Zorlamak nedir, Zorlamak ne demek

  • Birine bir şey yaptırmak amacıyla güç kullanmak, boyun eğdirmeye çalışmak, zor kullanmak, mecbur etmek.
  • Üstelemek, ısrar etmek
  • Açılması, kırılması, sökülmesi gereken şeyler için güç kullanmak.

"Zorlamak" ile ilgili cümleler

  • "Gece kapıyı zorlamışlar."
  • "Bir realite hissi ile değil, bir tarih hissi ile kendimizi zorluyorduk." - F. R. Atay
  • "Bütün köylü zorladı da bu sefer izin alabildi." - Ö. Seyfettin

İngilizce'de Zorlamak ne demek? Zorlamak ingilizcesi nedir?:

force

Zorlamak tanımı, anlamı:

Zorlama : Özellikle oynaklarda ara keseciklerinin fıtığı olarak beliren, bir organın zorlanmış olmasıyla ortaya çıkan aksaklık veya bozukluk. Zorlamak işi, zecir. İçten gelmeyen. Zorlanarak sağlanan, cebrî.

Sınırlarını zorlamak : En son noktaya kadar çaba göstermek. bütün gücünü en son noktaya kadar kullanmak.

Yaptırmak : Yapmasını sağlamak, yapmasına imkân vermek. Satın almak.

Kullanmak : Araç veya aleti işletmek, yönetmek. Sigara, içki vb. şeylere alışmış olmak, içmek. Giymek, takmak. Bir şeyin gereklerini yerine getirmek. Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak. Amacına ulaşmak için birinden veya bir şeyden yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek, istismar etmek. Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak. Kelimeyi yazmak, söylemek. İşletmek, değerlendirmek. Harcamak, sarf etmek.

 

Boyun : Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi. Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli alçak yer.

Eğdirme : Eğdirmek işi.

Çalışmak : Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamak. Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak. Herhangi bir iş üzerinde olmak. İşi veya görevi olmak, bulunmak. Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak. Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek.

Mecbur : Bağlı, düşkün, tutkun. Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan.

Açılma : Çatlama. Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi. Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama. Açılmak işi.

Üstelemek : Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek. Bir isteği, bir buyruğu tekrarlamak, tekit etmek. Hastalık yeniden ortaya çıkmak, depreşmek, nüks etmek. Bir şeyin üstüne eklenmek, katılmak, inzimam etmek.

Israr : Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma.

Etmek : Demek, söylemek. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Bulmak, erişmek. Kötülükte bulunmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Eşit değer kazanmak. Herhangi bir değerde olmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. Bir işi yapmak.

Zorlamak ile ilgili Cümleler

  • Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
  • Tuğba, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
  • Şansımı zorlamak istemedim.
  • İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
  • Kendini çok zorlamak istemiyorsun.
  • Seni zorlamak istemiyorum.
  • Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 

Diğer dillerde Zorlamak anlamı nedir?

İngilizce'de Zorlamak ne demek? : v. bludgeon, bully, clamor down, coerce, compel, constrain, cow smb. into, cozen, drag in, drive, edge on, enforce, exact, force, impel, impose, impress, lean upon, obligate, outrage, press, pressure, push, push smb. for, railroad

Fransızca'da Zorlamak : forcer, obliger, astreindre, contraindre, forcer la main, tourmenter, violenter

Almanca'da Zorlamak : v. anstrengen, beanspruchen, forcieren, nötigen, übereilen, überhasten

Rusça'da Zorlamak : v. принуждать, вынуждать, заставлять, понуждать, выбивать, напрягать, насиловать, ломиться, взламывать, форсировать, принудить, вынудить, заставить, понудить