Fene nedir, Fene ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Kurnaz, yaman, işgüzar.

Fena.

Fene ile ilgili Cümleler

  • Karanlık olduğunda görmek için bir el feneri kullanabilirsiniz.
  • Ali bir el feneri aldı.
  • Hâlâ deniz fenerine gitmek istiyor musun?
  • Polis bir el feneri kullanarak arabanın durması için sinyal verdi.
  • Fenerimi kaybettim.
  • El fenerini bana ver.
  • Çok eski bir fener satın aldım.
  • Hiç kimsenin el feneri yoktu.
  • Ali el fenerini açtı.
  • “Fener çeken çocuk, herkese yolunu göstermek mecburiyetinde.”
  • "Geceleri fener, gündüzleri söner." "Yıldız."
  • Feneri bana ver.
  • Ali bir el feneri alması gerektiğini söylüyor.

Fene hakkında bilgiler

Fene İspanya'nın otonom bölgelerinden biri olan Galiçya'nın kuzeybatısında bulunan A Coruña eyaletine bağlı belediyesi. 150.000 nüfüsu vardır

Fene ile ilgili Atasözü veya Deyim

fener çekmek : elinde fenerle önden gitmek Mecaz anlamı bir kalabalığa önderlik etmek.

fenersiz yakalanmak : beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumla karşılaşmak.

hayali fenere dönmek : çok zayıflamak.

Fene anlamı, tanımı

Fenek : Muş ili, Aktuzla bucağına bağlı bir yer

Fenekir : Ördek cinsinden bir çeşit küçük av kuşu. Delik deşik olmuş, eskimiş. Bu ayakkabının fenekiri çıkmış.

Fenekmek : Şaşırmak, çaresiz kalmak.

Fener almaşırı : Çifteker fenerinin dalgalı akım üreticisi.

 

Fener balığıgil1er : (Lophiidae),türü iyi bilinir.

Fener vergisi : Fenerlere ilişkin bakım ve onarım giderleri için devletçe, deniz taşıtlarından alınan vergi.

Fenercilik : Fenercinin yaptığı iş.

Feneri nerede söndürdün : Geç kalanlara takılmak için söylenen bir söz.

Fenerit üzümü : Kırmızı renkli, ince kabuklu, şaraplık bir çeşit üzüm.

Fenerköy : İstanbul ili, Silivri ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Trabzon ilinde, Çarşıbaşı ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Fenerli reis : Osmanlılarda devlet gemilerinde, 150 akçeye dek ödenek alan kaptan.

Fenerlik : Trol ağlarında halatların, tellerin ve kapıların bırakılmasında ve toplanmasında görev yapan makaralı düzenek.

Fenerliler : Divan-ı Hümayun çevirmenliği, 1. yüzyıldan sonra da Eflak ve Buğdan Beyliği yapan Fener'deki Rum Patrikhanesi çevresinde toplanmış Rumlara verilen ad.

Fenese : Yavaş ve serin esen yel.

Fenestra : Pencere.

Fenestra koklea : Yuvarlak delik. Cavum tympani'nin orta duvarının arkası altında bulunan ve membrana tympani ile kapatılan delik.

Fenestra ovalis : [Bakınız: oval pencere]. [Bakınız: söbe pencere].

Fenestra vestibuli : Cavum tympani'nin orta duvarında nazo-mediyal olarak bulunan ve kulak kemikçiklerinden stapes'in basis stapedis'i tarafından kapatılan delik.

Fenestrasyon : Delik açma, disk fıtkı ameliyatlarında ameliyatla açılan delik.

Ön fener : Çiftekerin, karanlık için kullanılan öndeki feneri.

Borda fenerleri : Gemide bulundurulmak zorunda olan, sancakta yeşil, iskelede kırmızı ışık veren özel fenerler.

Cep feneri : Cepte taşınabilen, pilli, küçük fener.

Deniz feneri : Kıyıların tehlikeli yerlerinde, bazı kaya ve adacıkların üzerinde geceleri deniz taşıtlarına yol gösteren, tepesinde güçlü bir ışık kaynağı olan fener.

 

El feneri : Elektrik feneri.

Elektrik feneri : Pille çalışan fener, el feneri.

Fener : Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı. Askı. Gemilere yol gösteren ışık kulesi.

Fener alayı : Bayram gecelerinde kalabalık halk topluluklarının, ellerinde fener veya meşalelerle şehri dolaşarak yaptıkları gösteri.

Fener balığı : Fener balığıgillerden, vücudunda pek çok ışık verme organı bulunan, tropik denizlerde yaşayan bir balık (Lophius piscatorius).

Fener balığıgiller : Kemikli balıklar takımının, vücutları basık, derileri çıplak, ağızları çok büyük olan, derin denizlerde yaşayan balıklar familyası.

Fenerci : Fener yapan veya satan kimse. Deniz feneri bekçisi. Sokak fenerlerini yakan kimse.

Fenerli : Feneri olan.

Fenerli burgu : Ahşap bölümleri delmeye yarayan matkap.

Fenersiz : Feneri olmayan.

Gündüz feneri : Zenci, arap.

Hayali fener : Resimli camları olan ve bu resimleri duvara yansıtan fenere benzer araç. Çok zayıf kimse.

Hırsız feneri : Karşısındakini gösterip taşıyanı göstermeyecek biçimde yapılmış önü camlı fener.

Karpuz fener : Şenliklerde kullanılan yuvarlak kâğıt fener.

Şimşekli fener : Çakar.

Diğer dillerde Fena veya kusurlu kaynama anlamı nedir?

İngilizce'de Fena veya kusurlu kaynama ne demek ? : malunion