Yenil nedir, Yenil ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hafif.

Yenil ile ilgili Cümleler

  • Yenilikçi misin?
  • Yenilgi onlara çok ağır gelmişti.
  • Tavuk zaten yenildi.
  • Prenses köpekbalığı tarafından yenildi.
  • Bu adam öyle yenilir yutulur gibi değil.
  • Yenilikçi bir fikrin var mı?
  • “Kağnı gıcırtısını sineye çekmek zor, bu zıkkım pek yenir yutulur şey değil ki!”
  • Yenilerini eklemektense, eski cümleleri çevirmeyi tercih ederim.
  • Üç misyoner yamyamlar tarafından öldürüldü ve yenildi.
  • Bu balık yenilebilir değil.
  • Pasaportumu yenilemek zorundayım.
  • Bu ay nüfus cüzdanımı, pasaportumu ve sürücü ehliyetimi yenilemeliyim.
  • Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.
  • Ali yenilgiyi kabul etti.
  • Hadi! Sana yenilginin tadını göstereceğim.

Yenil ile ilgili Atasözü veya Deyim

ezilmeden yenilmek : başa baş bir karşılaşma çıkararak az farkla yenilmek.

yenilgiye uğramak : yenilmek, mağlup olmak.

yenilik yapmak : değişiklik yapmak, değişiklik getirmek.

yenilir yutulur değil (veya olmamak) : yenmeyecek nitelikte olan (yiyecek) hoşa gitmeyen, beğenilmeyen nitelikte olan çok ağır (söz) Mecaz anlamı kendisiyle başa çıkılamayacak durumda olan.

Yenil anlamı, kısaca tanımı

Yeni : Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı. Tanınmayan, bilinmeyen. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan. Biraz önce, çok zaman geçmeden. Daha öncekilerden farklı olan. Eskisinin yerine gelen. En son edinilen. İşe henüz başlamış. Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan

 

Bitkisel yenilik soylayıcısı : Bitkiler alanında yeni bir tür ortaya koyan kişi.

Bitkisel yenilikler : Bitkilerin niteliklerini değiştirerek ortaya çıkarılan, yeni ve değişik bitki türü.

Bitkisel yenilikleri koruma : Bitkiler alanında elde edilen yeni sonuçları koruma.

Bulgu belgesine bağlanan yenilik : Bir yenilik olarak kabul edilen ve bulgu belgesi verilebilen yenilik.

Durağan varlıklar yenileme ayırcası : Yetkililerince saptanacak ve bulunacak oranlara göre durağan varlıkların yenilenebilmeleri amacıyla net kârlardan ayrılan paralar.

El yenilliği : Yapılan değeri büyük iş karşılığında verilen az para, yetersiz karşılık.

Geliştirici yenilikler : Yaparken öğrenme süreci sırasında, genellikle o alanda çalışan firmaların geliştirdikleri ve daha çok süreç yenilik biçiminde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler.

İş yenilenmek : Yeni hâdise zuhur etmek.

Karbon yenileme : Sıcak işlemden önceki ısıtmayla karbonsuzlaşmaya uğramış parçalara, yeniden karbon kazandırmak için yapılan karbonlama işlemi.

Kent yenileme : Kamu girişimi ya da yardımıyla, yoksul komşuluklarının temizlenmesi, yapıların iyileştirilmesi, korunması, daha iyi barınma koşulları, tecim ve işleyim olanakları, kamu yapıları sağlanması amacıyla, yerel tasar ve izlenceler uyarınca, kentleri ve kent özeklerinin tümünü ya da bir bölümünü, günün değişen koşullarına daha iyi yanıt verebilecek duruma getirmek.

 

Köklü yenilikler : Farklı bir bilgi veya buluş sonucu ortaya çıkan ve ürün yenilik veya süreç yenilik biçimde görülen teknolojik gelişmeler. karşılığı otonom teknolojik gelişme.

Kütüğe yazımın yenilenmesi : Yasalarda gösterilen koruma süresi sonunda, korunması istenen kütüğe yazımın yeniden yaptırılması.

Öz yeniliği : Bir şeyin özünde bulunan yenilik.

Saldın yenilemesi : Vuruşma duruşuna dönüşten hemen sonra yapılan yeni bir saldırı.

Salt yenilik : Hiç bir ülkede bulgu konusunda bir buluş olmaması ya da buluş olduğu yolunda bir belirtinin bulunmaması ve halkın böyle bir şeyi kullanmamış olması.

