Yetiş nedir, Yetiş ne demek

Yetiş; İsim olarak kullanılan bir sözcüktür.

Yetiş isminin anlamı, Yetiş ne demek:

“Amacına ulaş, isteğine kavuş” anlamında kullanılan bir isim.”. Yetiş ismi; Türkçe kökenli olup bir Erkek ismidir.

Yetiş ile ilgili Cümleler

  • Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için ücretsizdir.
  • “Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar.”
  • “Aşağı kattan gürültüyü işiterek imdadıma koşan annem evvela neye uğradığını bilememişti.”
  • Bize yetişeceksin.
  • Ali uçağını yakalamak için bol zamanı olduğunu düşünüyordu ama o yalnızca ucu ucuna yetişti.
  • Burak bir hala tarafından yetiştirildi.
  • Biz Arap atları yetiştiririz.
  • Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 4 yaş üstü çocuklar için 15 dolar.
  • Yetişkin Amerikalıların yüzde altmış dokuzu ya aşırı kilolu veya obezdir.
  • “Hakkı Bey karısının imdadına erişti. Selma Hanım'ın müşkül bir vaziyette kaldığını hissederek söze karıştı.”
  • Yetişkin bir erkeğin ağlamasını görmekten nefret ederim.
  • “Kadın, kocasına söz yetiştirmeyi bıraktı, konuk kadına baktı.”
  • Yetişkinler her gün ne kadar süre televizyon izleyerek geçirir?
  • Yetişmen gereken bir otobüs var.
  • “Evin hanımı sokaktan geçene laf yetiştirmek için vakit yitirmemeli.”
  • Biletler yetişkinler için 30 dolar ve 16 yaş ve altındaki çocuklar için 15 dolardır.
  • Yetişkin gibi konuşuyorsun.
  • Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır.
 

Yetiş ile ilgili Atasözü veya Deyim

ardından sapan taşı yetişmez : bir kimsenin çok hızlı gittiğini anlatmak için kullanılan bir söz.

çantadan yetişmek : bir mesleği eğitim görmeden deneyimlerle kazanmak.

harman yakarım diyen orağa yetişmemiş : “başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kimse, kötülüğünü yapmaya fırsat bulmadan cezasını görür” anlamında kullanılan bir söz.

imdada (veya imdadına) koşmak (veya yetişmek) : çok zor ve tehlikeli bir anda yardım etmek.

imdadına yetişmek (veya erişmek) : yardım etmek.

kapalı yetişmek : toplum hayatına girmeden, karışmadan yetişmek.

kedi yetişemediği (veya uzanamadığı) ciğere pis (veya murdar) dermiş : “kişi, elde edemediği şeyi istemiyormuş, beğenmiyormuş gibi görünür” anlamında kullanılan bir söz.

kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) hızır yetişmez : “yardım hep en zor anda gelir” anlamında kullanılan bir söz.

laf yetiştirmek : birinin söylediklerine olur olmaz karşılık vermek, çene yarıştırmaya kalkmak birinin söylediğini başkasına götürmek.

lakırtı yetiştirmek : bir söze karşılık vermekte gecikmemek.

söz yetiştirmek : laf yetiştirmek.

yetiş (veya yetişin) : yardım istemek için söylenen bir söz.

yetişmeyesi : öfke ile söylenen bir ilenme sözü.

Yetiş anlamı, kısaca tanımı

Yeti : İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke. Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke

 

Akrabalı yetiştirme : Aynı ırktan akraba olan bireyler arasında birleştirmeyi öngören saf yetiştirme yöntemi, kan yakınlığı.

Akrabalı yetiştirme baskısı : Akrabalı yetiştirme boyunca düşük başarımın gözlenmesi, oluşması.

Akrabalı yetiştirme derecesi : Akrabalık derecesini belirten değer.

Balık yetiştiriciliği : Balıkların kontrollü koşullar altında, üretilmesi, beslenmesi ve pazar ağırlığına kadar büyütülmesi.

Başa yetişmek : Kız, erkek evlenecek çağa gelmek, buluğa ermek.

Cara yetişmek : İmdada, yardıma yetişmek.

Carına yetişmek : İmdadına koşmak. Yardımına yetişmek.

Çekirdekten yetişme : Herhangi bir işte, meslekte, küçük yaştan veya ilk kademeden başlayarak yetişmiş.

