Bu sayfada Tırs ne demek nedir tırs hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi tırs resimleri yazıları türkçesi ne demek tırs ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller tırs hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Tırs nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Sinirli, titiz. Tırsa gitmek : Çok hızlı, koşarak gitmek Tırsalanmak : Sallanmak, silkelenmek : Zelzele olunca yatağım tırsalandı. Tırsıldamak : Sendelemek : Çocuk kapıya varınca bir tırsıldadı. T...
Tırsıldamak nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Sendelemek : Çocuk kapıya varınca bir tırsıldadı. Tırs : Sinirli, titiz Sendelemek : Dengesi bozularak düşecek gibi olmak, adımlarını şaşırmak. Herhangi bir olay karşısında ne yapacağını şaşıracak...
Tırsi nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Bir çeşit balık. Tırs : Sinirli, titiz Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden da...
Tırsmak nedir Ürkmek : Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek. Şaşkınlık ve korku duymak. Çekinmek. Ağaç meyve vermemek. Korkmak : Kaygı duymak, endişe etmek. Çekinmek, sakınmak, saygı duymak. Yapamamak, cesaret edememek. Korku duym...
Tırsa gitmek nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Çok hızlı, koşarak gitmek. Tırs : Sinirli, titiz Gitme : Gitmek işi. Gitmek : Bir yere doğru yönelmek. Yeter olmak, yetmek, yetişmek. Herhangi bir durumda olmak. Ölmek. Bir yerden veya bir işten a...
Tırsalanmak nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Sallanmak, silkelenmek : Zelzele olunca yatağım tırsalandı. Tırs : Sinirli, titiz Silkelenmek : Silkeleme işine konu olmak. Ani bir hareket yaparak vücudu sarsılmak, silkinmek. Elenmek. Silkelenme...
Tırsımak nedir Yerel Türkçe'deki anlamı: Sebze, meyve tazeliğini yitirmek, buruşmak. Canı sıkılmak. Yemek bozulmak, bayatlamak. Tırs : Sinirli, titiz Bayatlamak : Bayat duruma gelmek, tazeliğini yitirmek. Güncelliğini, önemini, özelliğin...
Tırsma nedir Tırsmak : Ürkmek, korkmak, çekinmek. Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim,...