Yersiz nedir, Yersiz ne demek

Yersiz; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Barınacak yeri olmayan.
  • Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız

"Yersiz" ile ilgili cümle

  • "Hepsini birden istemek / Yersiz / Zamanı var / Biz zengin değiliz" - B. Necatigil

Yerel Türkçe anlamı:

İlgisiz, gereksiz (konuşma için).

Yersiz tanımı, anlamı:

Yersiz yurtsuz : Barınacak yeri olmayan.

Yerli yersiz : Ulu orta. Uygun zamanı olup olmadığı düşünülmeden.

Yersiz yurtsuz kalmak : Bütün varlığını yitirip çok zor durumda olmak. barınacak bir yeri bulunmamak, oturacak yeri olmamak.

Yersizlik : Yerinde olmama durumu, uygunsuzluk. Yeri olmama veya yeri yeterli olmama durumu.

Uygunsuz : Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz, namünasip. Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan.

Anlamsız : Anlamı olmayan, önemli bir şey anlatmayan, manasız, beyhude, boş, içsiz, yersiz, gıcırı bükme, ipsiz sapsız.

Manasız : Anlamsız. Yersiz, boş, yararsız.

Yerinde : Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde. İyi, yeterli. Durumunda.

Yersizce : Düşünceyi iyice anlatamayan ve yerinde kullanılmamış olan sözcük, deyim.

Yersizleştirme : Yörüngeci, özdeciğin belirli bir yöresine değil de, birçok öğeciklerine yaygın duruma getirme. fizik, kimya: Yörüngeci, özdeciğin belirli bir yöresine değil de birçok öğeciklerine yayma.

 

Yersiz ile ilgili Cümleler

  • Şikâyet etmek yersiz.
  • Onların elini sıkmak girişiminde bulundum ama bu hareketimin yersiz olduğunu hissettim.
  • Onun eleştirisi tamamen yersiz.
  • Ali Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu.
  • Ek saatlerimin ödenmesini ısrarla talep ettim ama isteğimin yersiz olduğunu anladım.
  • Kadınları ömür boyu mutsuzluğa, çaresizliğe ve yıkımlara sürükleyen üç şey aşırı naz, kuru inat ve yersiz gururudur.
  • Ali yerli yersiz espri yapıyor.

Diğer dillerde Yersiz anlamı nedir?

İngilizce'de Yersiz ne demek? : adj. amiss, baseless, digressive, discursive, idle, ill-timed, impertinent, improper, inapposite, inappropriate, inapt, incongruous, indecent, indiscreet, inept, inexpedient, infelicitous, injudicious, inopportune, irrelevant, malapropos, out of place

adv. beside the point

Fransızca'da Yersiz : inopportun/e, incongru/e, déplacé/e, mal à propos, inconvenant/e, indu/e, importun [le]

Almanca'da Yersiz : adj. grundlos, inopportun, überflüssig, unangebracht, unstatthaft, unzeitig

Rusça'da Yersiz : adj. неуместный, иррелевантный

adv. некстати