Süreç yenilik : Buluş veya yenilik sonucu, ortaya yeni bir üretim yönteminin/tekniğinin çıkmasına yol açan teknolojik gelişme. karşılığı ürün yenilik, köklü yenilikler, geliştirici yenilikler.

Tartı yenileme : Güreşçinin ağırlığının düzenlenebilmesi için, tüzüğün belirttiği süre içinde onun bir kezden çok tartılması işlemi.

Tepki yenilenmesi : (Ruhsal çözümleme) Bir karmaşanın zayıflatılıp yok edilmesi, ya da çatışma ve baskının yarattığı coşkusal gerilimin, onu yaşatan temel yaşantının düşlenmesi ya da yeniden yaşanması yoluyla hafifletilmesi.

Ürün yenilik : Buluş veya yenilik sonucu ortaya yeni bir ürünün çıkmasını sağlayan teknolojik gelişme.

Yapıt hakkını yenileme : Yapıt hakkının kütüğe yazımla korunduğu ülkelerde, yasaların koyduğu koşullarla uygun olarak, belirtilen koruma süresinin uzatılması.

Yenilcek : Hafif. Değersiz. [Bakınız: yeğni]. Hoppa, şımarık.

Yenilçek : Hafif.

Yenile : Şimdi, pek az önce. Az önce, hemen, yeni. Başlama atışını türlü nedenlerle sayılmaz kılan ve atışın yenilenmesini bildiren hakem kararı. Yeni, henüz, yeniden, pek yeni.

Yenilebilir : Yemlerin yenebilen kısımları.

Yenilebilir asit kazein : Sütten asit kullanılarak elde edilen kazein.

Yenilebilir rennet kazeini : Süt teknolojisinde kimozin enzimi veya sütü pıhtılaştırarak veya insan tüketimine uygun diğer enzimler kullanılarak üretilen kazein.

Yenilecik : Hafif.

Yenilek : Şimdi, pek az önce.

Yenilekten : Yeni baştan.

Yenileme ayırcası : Durağan değerlerin ve kuruluşların yenilenmeleri için ayrılan para ve bu yönde yapılan biriktirim sayışımı.

Yenileme isteği : Kütüğe yazımın yenilenmesi için yapılan istek.

Yenileme süreci : (Olasılık kuramı) Olaylar arasındaki sürenin bağımsız ve eş dağıldığı bir tür olasılıksal süreç. Bu süreçte, olasılıksal değişken bir birimin yaşam uzunluğunu gösterir. Birim bozulduğunda ya da eskidiğinde yeni bir birimle değiştirilir.

Yenileme süresi : Yenileme isteğinin yapılabilmesi için yasalarda belirtilen süre.

Yenilemede hak süresi : Yenileme için başvurulabilecek olan süre (Korumanın bittiği tarihten başlayarak yasalara göre üç yıldır).

Yenilemenin sonuçları : Yenileme sonunda doğması gereken haklar.

Yenilemenin yokluğu : Yenileme yapılması gereken bir markanın yenilenmemiş olması.

Yenilen : Şimdi, pek az önce. Başlama atışını türlü nedenlerle sayılmaz kılan ve atışın yenilenmesini bildiren hakem kararı.

Yenilenebilir doğal kaynaklar : Ormanlar, denizler, hayvanlar, sular gibi kaynaklar.

Yenilenebilme : Yenilenebilmek durumu.

Yenilenebilmek : Yenilenme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yenilenemez doğal kaynaklar : Metal, mineral varlıklar, petrol, doğalgaz, kömür gibi toplam miktarı rezervlerle sınırlı olan ve genellikle tüketim miktarı sunum miktarından daha hızlı artış gösteren kaynaklar.

Yenilenen bankalararası sayca : Bankalararası sayca kullanıldıkça ya da ödekler ödendikçe kendi kendine yenilenen bankalararası sayca.

Yeniler : İzmir kenti, Göçbeyli bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kastamonu şehrinde, Taşköprü belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kütahya ilinde, Simav ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Yenileşim : Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması, yenilik, inovasyon.

Yenileşimci : Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemleri kullanmaya başlayan kimse, inovatif.

Yenileşimcilik : Yenileşimci olma durumu.

