Bu sayfada Quarrel ne demek nedir quarrel hakkında bilgiler sözleri ingilizce türkçede çevirisi quarrel resimleri yazıları türkçesi ne demek quarrel ile ilgili sözler cümleler bulmaca görseller quarrel hakkında yazı türkçe almanca ingilizcede sözlük anlamı kısaca tanımını ve benzeri diğer konuları inceleyebilirsiniz.
Quarrel nedir English: Don't quarrel with your bread and butter. Turkish: Rızkınla oynama. English: Adolescents often quarrel with their parents. Turkish: Ergenler genellikle ebeveynleriyle tartışır. English: Ali and Mary quar...
Quarreling nedir English: She was always quarreling with her brothers. Turkish: O, her zaman erkek kardeşleriyle tartışıyordu. English: It is no use quarreling with fate. Turkish: Kaderle kavga etmenin faydası yoktur. English: Sh...
Quarreller nedir : Çekişmek. Tartışmak. Ağız kavgası. Becelleşmek. Dalaşmak. Dalaşma. Kavgalı olmak. Kavga. Bozuşmak. Münakaşa. Quarrelled : Kavgalı olmak. Kavga etmek. Çekişmek. Küsmek. [#Atışmak. : Kavga etmek. Çekişme. Atışmak. Küsmek. ...
Quarrelling nedir English: My parents are quarrelling. Turkish: Ailem tartışıyor. English: The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down. Turkish: Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi. English: They are al...
Quarrelsome nedir fellow : Kavgacı tip. Quarrelsomely : Kavgacı biçimde. : Kavgacı yapı. Kavgacılık. Kavgacı tabiat. Huysuzluk. Quarrels : Çekişmek. Tartışmak. Münakaşa. Bozuşmak. Becelleşmek. Dalaşmak. Dalaşma. Atışmak. Kavga etmek. Kavgal...
Quarrelsomely nedir fellow : Kavgacı tip. Quarrelsome : Eli maşalı. Şirret. Dövüşken. Eli bayraklı. Huysuz. Geçimsiz. Kavgacı. Horoz gibi. Zilli. : Kavgacı yapı. Huysuzluk. Kavgacı tabiat. Kavgacılık. Sözcükler, direkt olarak Quarrelsomely il...
Quarrel with nedir English: Don't quarrel with your bread and butter. Turkish: Rızkınla oynama. English: He ought to know better than to quarrel with such a fellow. Turkish: Böyle bir adamla tartışılmayacağını bilecek kadar akıllı ...
Quarreled nedir English: They quarreled among themselves. Turkish: Kendi aralarında tartıştılar. English: Ali and Mary quarreled. Turkish: Ali ve Mary tartıştı. English: Tom quarreled with Mary. Turkish: Tom, Mary'yle kavga...
Quarrelled nedir English: I quarrelled with my sister because she's too kind. Turkish: Çok nazik olduğu için kız kardeşimle tartıştım. English: I quarrelled with my older brother yesterday. Turkish: Dün ağabeyim ile tartıştım. : ...
Quarrellers nedir : Becelleşmek. Münakaşa. Dalaşmak. Çekişmek. Kavga. Dalaşma. Bozuşmak. Ağız kavgası. Tartışmak. Kavgalı olmak. Quarrelled : [#Atışmak. Kavga etmek. Çekişmek. Kavgalı olmak. Küsmek. : Çekişme. Atışmak. Çekişmek. Küsmek. Tar...
Quarrels nedir English: He always quarrels with his wife. Turkish: O sık sık eşi ile tartışır. English: Ali often quarrels with Mary. Turkish: Ali sık sık Mary ile tartışır. English: He often quarrels with his brother about tri...
Quarrelsome fellow nedir : Horoz gibi. Dövüşken. Geçimsiz. Kavgacı. Huysuz. Şirret. Zilli. Eli bayraklı. Eli maşalı. Fellow : Eş. Emsal. Yakın arkadaş. Arkadaş. Ahbap. Herif. Akademi üyesi. Hemcins. Üye (bilim kurumunda). Bir bilim kurumunun üyesi...
Quarrelsomeness nedir fellow : Kavgacı tip. Quarrelsome : Eli maşalı. Dövüşken. Horoz gibi. Şirret. Geçimsiz. Kavgacı. Eli bayraklı. Huysuz. Zilli. : Kavgacı biçimde. Sözcükler, direkt olarak Quarrelsomeness ile ilgili eş anlamlı kelimeler olma...