Bu sayfada Wrong ne demek nedir wrong hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi wrong resimleri yazıları türkçesi ne demek wrong ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller wrong hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Wrong nedir English: Ali asked the wrong questions. Turkish: Ali yanlış sorular sordu. English: Ali accidentally got on the wrong bus. Turkish: Ali kazara yanlış otobüse bindi. English: Ali and Mary were wrong about that. ...
Wrong doer nedir : Ahlakdışı. Haksızlık. Hata. Ters. Zulmetmek. [#Kötülük etmek. Günahına girmek. Yanlış yol. Bozuk. Suç. Doer : Yapan kimse. Yapan. Fail. Aracı-yapan. Eden. Eden kimse. assumption : Yanlış varsayım. Yanlış hipotez. Yanlış ...
Wrong example nedir : Haksızlık etmek. Kötü. Kanuna aykırı fiil. Zulmetmek. Hata. Yanlış yol. Bozuk. Kötülük. Ters. Suç. Example : Ders. İbret. Örnek. Misal. Anlatılmak istenen bir düşünceyi açıklamak için ileri sürülen ve onu daha somut hale...
Wrong headed nedir : Haksızlık etmek. Bozuk. Uygunsuz. Haksız. Yanlış yol. Ters. Yanlış. Kemlik. Hata. Haksızlık. Headed : Kelleli. Antetli. Başlıklı. Kelle bağlamış. Sorumlusu olan. Başsız. Başlı. [#Wrong headedly : Hatalı bir şekilde. Dik ...
Wrong impression nedir English: I'm afraid the story will give him a wrong impression. Turkish: Hikayenin ona yanlış bir izlenim vereceğinden korkuyorum. English: Ali didn't want to give the wrong impression. Turkish: Ali yanlış bir iz...
Wrong packet nedir : Yanlış yol. Haksızlık etmek. Yanlış. Haksız. Günahına girmek. Kanuna aykırı fiil. Haksızlık. Bozuk. Kötü. Hata. Packet : Paketlemek. Ceza alma. Yaralanma. Bohça. Bir yığın para. Paket. Çıkın. Sorun. Deste. [#Wrong assump...
Wrong side out nedir English: He put on his sweater wrong side out. Turkish: O kazağını ters yüz giydi. : Ters. Hata. Haksız. Günahına girmek. Bozuk. Yanlış. Kötü. Günahını almak. Kötülük. Suç. Side : Desteklemek. İkinci derecede. Tarafta...
Wrongdoers nedir : Suç faili. Fail. Suç işleyen kimse. [#Kötülük eden kimse. Günahkar. Haksızlık eden kimse. Haksızlık eden. Wrongdoing : Kötülük. Kabahat. Günah. Suç. Günah işleme. Haksızlık etme. Kanuna ayıkırı uygulama. Haksızlık. Görev...
Wrongdoings nedir wrongdoings : Finansal günah. Parasal kaynakların yasadışı bir tarzda yönetilmesi. Finansal haksızlık. Wrongdoing : Günah işleme. Haksızlık. Kabahat. Günah. Kötülük. Vazifeyi suistimal. Kanuna ayıkırı uygulama. Haksızlık e...
Wrong assumption nedir : Yanlış yol. Yanlış. Haksızlık etmek. Haksız. Günahını almak. Kötülük. Suç. Kötü. Günahına girmek. Ahlakdışı. Assumption : Faraziye. Üzerine alma. Hazreti meryem'in göğe kabulü. Tavır. Zan. Takınma. Sanı. Yüklenme. Azamet...
Wrong disk nedir : Uygunsuz. Bozuk. Ahlakdışı. Haksız. Haksızlık. Kötülük etmek. Günahını almak. Kötü. Suç. Ters. Disk : Plak (gramafon). Plak. Çark. Bk. mıknatıslı teker, değişir teker. Yuvarlak levha. Bkz.disc. Disk. Disket. Her iki yüzü...
Wrong doing nedir : Kötülük etmek. Kemlik. Günahını almak. Bozuk. Haksız. Kötü. Günahına girmek. Yanlış yol. Haksızlık. Günah. Doing : İş. Zımbırtı. Yapma. Faaliyet. Yapılan iş. Meydana getirme. Şey. Sıkı çalışma. İcra. Birisinin yaptığı iş...
Wrong foot nedir English: We got off on the wrong foot. Turkish: Yanlış ayakla çıktık. English: I don't want to get off on the wrong foot with the new boss. Turkish: Yeni patronla kötü bir başlangıç yapmak istemiyorum. : Günahını...
Wrong headedly nedir : Zulmetmek. Kötü. Bozuk. Ters. Yanlış yol. Haksızlık etmek. Uygunsuz. Kemlik. Suç. Günahını almak. Wrong assumption : Yanlış varsayım. Yanlış hipotez. Yanlış tahmin. Hatalı varsayım. Hatalı öngörü. [#Wrong disk : Yanlış d...
Wrong number nedir English: I believe you dialed the wrong number. Turkish: Senin hatalı numara çevirdiğine inanıyorum. English: Ali dialed the wrong number. Turkish: Ali yanlış numara çevirdi. English: Ali called the wrong number....
Wrong side nedir English: She is on the wrong side of twenty. Turkish: O yirminin yanlış tarafında. English: He put on his sweater wrong side out. Turkish: O kazağını ters yüz giydi. English: It seems like you got up on the wrong...
Wrongdoer nedir : Günahkar. Haksızlık eden kimse. Wrongdoing : Kötülük. Görevi suistimal. Kanuna ayıkırı uygulama. Suç. Vazifeyi suistimal. Günah işleme. Haksızlık. Günah. Haksızlık etme. Kabahat. [#Wrongdoings : Kötülük. Günah. Haksızlık...
Wrongdoing nedir English: The company didn't admit wrongdoing. Turkish: Şirket görevi suistimali kabul etmedi. : Günah. Haksızlık etme. Kanuna ayıkırı uygulama. Kötülük. Günah işleme. Görevi kötüye kullanma. Haksızlık. Görevi suistima...
Wronged nedir English: She thinks that I wronged her. Turkish: Ona haksızlık ettiğimi düşünüyor. : Yanlışçı. Suçlu. Hatacı. Fail. Daha yanlış. Yanlış yapan kimse. Wrongers : Suçlu. Hatacı. Daha yanlış. Yanlışçı. Yanlış yapan kimse....