Mere nedir, Mere ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yeni dikilen ve henüz üzüm vermeyen bağ.

Oyunda kale, sınır.

İşlenmemiş, sürülmemiş sert toprak.

Çayır, otlak.

Fare.

Köpeğin yaşı.

Çivili köpek tasması.

Arapça kökenli mer'a: mera; otlak.

Mere ile ilgili Cümleler

  • Meredith Mary'nin arkadaşıdır.
  • Meredith'in kabahati değildi.
  • Tom'un şemsiyesini merede tuttuğunu bilmiyorum.
  • Meredith'in hiç köpeği yok.

Mere kısaca anlamı, tanımı

Mereg : Samanlık

Mereh : Ahırdaki hayvan yemliği. [Bakınız: merek]. Samanlık.

Merehmet : Acıma.

Mereke : Toplantı, yığınak. Eğer. Tartışma.

Merel : Teşbih unsuru olarak güzel.

Mereldi : İnilti; sızıltı.

Merem : Artık : Merem şu feleğe küsmeli. Verem. Balgam. Meram.

Mereme : Mendil.

Meremet : Acıma.

Meren : Köşe.

Merendi : Çeltik biçmek için kullanılan küçük tırpan.

Merengiş : Çitlembik, sakızağacı.

Meresci : Mirasçı.

Merese : Mirasçılar.

Mereseci : Mirasçı.

Meresimek : Değer vermek, önem vermek, önemli saymak.

Meresine yetmek : Köpek, kedi buluğa ermek.

Meresker : Mirasçılar.

Mereslemek : Bağlamak (köpek ve benzerleri hayvanları). Solmak (meyve yaprağı).

Mereslenmeğ : Bağlanmak.

Meret kalan : Ölünün sağlığında kullandığı nesneler.

Mereti : Saman ve ot konulan yer.

Merevcen : Yemeği yapılan bir dikenin ucu, yabanıl sebze. Sürgünlerinden yemek yapılan dikenli bir çeşit yabanıl bitki.

 

Merevucen : Yemeği yapılan bir dikenin ucu, yabanıl sebze.

Merez : Köpeğin yaşı. Avda, tazıyı yedekte tutmak için bir ucu tazının boynundaki tasmaya, bir ucu avcının bileğine bağlanan ip. Köpeklerin boynuna takılan demir dişli tasma, (İlyaslı Uşak).

Mereze : Pirinç tarlası. Göz hastalığının iyileştirilmesi için göze sürme gibi çekilen ot tozu.

Merezine dolmak : Bir yaşına basmak (köpek yavrusu için).

Merek : Samanlık, odunluk, hayvan yemi deposu veya ahır.

Meres : Köpeğin yaşı.

Meret : Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü. Uğursuz.

Diğer dillerde Merdivenli hokkabaz anlamı nedir?

İngilizce'de Merdivenli hokkabaz ne demek ? : juggler on ladder