Yitmek nedir, Yitmek ne demek

  • Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak.
  • Sahip olunan bir şey elden çıkmak.
  • Görünmez olmak

Yerel Türkçe anlamı:

Olmak, ermek, erginleşmek.

İtmek

İteklemek, dürtmek

İtmek, iteklemek.

Yetmek.

Kaybolmak.

Diğer sözlük anlamları:

İtmek, kakmak.

Kaybolmak, yok olmak, zayi olmak.

Yitmek anlamı, kısaca tanımı:

Yitip gitmek : Görünmez olmak, ortadan kalkmak.

Yitme : Yitmek işi.

Orta : Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Ne uzun ne kısa, midi. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş. Yeniçeri Ocağında tabur. Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Orantı. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. Ne büyük ne küçük, midi. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. İyi ile kötü arasındaki durum.

 

Kalkmak : Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek. Yok olmak, artık bulunmamak. Taşıtlar yola çıkmak. Uygulanmaz olmak. Uçmak, havalanmak. Kabarmak, ayrılmak. Derlenip götürülmek. Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak. Güncelliğini yitirmek. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak. Varlığı, hayatı son bulmak. Gitmek üzere yerinden ayrılmak. Ayakta beklemek. Başka yere gitmek, taşınmak. Uyanarak yataktan ayrılmak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak. Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak. Yukarı doğru yükselmek.

Kaybolmak : Görünür olmaktan çıkmak, görünmez olmak. Yitmek.

Görünmez : Görünmeyen, beklenmeyen.

Sahip : Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil. Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik. Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse.

Çıkmak : Yeni yetişip satışa sunulmak. Görünür veya belli bir durumda bulunmak. Unutmak. Erişmek, görmek. Vermeye katlanmak. Yayımlanmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Yapılmak, yürümek. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Büyük abdest bozmak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Ay veya mevsim geçmek. Olmak, bulunmak, var olmak. Karaya ayak basmak. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Sesini yükseltmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Mal olmak. Yayılmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Eksilmek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gelmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Yayılmak, duyulmak. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Giderilmek, yok olmak. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Yükselmek, artmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Harcamak zorunda kalmak. Binaya kat eklemek. Oluşmak, olmak. Ay, Güneş görünmek. Niteliği sonradan anlaşılmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Verilmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Belirmek, tanınmak. Yerinden oynamak. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Yetişecek ölçüde olmak. Meydana gelmek. Bulaşmak. Bitmek, büyümek, sürmek. Gerçekleşmek. Flört etmek.

 

Yok : Olmayan, bulunmayan şey. Birinin söylediği sözlerden genel olarak kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz. Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir. Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz. Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı. "Hayır" anlamında kullanılan bir söz. Yasak.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Gerçekleşmek veya yapılmak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Bulunmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Uymak, tam gelmek. Geçmek, tamamlanmak. Yol açmak. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Sürdürmek, yürütmek. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sarhoş olmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek.

Görünmez olmak : Gözden kaybolmak.

Diğer dillerde Yitmek anlamı nedir?

İngilizce'de Yitmek ne demek? : v. wither, wither away

Fransızca'da Yitmek : disparaître, se perdre

Almanca'da Yitmek : verlorengehen, verschwinden

Rusça'da Yitmek : v. пропадать, теряться, исчезать, растрачиваться, пропасть, потеряться, исчезнуть