Zahir nedir, Zahir ne demek

Zahir; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır. kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Zahir" ile ilgili cümleler

  • "Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki..." - S. M. Alus

Zahir isminin anlamı, Zahir ne demek:

Erkek ismi olarak; Parlak, açık, belli. Dış görünüş, dış yüz. Coşmuş, taşkın.

Zahir anlamı, tanımı:

Zahirde : Görünüşte.

Zahire : Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık.

Zahiren : Görünüşte.

Görünüş : Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir. Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey. Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara. Görünme işi. Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi.

Kuşku : Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba, şek. Başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu.

Şüphesiz : Şüphesi olmayan, kuşkusuz. Kuşkusuz.

Açık : Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen. Örtüsüz, çıplak. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Engelsiz, serbest. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Aralığı çok. Belli bir yerin biraz uzağı. Kolay anlaşılır, vazıh. Çalışır durumda olan. Boş. Belirgin bir biçimde. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı.

 

Belli : Beli olan. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr. Belirli, muayyen. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum.

Dış : Bireyin ötesinde bir varlığı olan. Yabancı ülkelerle ilgili. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut. Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim. Bir konunun kapsamına girmeyen şey. Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan. Görülen, içte bulunmayan yüzey. Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları.

Yüz : Bir şeyin görünen bölümünde kullanılan kumaş. Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat. Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı. Birinin görülegelen veya umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret. Utanma. Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü. Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin her biri. Kere, kat vb. kelimeler ile birlikte kullanılarak yapılmış olan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatan söz. Nedeniyle, sebebiyle. Kesici araçlarda ağız. Bu sayıyı gösteren 100 ve C rakamlarının adı. Yan, taraf. Yüzey. On kere on, doksan dokuzdan bir artık. Yorgana ve yastığa geçirilen kılıf.

 

Kuşkusuz : (ku'şkusuz) Elbette, şüphesiz. Kuşkusu olmayan, işkilsiz, şüphesiz.

Elbette : Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet.

Zahir vakti : Sabah erken.

Zahiri : Görünen, görünürdeki. mec. Yapmacık.

Zahiri muamele : görünüşteki işlem (Scheingesechaeft).

Zahiryıldızı : Sabahyıldızı.

Diğer dillerde Zahir anlamı nedir?

Almanca'da Zahir : anscheinend

Rusça'da Zahir : n. внешность (F), наружность (F), видимость (F)

adj. явный, ясный, очевидный