Yenileşme bölgesi : Değişik kültürler arasında bulunmasından ötürü dış etkilere açık bulunan halk kültürü bölgesi.

Yenileştirme alanı : Gerek yerleşme düzeni, gerekse mevcut yapıların durumu bakımından yaşama ve sağlık koşullarının iyeleştirmesi olanağı bulunmayan ve bu nedenle, düzenlenecek bir tasarlamaya göre, yapılarının ve öteki kolaylıklarının tümü ya da bir bölümü ortadan kaldırılarak yeniden bayındırılması öngörülen alan.

Yeniletebilme : Yeniletebilmek işi.

Yeniletebilmek : Yeniletme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yenileyebilme : Yenileyebilmek işi.

Yenileyebilmek : Yenileme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yenileyici : Markaların yenilenmesini yapan ya da bulguya daha başka yenilikler ekleyerek onu geliştiren.

Yenili : Henüz. Kırıkkale şehrinde, Balışeyh belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Yenilicek : Haşarı, şımarık, eğitimsiz.

Yeniliği : Şimdi, pek az önce.

Yeniliğin benimsenmesi : Yeniliğin çeşitli ülke ve kültürdeki tüketici grupları tarafından farklı hızlarda kabul görme süreci. Benimseme hızlarına göre tüketiciler; yenilikçiler, erken benimseyenler, erken çoğunluk, geç çoğunluk ve gecikenler olarak sınıflandırılmaktadır.

Yeniliğin yaygınlaşması : Yeniliğin benimsenme süreci sonrasında toplumun tüm kesimlerine yayılması.

Yenilik yasası : Türlü davranış ya da dizilerin öğreniminde canlının en son öğrendiğini en iyi anımsama olanağının bulunduğu yasası.

Yenillemek : Ezmek, bastırmak, üstün duruma geçmek: Bu adam bir kez komşularını yenilledi, istediği gibi davranıyor.

Yenilmez : Mardin kenti, Savur ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Yenilmez madde : Zehirli çekirdekler ve bitkiler, sert deri, kabuk ve tohumlar, meyve ve bitkilerin çürüyen kısımları gibi besin için uygun olmayan maddeler.

Motor yenileme : Motorun aşınmış silindir, piston, krank mili vb. parçalarının çeşitli işlemler uygulanarak veya değiştirilerek tekrar ilk günkü gibi çalışır hâle getirilmesi, rektifiye.

Yenileme : Yenilemek işi. Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma, restorasyon.

Yenilemek : Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak. Hastalık, tekrarlamak.

Yenilenebilir enerji : Güneş, rüzgâr vb. kaynaklardan elde edilen enerji.

Yenilenme : Yenilenmek durumu.

Yenilenmek : Bir şeyin yerine yenisi konulmak. Canlanmak. Bir iş bir kez daha yapılmak, tekrarlanmak.

Yenilerde : Yakın geçmişte.

Yenileşme : Yenileşmek işi.

Yenileşmek : Yeni bir durum almak, yenilik kazanmak, yeniliğe uymak.

Yenileştirme : Yenileştirmek işi.

Yenileştirmek : Yenileşmesini sağlamak.

Yeniletme : Yeniletmek işi.

Yeniletmek : Yenileme işini yaptırmak.

Yenilgi : Bir yarışmada kaybetme, yenilme, mağlubiyet, hezimet. Yenilen bir ordunun, düzen bağını yitirerek asker onurunun gerektirdiği bütün bağları bozması, bozgun, hezimet. Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme.

Yenilik : Yeni olma durumu. Yenileşim. Eskimiş, zararlı veya yetersiz sayılan şeyleri yeni, yararlı ve yeterli olanlarıyla değiştirme, teceddüt. Yeni olan bir şeyin özelliği.

Yenilik korkusu : Her değişiklikten, her yenilikten ürkme hastalığı.

Yenilikçi : Yenilikten yana olan.

Yenilikçilik : Yenilikçi olma durumu.

Yeniliş : Yenilme işi.

Yenilme : Yenilmek işi.

Yenilmek : Yeme işi yapılmak veya yeme işine konu olmak. Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğramak, kaybetmek. Savaş veya yarışmada karşısındakinden aşağı durumda kalmak, kaybetmek, mağlup olmak.

Yenilmezlik : Yenik duruma düşmeme durumu.

Diğer dillerde Yenikent anlamı nedir?

İngilizce'de Yenikent ne demek ? : new town