Ekstansif balık yetiştiriciliği : Doğal ortamda bulunan besinlere dayalı olarak balıkların stoklanmasıyla yapılan yetiştiricilik.

El yetiştirmek : İmkân olmak.

Entansif balık yetiştiriciliği : Tamamen dıştan yemlemeye dayalı olarak yapılan yoğun balık yetiştiriciliği.

Hat yetiştirme : Aynı soyda olan hayvanların çiftleşmesiyle yapılan yetiştirme biçimi.

Havuz balık yetiştiriciliği : Ekonomik öneme sahip balıkların pazar büyüklüğüne kadar havuzlarda bakım ve beslemelerinin yapılması işlemi.

Nazar yetişmek : Görülebilir uzaklıkta olmak.

Öğretmen yetiştirme : İlgilileri öğretmenlik mesleğine yetiştirmek amacıyla yapılan her türlü etkinlik. Öğretmen eğitimiyle uğraşan bir okul ya da üniversitenin belli programlara uyarak gördüğü iş.

Rotasyonal yetiştiricilik : Önceden belirlenmiş periyotlarda, koçların sürü içine koyulmasıyla uygulanan sistem.

Saf yetiştirme : Aynı ırktan olan erkek ve dişilerin birleştirilmesiyle yapılan yetiştirme şekli.

Su içinde yetiştirme : Suda yaşayan canlıların kontrollü çiftlik ortamlarında yetiştirilmesi, akuakültür.

Su ürünleri üretim ve yetiştirme tesisi : Su ürünleri kaynaklarının ekonomik olarak kullanımı ve üretiminin arttırılması amacıyla deniz ve içsularda, deniz, göl yüzeyi ile karada, kuluçkahaneli ve kuluçkahanesiz oluşuna göre alan büyüklüğü değişen üretim ve yetiştirme faaliyetine yönelik üst yapılar.

Su ürünleri yetiştiriciliği : Su ürünlerinin beslenme bakımından ekstansif, yarı entansif ve entansif olarak bakım ve beslenmelerinin yapılması.

Su ürünleri yetiştiricilik belgesi : Su ürünleri üretim ve yetiştiricilik faaliyetlerinde bulunanlara verilen belge.

Tahmini yetiştiricilik değeri : İstatistiksel performans kayıtları ve genetik yapı uygulanarak hesaplanan genetik yapının tahmini.

Yarı entansif balık yetiştiriciliği : Doğal ortamdaki besin miktarının sağlayacağından daha fazla ürün elde etmek için doğal ortamın gübrelenmesi veya tamamlayıcı yemlemeye dayalı balık yetiştiriciliği.

Yetişal : “Yetiş de al” anlamında kullanılan bir isim”.

Yetişdirici : Besici.

Yetişdürmek : Yetiştirmek.

Yetişebilme : Yetişebilmek işi.

Yetişebilmek : Yetişme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yetişen : Ulaşan, kavuşan. Van şehri, Kocapınar nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Yetişgen : Yetişkin, genç.

Yetişgin : Yetişkin; gelişmiş. Yetişkin.

Yetişik : Delikanlı. Delikanlı, yetişkin.

Yetişip yetmeyesi : Büyümeden ölsün (ilenç).

Yetişkin anlağı : Herhangi bir toplumda ortalama yetişkinin yaklaşık olarak 20 yaşlarında eriştiği anlak düzeyi.

Yetişkin filmi : Yalnız yetişkinlerin görebileceği film. Çocukların anlayamayacağı film. Çocuk filmi karşıtı.

Yetişkincilik : Çocuk davranışlarını yetişkinlere özgü kavram ve görüşlerle yorumlamak.

Yetişkinler bölümü : Halk kitaplıklarında yetişkinlere ayrılan bölüm. a. bk. çocuklar bölümü.

Yetişkinler eğitimi : Resmi ya da özel kuruluşlarca yetişkinlere türlü alanlarda bilgi kazandırmak ve anlayışlarını geliştirmek amacıyla düzenlenip yürütülen planlı eğitim etkinlikleri. Yetişkin yurttaşların çalışma güçlerini arttırmak, yaşayış düzeylerini yükseltmek, ulusal ve insancı değerlerini geliştirmek amacıyla okul eğitimi dışında ya da yanında yapılan eğitim ve öğretim çalışmalarına verilen ad.

