Cheer

Cheer nedir English: A cheer went up from the audience. Turkish: Seyircilerden bir tezahürat yükseldi. English: A mighty cheer burst from the crowd. Turkish: Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı. English: Ali saw that ...

Cheer pheasant nedir : Desteklemek. Umutlandırmak. Alkış tutmak. Neşe. Destekleyici şekilde bağırmak. Şenlendirmek. Keyif. Avutmak. Yüreklendirmek. Yardım etmek. Pheasant : Tavuksular takımında bulunan 11 cinsi 35 türü bulunan erkek ve dişiler...

Cheered nedir English: After hearing the news, she cheered up. Turkish: Haberi duyduktan sonra o neşelendi. English: I cheered myself up by listening to music. Turkish: Müzik dinleyerek kendime moral verdim. English: He was ch...

Cheered up nedir English: After hearing the news, she cheered up. Turkish: Haberi duyduktan sonra o neşelendi. : Sevinçle bağırmak. Neşelendirmek. Teşvik etmek. Teselli etmek. Avutmak. Alkışlamak. Ferahlamak. Neşeli sesler çıkarmak. K...

Cheerfully nedir English: She greeted him cheerfully. Turkish: O, onu neşeyle selamladı. English: He walked down the street whistling cheerfully. Turkish: Neşeli şekilde ıslık çalarak caddede yürüdü. English: He grinned cheerfull...

Cheerier nedir : Şen. Neşe saçan. Neşeli. Handan. Keyifli. Neşeyle. Güleryüzlü. Cheerily : Neşeyle. [#Mutlu bir şekilde. : Keyiflilik. Neşe. Keyiflendiricilik. Neşeli oluş. Neşelilik. Şen. Neşeli. Cheering : Tezahürat. Cesaret verici. Ne...

Cheerily nedir : [#Handan. [#Neşeli. Neşeyle. Neşe saçan. Güleryüzlü. Cheeriest : Keyifli. Güleryüzlü. Neşe saçan. Handan. Neşeyle. Şen. Neşeli. [#Cheeriness : Neşeli. Şen. Neşe. Keyiflendiricilik. Neşeli oluş. Keyiflilik. Neşelilik. Che...

Cheering nedir English: She needs a little cheering up. Turkish: Onun biraz neşelenmeye ihtiyacı var. English: Who are they cheering for? Turkish: Onlar kim için tezahürat yapıyorlar? English: Everybody started cheering. T...

Cheeringly nedir up : Cesaretlendirilme. Destekleme. Cesaretlendirme. Yüreklendirme. Desteklenme. Cheering : Neşelendirici. Tezahürat. Şevinçten uçan. Neşelendiren. Cesaret verici. İç açıcı. Alkış. Sevinçli. : Neşelilik. Neşeli. Keyiflilik...

Cheer leader nedir : Destekleyici şekilde bağırmak. Umutlandırmak. Cesaretlendirmek. Alkış. Bağırarak yüreklendirmek. Yüreklendirmek. Yardım etmek. Şenlendirmek. Neşe. Bağırış. Leader : Bando şefi. Baş. Önayak. Önder. Başmakale. Müşteri çeke...

Cheer on nedir : Destekleyici şekilde bağırmak. Neşeli sesler çıkarmak. Sevinçle bağırmak. Teşvik etmek. Yüreklendirmek. Neşe. Alkışlamak. Alkış. Şenlendirmek. [#Cesaretlendirmek. On : E doğru. Üstünde. Giyilmiş. Çakırkeyif. İle. Hazır. ...

Cheer up nedir English: The boy told a lie, probably to cheer up his parents. Turkish: Çocuk muhtemelen ebeveynlerini neşelendirmek için yalan söyledi. English: Cheer up John. There are more fish in the sea. Turkish: Bozma mora...

Cheered him up nedir : Teşvik etmek. Keyiflendirmek. Alkışlamak. Neşeli sesler çıkarmak. Neşelendirmek. Ferahlamak. Teselli etmek. Sevinçle bağırmak. Avutmak. Him : Ona. Kendine. O. Onu. (erkek) onu. Kendi. [#Backed him up : Ona arka çıktı. On...

Cheerful nedir English: He is a brave and cheerful boy. Turkish: O, cesur ve neşeli bir çocuktur. English: Ali has always been a very cheerful person. Turkish: Ali her zaman çok neşeli bir kişi olmuştur. English: "A merry Chris...

Cheerfulness nedir cheerful as : Kadar neşeli. Cheerful : Neşelendirici. Güleç. Mutluluk veren. Keyifli. Hoş. Neşe saçan. Neşeli. Güler yüzlü. İçten gelen. İstekli. : Neşe saçan. Neşeli. Keyifli. İçten gelen. Neşeyle. Uncheerful : Sevinli ol...

Cheeriest nedir : Keyifli. Şen. Handan. Güleryüzlü. Neşeyle. Neşeli. Neşe saçan. Cheerily : [#Mutlu bir şekilde. Neşeyle. : Neşeli oluş. Neşe. Neşeli. Keyiflilik. Keyiflendiricilik. Şen. Neşelilik. Cheering : Şevinçten uçan. Neşelendirici...

Cheeriness nedir : Neşelendirici. Sevinçli. Tezahürat. Şevinçten uçan. Alkış. Neşelendiren. Cesaret verici. İç açıcı. Cheering up : Yüreklendirme. Destekleme. Cesaretlendirme. Desteklenme. Cesaretlendirilme. [#Cheeringly : Şevinçli bir şek...

Cheering up nedir English: She needs a little cheering up. Turkish: Onun biraz neşelenmeye ihtiyacı var. : Cesaret verici. Sevinçli. Neşelendiren. Şevinçten uçan. Tezahürat. Neşelendirici. Alkış. İç açıcı. Cheeringly : Şevinçli bir şek...

Cheerio nedir : Güle güle!. Hoşçakal!. Güle güle. Hoşçakal. Cheerier : Neşe saçan. Keyifli. Neşeli. Şen. Neşeyle. Güleryüzlü. Handan. [#Cheeriest : Keyifli. Handan. Güleryüzlü. Neşe saçan. Neşeli. Neşeyle. Şen. Cheerily : Neşeyle. Mutlu...