Alama nedir, Alama ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

El ile tutulup atılabilecek büyüklükteki taş parçası: Dünkü kavgada bir alama da bana geldi.

Sert ağaçtan yapılan, üzeri oyma işlemeli ve gece gezerken taşınan sopa.

Ele alınıp atılacak büyüklükte, yuvarlak taş.

Yumruk büyüklüğünde taş.

Alama ile ilgili Cümleler

  • Dokunulmazlığı alamadım bu benim yaşayamayacağım anlamına mı gelir?
  • Neredeyse hiç nefes alamadım.
  • İkisini alamazsın.
  • Sen onu geri alamazsın.
  • Böyle bir fiyata müzik seti satın alamazsın.
  • “Benim hilem hurdam yoktur, canı isteyen baktırmasın, zaten bu sanattan memnun değilim. Lakin baş alamıyorum ki.”
  • “Sermet Bey, gözünü köşkten alamıyordu.”
  • Ali onu alamadı.
  • “Yabancı memurların karşısında bir çocuk gibi yaramazlık etmekten kendimi alamıyordum.”
  • Ben beklemeyi göze alamam.
  • Sana kulak misafiri olmaktan kendimi alamadım.
  • Tom'un yerini alamayacağımı biliyorum.
  • Ali senin istediğini alamadı.
  • “Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü.”

Alama ile ilgili Atasözü veya Deyim

ayağını alamamak : ağrı veya uyuşma dolayısıyla ayağını oynatamamak alışılan bir yere gitmekten kendini alamamak.

baş alamamak : çok uğraştıran bir konu yüzünden vakit ve fırsat bulamamak.

elini veren kolunu alamaz : “yüzsüz kişiler karşılarındakilerden daima bir şeyler isterler, onlardan kurtulmak kolay olmaz” anlamında kullanılan bir söz.

 

gözünü alamamak : bir şeye, bir yere bakmaktayken hayranlık duyarak gözünü oradan başka bir yere çevirememek.

hırsını alamamak : öfkesini yenememek.

hızını alamamak : hızla gidişini yavaşlatamamak Mecaz anlamı öfkesini yenememek, yatışamamak.

kendini alamamak : istemeyerek bir işi yapma durumuna girmek.

Alama anlamı, tanımı

Alamabatak : Kastamonu ilinde, Taşköprü ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer

Alamaç : Yüksek alev, çalı, ot ateşi: Haydi alamaçlı ateş yakalım. Yarısı yanmış odun parçası. Alevin sağa sola dağılması. Ateş alevi (Kızılca k.).

Alamadı : Kasırga, fırtına.

Alamah : Ağlamak.

Alamak : Kızarmak. Alev: Atamak alamak yanıyor. Ağlamak.

Alamakayış : Kastamonu ilinde, Taşköprü belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Alamamak : Satın almaya gücü yetmemek - alamiye.

Alaman : Büyük, iri, kocaman. Alaca renkli koyun, inek, öküz ve benzerleri. Her kuzuya süt veren koyun. Çökelekle karışık peynir. Alman (Kuşu). Alaca; dağda daraman (arslan), suda süleyman (balık), esgeri yeşil (yaprak), Gendi alaman (kiraz). Alaca. Alman. Almanya. Kemah. Sivas şehri, Akçakışla nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Alaman çıplağı : Bir çeşit tabanca.

Alaman gaşığı : Tahtadan yapılmış oluk: Çeşmenin alaman gaşığı kırılmış.

Alaman kınası : Bir çeşit kına.

Alamana ağları : Alttan büzülmeyen, voli ağları olarak da adlandırılan çevirme ağlarını, avlanacak balığın türüne göre 3-5 kat fanyalı ve fanyasız ağları içeren, küçük tipte çevirme ağları.

 

Alamanata : Alamana.

Alamanca : Almanca.

Alamancı : Almanya'da çalışan işçi. Almanyaya işçi olarak giden kimse.

Alamançarkı : Demirden yapılan değirmen çarkı. (Köprü Şarkikaraağaç Isparta).

Alamançık : Kanarya kuşu.

Alamanda : Hiddetli azar, paylama. Komut.

Alamangumpili : İri, sarı ve sert, iyi, bir çeşit patates.

Alamanı : Erkekçe, mertçe: Alamam konuş, döneklik istemem.

Alamankazması : Başının bir ucu sivri, diğer ucu keskin taş kırmak ve kuyu açmakta kullanılan kazma. (Yukarıbozkuyu Kadirli Adana).

Alamanlı : Olgun, anlayışlı kimse.

Alamanya : Almanya.

Alamarmak : Kızarmak.

Alamaş : Yüksek alev, çalı, ot ateşi.

Alamaşişli : Kastamonu ili, Taşköprü ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.

Alamat : Şamata, yaygara.

Alamana : Balık avlamakta veya yük taşımakta kullanılan, tek veya iki direkli ve açık güverteli, büyük kayık, alamanata.

Alamana ağı : Kıyılardan uzak sularda avlanmak için iki alamana kayığı tarafından kullanılan, uzunluğu 200-250, genişliği 7-25 kulaç olan büyük ağ.

Diğer dillerde Alakrima anlamı nedir?

İngilizce'de Alakrima ne demek ? : alacrima