Small türkçesi Small nedir

Small ile ilgili cümleler

English: A bento is a small meal made of boiled rice and seaweed, that is sold in cheap wooden boxes.
Turkish: Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.

English: A musician can appreciate small differences in sounds.
Turkish: Bir müzisyen seslerdeki küçük farkları anlayabilir.

English: A long time ago, there lived an old king on a small island.
Turkish: Uzun zaman önce, küçük bir adada yaşlı bir kral yaşarmış.

English: "Thirty dollars is a lot for that small room," he thought.
Turkish: "Otuz dolar bu küçük oda için çok fazla" diye düşündü.

English: A pony is a small horse.
Turkish: Bir midilli küçük bir attır.

Small ingilizcede ne demek, Small nerede nasıl kullanılır?

Small adds : Küçük ilanlar.

Small ads : Küçük ilanlar.

Small amount : Küçük meblağ. Küçük miktar.

Small and medium scale business enterprises : Türkiye mevzuatına göre, çalışan sayısı iki yüz elli kişiden az ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon yeni türk lirası arasında olan işletmeler. Küçük ve orta boy işletmeler.

 

Small and medium size business enterprises : Türkiye mevzuatına göre, çalışan sayısı iki yüz elli kişiden az ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon yeni türk lirası arasında olan işletmeler. Küçük ve orta boy işletmeler.

Small arms : Ufak kalibreli ateşli silahlar. Hafif silah. Piyade silahları. Hafif silahlar.

Small boom : Sestoplar kolunun tekerlekli bir araca yerleştirilmesiyle oluşan bütün. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Tekerlekli kol.

Small beam : Demir kiriş.

Small bell : Küçük çan. Çıngırak. Çıngırdak.

Small bag : Kesecik. Küçük çanta. Küçük çuval. Kese. Küçük el çantası.

İngilizce Small Türkçe anlamı, Small eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Small ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Child : Soy bakımından oğul veya kız. Yavru. Tıfıl. Evlat. Yetişkinlere yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse. Sonuç. Çocuk. Seyahatte. Deneyimsiz.

Bittier : Kısım kısım. Minicik. Bölüm bölüm. Parçalardan oluşan. Parçalı.

Bitsy : Minicik.

Lilliputian : Minicik. Çok küçük. Liliput'a ait. Cüce.

Minoring : Küçümen. Reşit olmayan kimse. Reşit olmayan. İkincil. Rüştünü ispat etmemiş kimse. Daha küçük. Ergin olmayan çocuk. Ergin olmayan kimse.

Unsophisticated : Sade. Saf. Halis. Toy. Basit (aygıt). Deneyimsiz. Bozulmamış. Kafasız.

Atonics : Kuvvetsiz. Atonik. Aksansız. Vurgusuz. Dermansız.

Lowlier : Rütbece aşağı. Mevkice aşağı. Kemter. Aşağı. Düşük. Boynu bükük. İkinci derecede. Alçakgönüllü.

 

Incapacious : Dar. Yer kaplamayan. Akılsız. Çok yer kaplamayan. Aptal (örneğin: incapacious soul {zayıf kimse}). Çok yer tutmayan. Aciz.

Needier : Varlıksız. Düşkün. Yardım veya destek bekleyen. Garip. İlgi veya alaka veya dikkat isteyen veya bekleyen. Yoksul. Muhtaç.

Small synonyms : pocket size, teensy weensy, pocket sized, itsy bitsy, bittie, pocketable, olive sized, itty bitty, insufficiently, flyspeck, common as dirt, cheesy, breech, average, inglorious, backward, microscopic, slender, lilliputians, miniature, lowly, impecunious, baby, lilliputs, unassuming, continuation, anile, footling, countrified, baseborn, beans, cap in hand, backboneless.

Small zıt anlamlı kelimeler, Small kelime anlamı

Large : Kalabalık (aile). Büyücek. Koca. Kocaman. Çok. Büyük. Geniş. İri. Büyük (servet). Bol.

Big : Ünlü. İri. Büyük. Önemli. Kocaman. Popüler.

Unlimited : Sayısız. Hadsiz. Limitsiz. Sınırlanmamış. Sınırsız. Kısıtlamasız. Kayıtsız. Şartsız. Sonsuz.

Small ingilizce tanımı, definition of Small

Small kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The small or slender part of a thing. Inconsiderable. Not much. Not great. To make little or less. Diminutive. Little. As, the small of the leg or of the back. A small river. Slightly. Having little size, compared with other things of the same kind. Little in quantity or degree. As, a small man. Not large or extended in dimension. In or to small extent, quantity, or degree.