Yetişmen : Bulunduğu iş dalındaki öğrenimini güçlendirmek amacıyla ücretsiz gönüllü olarak çalışan kişi.

Yetişmen öğretmen : Göreve yeni atanmış olup tecrübeli bir ya da birkaç öğretmenin gözetimi altında eğitim ve öğretim çalışmalarına katılarak kendini yetiştirmekte olan öğretmen, bk. asil öğretmen.

Yetişmiyesice : Büyümeden ölsün (ilenç).

Yetiştirebilme : Yetiştirebilmek işi.

Yetiştirebilmek : Yetiştirme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yetiştirici öğretim : Herhangi bir alanda, bir konuda yetersizliği görülen bir öğrenciyi ya da öğrenci kümesini yetiştirmek amacıyla yapılan özel öğretim.

Yetiştiricilik değeri : Sürekli olarak anne babadan yavrulara aktarılan genetik etkiler.

Yetiştiricilik ünitesi : Yetiştiricilik programı planında kullanılan, yaklaşık olarak 1 boğaya 30–45 inekten veya her 100 koyuna 2, 5 koçtan oluşan dişi ve erkek hayvanlar.

Yetiştirilebilme : Yetiştirilebilmek işi.

Yetiştirilebilmek : Yetiştirme imkânı veya olasılığı bulunmak.

Yetiştirim bitkileri : Kendiliğinden yetişen bitkilere karşılık, insan eliyle yetiştirilen ve "tarım" denilen ekonomik etkinliği yaratan bitkilerin tümü.

Yetiştirme bölgesi : Türlerin yetiştirildiği bölge veya coğrafi bölgeler.

Yetiştürmek : Ulaştırmak.

Art yetişim : Art alan.

Yetişek : Yetişme durumu, eğitim. Program.

Yetişilme : Yetişilmek işi.

Yetişilmek : Yetişme işi yapılmak, ulaşılmak.

Yetişim : Öğretmen olabilmek için alınan mesleki eğitim derslerinin bütünü, formasyon.

Yetişkin : Yetişmiş, olgunlaşmış. Evlenme çağına gelmiş (kimse). Gelişimin herhangi bir yönünde veya tümünde duraklama düzeyine erişmiş olan. Kanunların belirttiği belli bir yaşı aşmış, toplumsal sorumluluklarını bilme durumunda olan genç. Beden, ruh ve duygu bakımlarından olgunluğa erişmiş olan (kimse).

Yetişkin eğitimi : Yetişkin kimselere yönelik eğitim ve öğretim programı.

Yetişkinlik : Yetişkin olma durumu.

Yetişme : Yetişmek işi.

Yetişmek : Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak. Üremek, büyümek, olmak. Vakit bulmak, yapabilmek. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak. Yardım etmek, yardımına koşmak. Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak. Değmek, uzanıp dokunabilmek. Ortaya çıkmak. Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek.

Yetişmiş : Gereken niteliğe veya olgunluğa erişmiş.

Yetişmişlik : Yetişmiş olma durumu.

Yetiştirici : Üretici, müstahsil.

Yetiştiricilik : Yetiştirici olma durumu.

Yetiştirilme : Yetiştirilmek işi.

Yetiştirilmek : Yetiştirme işi yapılmak. Eğitilmek.

Yetiştirim : Bir hayvana herhangi bir amaçla birtakım alışkanlıklar ve beceriler kazandırma işi.

Yetiştirme : Yetiştirmek işi. Birinin koruyuculuğunda yetişen kimse.

Yetiştirme yurdu : Anne ve babası olmayan veya anne ve babası tarafından bırakılan, haklarında koruma kararı alınan, 7-18 yaşlarındaki çocukların barındırılıp yetiştirildiği eğitim kurumu, çocuk yuvası.

Yetiştirmek : Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak. Aceleyle ulaştırmak. İletmek, duyurmak. Sağlayıp vermek. Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek. Yetmesini sağlamak. Birini gerekli bir iş için tam zamanında bir yere götürmek. Söylenmemesi gereken bir şeyi birine hemen söylemek. Üretmek, büyütmek, geliştirmek. Çocuğun gelişip büyümesine özen göstermek. Eğitim, öğrenim sağlamak.

Diğer dillerde Yetiklik anlamı nedir?

İngilizce'de Yetiklik ne demek ? : capacity