Zahiri nedir, Zahiri ne demek

Zahiri; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfatmecaz olarak kullanılır.

  • Görünen, görünürdeki
  • Yapmacık.

Zahiri hakkında bilgiler

Zahiri mezhebi bir İslam dini fıkıh (İslam hukuku) mezhebidir. İslâmî hükümleri Kur'ân ve Sünnet'in zahirî (lafzî, sözel) anlamlarından çıkarmayı temel aldığı için Zahiriye olarak adlandırıldı. İbni Hazm, Kur’an ve hadislerin zahir yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmezdi. Genel kabule göre kurucusu Davûd el-Isbehânî olan Zahiri mezhebi, fıkıh ve İslam hukukunun tek kaynağının nasslar, yani Kur'an ve Sünnet, olduğunu iddia eder ve bunlar üzerinde yorum anlamına gelen re'yin mümkün olmayacağı görüşü üzerine kuruludur. Bu mezheb tüm re'y çeşitlerine karşı çıkar; kıyas, güzel görme (istihsan), genel fayda (mesalih-i mürsele) veya zararların önlenmesi (Sedd-i zerâyi') prensibini reddeder, delil olarak kabul etmez. Sadece nassı kabul eden Zahiri mezhebi, hakkında nass bulunmayan konularda istishab denilen "mübah olmak" (ibahat-i asliye) prensibini uygular. Zahiri mezhebinin kurucusunun Davûd olduğu kabul edilse de, mezhebin en büyük ve ünlü alimi İbn Hazm'dır. Davûd, İmam Şâfiî'nin öğrencilerinden ders almış ve İmam Şâfiî'den genel olarak oldukça etkilenmiştir. Bununla birlikte Zahiriliğin fıkhı ile Şafiîliğin fıkhı birbirinden oldukça farklıdır; Davûd şeriatta re'yin söz konusu olmayacağının üstünde durmuştur. Davûd dönemin hadise ağırlık veren özelliklerinden de yararlanarak mezhebini yaymaya çalışmış fakat mezhebinin birçok konudaki farklı görüşleri sebebiyle birçok muhalif edinmiştir. Zahiriliğin bu ilk yayılma döneminde aldığı tepkilerin temelinde Davûd'nin taklidi tamamen ve kesinlikle reddetmesidir. Herkesin içtihat etmesi fikrini doğuran bu görüş diğer birçok mezhep ve alimin görüşleriyle çelişir ve Zahiriliğin birçokları tarafından eleştirilmesine sebep olur. Bununla birlikte Zahirilik yayılmaya devam etmiş, özellikle Hicri 3. ve 4. yüzyıllarda önemli bir yere gelmiştir; öyle ki Hanefîlik, Şafiîlik ve Malikîlik'ten sonra 4. büyük fıkıh Sünnî mezhebi konumuna gelmiş, sonradan Hanbelîliğin yükselişi ve diğer sebeplerden bu konumunu kaybetmiştir. Bundan sonra Doğu'da gücünü kaybeden Zahirilik Batı'da, Endülüs'te yükselişe geçmiş, bu yükselişin de en önemli faktörü ve ismi İbn Hazm olmuştur. İbn Hazm'da Zahiriliğin fıkıh görüşünde re'ye yer olmadığını belirtmiş, genel olarak fıkıhta re'yin yer almaması için Kur'an'dan çeşitli ayetleri (örneğin En'am Suresi 38. ayeti), bazı hadisleri ve sahabe sözlerini delil olarak ortaya atmıştır.

 

Zahiri kısaca anlamı, tanımı

Zahir : Açık, belli. Dış yüz, görünüş. Kuşkusuz, elbette, şüphesiz

Zahiri muamele : Görünüşteki işlem (Scheingesechaeft).

Bununla birlikte : Buna ek olarak, bununla beraber, amma velakin. Bunun böyle olduğuna bakmayarak, bununla beraber, mamafih.

 

İslam hukuku : Din temeline dayanan hukuk, şeriat.

Genel kabul : Ödek üzerinde yazı ile belirtilerek ve altı imzalanarak gönderilen ve ödekte yazılı niceliğin tümüyle ve koşulsuz olarak kabul olunduğunu belirten kabul.

Eleştirilme : Eleştirilmek işi.

Söz konusu : Sözü edilen, üzerinde konuşulan, bahis konusu, bahis mevzusu, mevzubahis.

Kesinlikle : Kesin bir biçimde, kesin, kesin olarak, kesinkes, yüzde yüz, her hâlde, her hâlükârda, mutlak, mutlaka, katiyen, banko.

Birçokları : Çok sayıda olan kimse veya şey.

Hanefilik : Hanefi olma durumu.

Görünürde : Dıştan bakınca, görünüşe göre, ortada, meydanda.

Malikilik : Maliki mezhebi.

Şafiilik : Şafii olma durumu.

Reddetme : Reddetmek işi.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

En büyük : A'zami.

Eleştiri : Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama. Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik.

Hakkında : İlgili olarak, üzerine.

Sonradan : Konuşulan zamanın ardından gelen zamanda, muahharan.

Kesinlik : Kesin olma durumu, katiyet. Bir bilginin, bir kanaatin şüpheye düşmeden onaylanması durumu.

Diğer dillerde Zağarcıbaşı anlamı nedir?

Osmanlıca Zağarcıbaşı : ser-zağarî