Stun

Stun nedir English: Ali is so stunned he can hardly speak. Turkish: Ali öyle sersemledi ki zorlukla konuşabiliyor. English: Ali appears stunned. Turkish: Ali afallamış görünüyor. English: "How did you fit a briefcase into y...

Stunned nedir English: I was literally stunned by what I saw. Turkish: Gördüğüm şey karşısında tam anlamıyla afallamıştım. English: He was stunned by her beauty. Turkish: Onun güzelliği ile sersemdi. English: Ali is so stunned...

Stunners nedir : Harika şey. Yakışıklı erkek. Çekici kimse. Çekici kadın. Yakışıklı. Afet. Stunned : Buz kesilmiş. Sersemlemiş. Serseme dönmüş. Sersem. Afallanmış. Buz kesilen. Afallamış. Ağzı açık kalmış. [#Be stunned : Buz kesilmek. Ha...

Stunningly nedir English: Jale is stunningly beautiful. Turkish: Jale şaşırtıcı bir şekilde güzel. : Çekici. Güzel. Nefis. Serseme çeviren. Çarpıcı. Sersemletme. Büyüleyici. Çok hoş. Hoş. Çok çekici. Sözcükler, direkt olarak Stunningl...

Stunsail nedir : Şok. Şoke etmek. Afallatmak. Şaşkına çevirmek. Şok etkisi yaratmak (birinde). Şaşırtmak. Sersemleme. -i çok şaşırtmak. Sersemletmek. Stun : Şaşırtmak. Afallatmak. Şok. Şaşkına çevirmek. Şoke etmek. Sersemletmek. Sersemle...

Stunt flying nedir : [#Numara. Akrobatik uçuş gösterisi. Beceri gerektiren iş. Beceri. Büyümesine engel olmak. Akrobatik uçuş. Gösteri uçuşu. Dikkat çekici reklam yapmak. Gelişmesini engellemek. Flying : Pilotluk. Kısa. Uçurma. Kısa süreli. ...

Stunt pilot nedir : Ustalık. Büyümesini önlemek. Akrobatik uçuş. Akrobatik uçuş gösterisi. Büyümesine engel olmak. Gelişmesini önlemek. Marifet. Gelişmesini engellemek. Hüner. Numara. Pilot : Pilotluk yapmak. Yeni kurulan bir televizyon ver...

Stunted nedir growth : Bodur büyüme. Stunter : Cambaz. Akrobat. Gösteri pilotu. flying : Hava akrobasisi. Akrobatik uçuş. Gösteri uçuşu. Rüzgarın zorlaması. Stunt man : Dublör. Tehlikeli sahnelerde aktörün yerine oynayan dublör. (tehlik...

Stunter nedir : Kavruk. Büyümesine engel olunmuş. Bodur. Büyümesi engellenmiş. Gelişmesi önlenmiş. Stunted growth : Bodur büyüme. [#Stunt flying : Hava akrobasisi. Rüzgarın zorlaması. Akrobatik uçuş. Gösteri uçuşu. Stunt man : Dublör. (...

Stung nedir English: Ali got stung by a jellyfish. Turkish: Ali bir deniz anası tarafından sokuldu. English: Have you ever been stung by a scorpion? Turkish: Sen hiç bir akrep tarafından sokuldun mu? English: Hey! A bee stun...

Stunk nedir : Şok. Sersemletmek. Sersemleme. Bayıltmak. Şok etkisi yaratmak (birinde). Şaşkına çevirmek. Şoke etmek. -i çok şaşırtmak. Şaşırtmak. Afallatmak. Stung : Isırmak. Sokmak. Batmak. Yanmak. Kışkırtmak. Koymak. Acımak. Acı olm...

Stunner nedir : Çekici kimse. Yakışıklı. Harika şey. Afet. Stunned : Ağzı açık kalmış. Afallamış. Sersem. Sersemlemiş. Buz kesilmiş. Afallanmış. Serseme dönmüş. Buz kesilen. [#Be stunned : Buz kesilmek. Hayretle karşılamak. Stunning : Ç...

Stunning nedir English: Jale looks absolutely stunning. Turkish: Jale kesinlikle şahane görünüyor. English: Isn't it stunning? Turkish: Çekici değil mi? English: That dress looks stunning on you. Turkish: Şu elbise üstünde...

Stuns nedir : Cunda yelkeni. Stun : Şok etkisi yaratmak (birinde). Bayıltmak. Afallatmak. Sersemletmek. Şoke etmek. Şaşkına çevirmek. Şok. -i çok şaşırtmak. Sersemleme. Şaşırtmak. [#Stung : Sızlamak. Acımak. Batmak. Acıtmak. Tahrik et...

Stunt nedir English: I'm a stuntman. Turkish: Ben bir dublörüm. English: That's just a cheap publicity stunt. Turkish: O sadece ucuz bir reklam kampanyası. English: Ali did it as a publicity stunt. Turkish: Ali bir tanı...

Stunt man nedir : Büyümesini önlemek. Beceri gerektiren iş. Marifet. Gösteri uçuşu. Akrobatik uçuş. Hüner. Engellemek. Gelişmesini engellemek. Dikkat çekici reklam yapmak. Beceri. Man : Düşünme ve konuşma yetileri olan bilinçli, toplumsal...

Stunt woman nedir : Ustalık. Akrobatik uçuş gösterisi. Gösteri uçuşu. Engellemek. Numara. Akrobatik uçuş. Dikkat çekici reklam yapmak. Büyümesini önlemek. Beceri. Beceri gerektiren iş. Woman : Zenne. Bayan. Metres. Karı. Kancık. Hatun. Gaco...

Stunted growth nedir : Bodur. Gelişmesi önlenmiş. Kavruk. Büyümesi engellenmiş. Büyümesine engel olunmuş. Growth : Fidan. Kaynak. Ur. Bir bitkiden sarkan dallar. Nema. Büyümüş şey. Yaşlanma. Filiz. Yükseliş. Gelişme. [#Aftergrowth : İkinci mah...

Stunting nedir stunting syndrome : Helikopter hastalığı. Enfeksiyöz stanting sendrom. Et tavukçuluğu endüstrisinde önemli kayıplara neden olan, gelişmenin ileri derecede baskılanmasıyla belirgin viral hastalık, helikopter hastalığı, enfe...