Allophone türkçesi Allophone nedir

  • Sesbirimcik.
  • Alofan.
  • Sesbirimsel değişken.
  • Sesteş.
  • Alofon.
  • Fonemin fonetik değişkesi (fonetik).
  • Allofan.
  • Çevresel üye.
  • Sesbirim üyesi.
  • Sesbirimsel değişke.

Allophone ingilizcede ne demek, Allophone nerede nasıl kullanılır?

Allophones : Sesbirim üyesi. Sesbirimsel değişken. Allofan. Sesbirimsel değişke. Sesteş. Sesbirimcik. Alofan. Çevresel üye. Fonemin fonetik değişkesi (fonetik).

Metallophone : Metalafon.

Gallophobe : Fransızlardan nefret eden kişi. Fransız düşmanı.

Gallophobia : Fransız düşmanlığı. Fransa veya fransız kültürüne duyulan korku veya nefret.

Gallophil : Fransız hayranı.

Thallophyta : Tallofita.

Thallophyte : Tallofit. (botanik) thallophyta (su yosunu, mantar ve likenler) filumundan bitki.

Mallophagidosis : Mallofagozis. Mallophaga türlerinin neden olduğu enfestasyon.

Allopathic : Alopatik. Allopatiyle ilgili (hastalığın kendisinden daha farklı etkilere neden olan maddeler kullanarak hastalıkların tedavisi).

Allopathy : Zıt tedavi usulü. Bir hastalığı. Allopati. Alopati. Alopati (medikal tıp terimi). Bu hastalığın neden olduğu sonuçlardan farklı ya da bu sonuçların tam zıttı sonuçlar yaratan ilaçlarla tedavi etme yöntemi.

İngilizce Allophone Türkçe anlamı, Allophone eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Allophone ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Enharmonic : Perdelerde özdeş fakat meydana geldikleri anahtarlara göre farklı yazılan tolara (ses, perde) ait (müzik terimi). Perdeleri aynı, adları farklı iki nota.

Homonymous : Eşsesli. Homonimus. Eşadlı.

Homonyms : Eşadlılar. Eşsesli sözcük. Homonim.

Phoneme : Sesbirim. Ses birimi. Konuşma organının belirli hareketleri ile oluşan ve belli bir biçimde sıralanarak aynı dili konuşanlar arasında bir kavramın ifadesi için kullanılan kelimeleri oluşturan anlam ayırt edici ses. yol, kol, bal, sal, baş, kaş, yaş, taş kelimelerindeki y, k, s, b, t sesleri bu kelimeler arasındaki anlam farklarını sağlayan ögeler olduklarından birer ses birimidirler. Fonem. Birimses.

Homonym : Aynı isimli. Söyleniş ve yazılışları birbirinin aynı olup da anlamları (veya görevleri) ve gösterdikleri kavramlar açısından birbirleriyle hiç bir ilişkisi bulunmayan ek ve kelimelerdir. türkçede en eski metinlerimizden başlayarak eş sesli ek ve kelimelere rastlanmaktadır: et. ön+din (önden), ön+dün «önce», yanır-tı<yanur-tı: «çınladı, sesi aksettirdi», yanır-tı «<yanır-t-ı: yeniden»; ög «anne», ög «akıl»; balık «şehir», balık «balık»; ot «ateş», ot «ot»; elig «el», elig «elli» vb. türk dilinin yaşayan bütün kollarında olduğu gibi türkiye türkçesinde de eş sesli bazı ekler ve epey kelime vardır: -dık (belirli geçmiş zaman çokluk şah. eki): aldık, geldik, oturduk, gördük vb. dık (sıfat-fiil eki): tanı-dık adam, yitir-dik(ğ)-imiz değerler, tut-tuk(ğ)-umuz yol; don «vücudun belden aşağısına giyilen iç çamaşırı», don «hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesiyle suyun buz tutması»; saç «başın derisini kaplayan kıl», saç «sac, yassı demir çelik ürünü, saçtan yapılmış ekmek, yufka vb. pişirme aracı»; saz «ince kamış, hasır otu», saz «her türlü müzik aleti, çalgı, türk halk müziğinde kullanılan uzun saplı bir çalgı türü»; yüz «surat, çehre» yüz «sayı adı»; yaş «ıslak», yaş «yaşanan yıl»; kurt «böcek», kurt «yırtıcı hayvan»; çay «akarsu», çay «pişirilerek içilen bitki»; yazma «el ile yazılmış kitap, el yazması», yazma «başa örtülen örtü». dilimizdeki eş sesli kelimelerin bazıları da türkçe kelimeler ile alıntı kelimelerin aynı sesi taşımasından oluşmuştur: t. dam, «yapıları dış etkenlerden korumak için üzerlerine kaplanan kiremitli bölüm», fr. dam dansta kavalyenin eşi; tt. bağ «bağ», far. bağ «bahçe»; tt. bar «bir oyun türü», ing. bar «danslı, içkili eğlence yeri»; fr. bank «banka»: etibank, sümerbank; bank «parklarda ve caddelerde oturulacak sıra» vb. dilimizde, bazı kelimelerdeki ses kaybı ile oluşmuş bulunan eş sesli kelime örnekleri de vardır: elig<el «el», el «yabancı» gibi. bunlara aynı seslerden oluşan ad ve fiil köklerinde daha fazlaca rastlanır: acı<acıg: «acı», acı- «acılaşmak»; kuru (<kurug); damla (<tamlag), damla- “damlamak”, boz «boz renk», boz- (<buz-; «bozmak»; dil (<et. til) «dil», dil- «dilimli hale getirmek, dilimlemek»; geç (<keç «gece geç vakit, akşam», geç- «geçmek»; sal «tahta direklerden yapılmış deniz veya ırmak taşıtı, sal», sal- «bırakmak, göndermek»; toz «toz»): toz- (<tozu-: «toz havalanarak çevreye yayılmak) vb. bunlar gibi uç/uç-; bağır/bağır-; yüz/yüz-; yay/yay-, yaz «yaz mevsimi, yaz» / yaz- «yazı yazmak, yaymak, sıralamak» gibi örneklerde de zamanla yine bir ses erimesinden doğmuş ses eşliği söz konusudur. Sesteşlik. Familya grubu isimlerinde son eki farklı olan ve aynı şekilde yazılıp okunan; cins grubu isimlerinde, aynı şekilde yazılıp okunan, fakat farklı taksonları ifade eden iki ya da daha çok sayıdaki uygun isim. tür grubunda aynı yazılıp okunan, fakat ilk defasında aynı cins içinde yazılan (primer homonim) ya da ilk defasında farklı cinslerde olup sonradan aynı cins içine sokulan (sekonder homonim), farklı taksonları ifade eden isimler. ayrı taksonlara verilen aynı isim. Anlamları ayrı sözcük. Eşadlı (sözcük). Eşsesli sözcük. Biyoloji, gramer alanlarında kullanılır. Eş sesli.

 

Homophonic : Ahenkli. Aynı perdeden. Homofon. Eşsesli.

Heteronym : Aynı biçimde söylenen ancak farklı anlamları olan. Eşadlı. Eş sesli. Başka bir kelime ile birebir aynı şekilde yazılan ancak farklı anlamı olan kelime (örneğin, lead (cıva)- cıva metali ve lead (öncülük etmek) - öncülük etmek).

Phone : Telefon açmak. Basit ses. Çınka. Ses. Alısün. Telefon gündüz. Telefon. Telefonla aramak. Çınka etmek.

Allophone synonyms : allophones.