alan araç. Elektrik dalgalarıyla düzenli olarak yayın yapan istasyon ve bu istasyonun programlarını düzenlemekle görevli kuruluş.

Televizyon : Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı.

Aracı : İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. Ara bulucu.

Dinleyici : Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse. Kayıtlı olmadığı hâlde derslere dışarıdan devam eden kimse.

Seyirci : Bir olayı gören, izleyen kimse, izleyici. İzlemek, eğlenmek için bakan kimse, izleyici.

Medya : İletişim ortamı. İletişim araçları.

Yayım çalışmaları : Üniversite, yüksek okul, kitaplık, müze gibi eğitim ve kültür kurumlarıyla tarım ve ev ekonomisi örgütünün, her türlü kurum dışı, topluma dönük eğitim ve öğretim çalışmalarına verilen ad.

Yayım çorbası : Kaynayan suya salınan çiğ yufkayı çırpacak denilen karıştırıcı ile çırparak yapılan çorba.

Yayım hakkı : Yayımlanacak bir yazı, kitap ya da müzik yapıtını yayımlama ya da yayımlamama hakkı.

Yayım hakkına elatma : İzin alınmadan bir yapıtın çoğaltılması.

Yayım sözleşmesi : Bir yapıtın yayımı konusunda yapıt iyesi ile yayımcı arasında yapılan sözleşme.

Yayım türesi : Yayım konusundaki sorunlar ile uğraşan hukuk dalı.

Yayım yasım : Bol, dağınık. Dökülüp dağılarak ziyan olmuş.

Yayımcı damgası : Kitabın üzerine, başkalarınca yayımı önlemek üzere konulan özel damga.

Yayımcı-yazar : Yapıtını kendisi yayımlayan yazar.

Yayımcılar birliği : Kitap yayımı yapanların kurduğu birlik.

Diğer dillerde Yayım anlamı nedir?

İngilizce'de Yayım ne demek? : [yay] n. arc, arch, bow, coil, coil spring, release, spring; string

Fransızca'da Yayım : publication [la], édition [la]

Almanca'da Yayım : n. Verbreitung, Veröffentlichung

Rusça'da Yayım : n. опубликование (N), издание (N), эмиссия (F), радиопередача (F), трансляция (F)