Yer zarfı nedir, Yer zarfı ne demek

Yer zarfı; bir dil bilgisi terimidir.

  • Bir fiilin anlamını yer göstererek belirleyen, sınırlayan zarf, yer belirteci, mekân zarfı: İçeri giriniz. Yukarı çıkınız

Gramer anlamı:

Fiilin gösterdiği oluş veya kılışın mekân içinde, yerini ve yönünü belirten zarf: aşağı yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, orada, burada ve benzeri: Korkudan sararmış solgun benizli, beyaz dudaklı, samur ince kaşları çatılmış, zayıf, narin bir talebe, mahçup, mütereddit adımlarla içeri girer (Ö. Seyfettin, Harem: Gürültü, s. 231) Yavrucak uykusuzluktan bitkin; fakat gene de: «Ömer’in yanında kalacağım» diye direniyor, yukarı, yatağına çıkmıyor (T. Buğra, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, s. 57). Artık kelimeleri eze eze konuşuyor, konuşurken boynunu ileri uzatıyor, hafifçe kamburunu çıkarıyor (T. Buğra, göst.e., s. 44). Onu hiç görmüyormuş gibi bir elini kaldırdığı için yüzünü esirgemek isteyen Necati geri çekilmeğe mecbur olmuştu (P. Safa, Biz İnsanlar, s. 105) ve benzeri

Bilimsel terim anlamı:

İçeri, dışarı, aşağı, yukarı, yan gibi zarflar.

Azerbaycan Türkçesi: yer zärfi; Türkmen Türkçesi: orun görkezyään haal; Gagauz Türkçesi: erlik işhallıı;Özbek Türkçesi: orın ravişi; Uygur Türkçesi: orun rävişi; Tatar Türkçesi: urın räweşe ~ urın xäle; Başkurt Türkçesi: urınräweşe; Kmk: yerni hallıgı; Krç.-Malk.: orunçu sözlew - orunnu sözlewleri;Nogay Türkçesi: orın nareçiye; Kazak Türkçesi: meken üstewi; Kırgız Türkçesi: orun taktooç; Alt: t’erinkörgüzer kubulbas; Hakas Türkçesi: orın nareçiyezî; Tuva Türkçesi: turuştun nareçiyezi; Rusça: nareçiye mesta

 

İngilizce'de Yer zarfı ne demek? Yer zarfı ingilizcesi nedir?:

adverb of place

Fransızca'da Yer zarfı ne demek?:

adverbe de lieu

Yer zarfı anlamı, kısaca tanımı:

Zarf : İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese. Kap, kılıf, sarma. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap. Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç.

Fiil : İş, davranış. Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem.

Sınır : Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit. Uç, son. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut.

Çıkın : Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça, çıkı.