Bu sayfada Fix ne demek nedir fix hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi fix resimleri yazıları türkçesi ne demek fix ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller fix hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Fix nedir English: Ali bought an old house and said that he would fix it all by himself. Turkish: Ali eski bir ev satın aldı ve onun tümünü kendisinin tamir edeceğini söyledi. English: Ali can fix anything. Turkish: Ali he...
Fix eye on nedir : [#Yerleştirmek. Aşırı doz. Ayar çekmek. Eroin dozu. Oturtmak. Gözünü ayırmamak. Tamir etmek. Tespit etmek. Önceden belirlenmiş sonuç. Çıkmaz. Eye : Gözünü dikip bakmak. Dişi kopça. Gözlemek. Dikkatle bakmak. Nazar. Görüş...
Fix it nedir English: I'll fix it now. Turkish: Onu şimdi onarırım. English: Can you fix it temporarily? Turkish: Geçici olarak tamir edebilir misin? English: Ali bought an old house and said that he would fix it all by himse...
Fix on nedir : Eroin dozu. Gözünü ayırmamak. Onarmak. Tayin etmek. Yerleştirmek. Çıkmaz. Önceden belirlenmiş sonuç. Aşırı doz. Düzeltmek. On : De. Açık. Makbul. Esnasında. Devrede. Üstünde. Yönünde. Üzerinde. Çakırkeyif. [#Fix a date :...
Fix the blame on nedir : Önceden belirlenmiş sonuç. Onarmak. Tespit etmek. Oturtmak. Rüşvet vermek. Tamir etmek. Çıkmaz. Uyuşturucu iğne. Güç durum. The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelem...
Fix up nedir : Gözünü ayırmamak. Aşırı doz. Tespit etmek. Tayin etmek. Oturtmak. Düzeltme. Yerleştirmek. Rüşvet vermek. Onarmak. Fix up on : Kararlaştırmak. Anlaşmak. [#Fix upon : Üzerinde bir karara varmak. Kararlaştırmak. Karar verme...
Fix upon nedir : Gözünü ayırmamak. Eroin dozu. Tayin etmek. Aşırı doz. Düzeltme. Rüşvet vermek. Güç durum. Ayar çekmek. Yerleştirmek. Upon : Üzerine. Üzerinde. Üstünde. Göre. İle. [#Fix a date : Bir tarih veya bitirme zamanı belirlemek. ...
Fixate nedir English: Don't fixate on that. Turkish: Onu bağlama. : Sabitlenmiş. Dengelenen. Düşünceyle hakim olunan. Stabilize olan. Düzgünce yerine yerleştirilen. Fixates : Bağlamak. Yapıştırmak. Sabitleştirmek. Tesbit etmek. Ta...
Fixates nedir : Takmak. Yapıştırmak. Bağlamak. Tesbit etmek. Katılaştırmak. Gözlerini dikmek. Sabitleştirmek. Fixated : Düzgünce yerine yerleştirilen. Sabitlenmiş. Düşünceyle hakim olunan. Dengelenen. Stabilize olan. [#Fixating : Sabitl...
Fix a date nedir English: Fix a date for the meeting. Turkish: Toplantı için bir tarih tespit et. : Gözünü ayırmamak. Yerleştirmek. Ayar çekmek. Tespit etmek. Tayin etmek. Düzeltme. Aşırı doz. Önceden belirlenmiş sonuç. Tamir etmek. G...
Fix a place up nedir : Uyuşturucu iğne. Onarmak. Düzeltme. Eroin dozu. Önceden belirlenmiş sonuç. Rüşvet vermek. Tespit etmek. Yerleştirmek. Güç durum. Gözünü ayırmamak. A : En yüksek not. En iyi kaliteyi simgeleyen harf. La (müzik terimi). (h...
Fix in advance nedir : Çıkmaz. Tamir etmek. Eroin dozu. Düzeltmek. Yerleştirmek. Tayin etmek. Onarmak. Oturtmak. Önceden belirlenmiş sonuç. Rüşvet vermek. In : Tutulan. Çok moda olan. İçine. De. İçinde. Mevsimi gelmiş. İktidardaki. Dahili. Hal...
Fix level nedir : Aşırı doz. Tamir etmek. Güç durum. Tayin etmek. Tespit etmek. Eroin dozu. Oturtmak. Ayar çekmek. Düzeltmek. Level : Aynı seviyede. Amaç olarak seçmek. Ölçülen bir niceliğin değişkene bağlı olarak değişiminde ulaştığı düz...
Fix the bayonet nedir : Yerleştirmek. Düzeltme. Gözünü ayırmamak. Düzeltmek. Aşırı doz. Eroin dozu. Oturtmak. Uyuşturucu iğne. Güç durum. Önceden belirlenmiş sonuç. The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli...
Fix the price nedir : Düzeltme. Eroin dozu. Oturtmak. Çıkmaz. Uyuşturucu iğne. Önceden belirlenmiş sonuç. Gözünü ayırmamak. Rüşvet vermek. Tespit etmek. Ayar çekmek. The : Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir ...
Fix up on nedir : Gözünü ayırmamak. Rüşvet vermek. Eroin dozu. Ayar çekmek. Önceden belirlenmiş sonuç. Güç durum. Aşırı doz. Uyuşturucu iğne. Düzeltme. On : Giyilmiş. Yönünde. Açık. De. Üstünde. Devrede. Civarında. E doğru. Üzerinde. [#Fi...
Fixable nedir English: This has to be a fixable problem. Turkish: Bu onarılabilir bir sorun olmalı. : Düzeltilemez. Onarılamaz. Tamir edilemez. Fixate : Gözlerini dikmek. Takmak. Tesbit etmek. Yapıştırmak. Sabitleştirmek. Katılaştı...
Fixated nedir : Yapıştırmak. Tesbit etmek. Bağlamak. Takmak. Sabitleştirmek. Katılaştırmak. Gözlerini dikmek. Fixates : Takmak. Katılaştırmak. Bağlamak. Gözlerini dikmek. Tesbit etmek. Yapıştırmak. Sabitleştirmek. [#Fixating : Takmak. G...
Fixating nedir : Saplantı. Bağımlılık. Doku veya sıvıların kimyevi bir maddeyle işleme tabi tutularak otolizinin engelllenmesi. ışık mikroskobu veya elektron mikroskobunda incelemek üzere canlıdan alınan parçaların daha sonra bozulmaları...