Bin nedir, Bin ne demek

  • Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  • Pek çok, çok sayıda.
  • On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık.
  • Bu sayıyı gösteren 1000 ve M rakamlarının adı

"Bin" ile ilgili cümle örnekleri

  • "En nihayet bin güçlükle ancak küçük parçalar hâlinde imha edilebilmiş." - A. Kabaklı

Yerel Türkçe anlamı:

Bin || ben

Bin

Bin ile ilgili Cümleler

  • O restoran her gün iki bin yemek hazırlar.
  • Arabaya bin ve beni bekle.
  • Bin cümle yazdım!
  • O soruyu kendime bin defa sordum.
  • Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.
  • Beyzbolu sever misin, Bin.
  • Tam olarak üç bin dolara mal oldu.
  • Bin dereden su getirme.
  • Tekneye bin.
  • Sadece orada durma. Arabama bin.

Bin kısaca anlamı, tanımı:

Bin bilsen de bir bilene danış : "bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir" anlamında kullanılan bir söz.

Bin can ile : Çok isteyerek, gönülden.

Bin derde deva : Pek çok işe yarayan. her sıkıntıyı gideren.

Bin dereden su getirmek : Birini kandırmak için birçok sebep ileri sürmek, dil dökmek.

Bin kalıba girmek : Birbirine benzeyen birçok iş yapmak, sürekli olarak düşünce değiştirmek.

Bin nasihatten bir musibet yeğdir : "yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir" anlamında kullanılan bir söz.

 

Bin ölçüp bir biçmeli : "yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Bin pişman olmak : Çok pişman olmak.

Bin tarakta bezi olmak : Birçok işle uğraşmak.

Bin tasa bir borç ödemez : "borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz" anlamında kullanılan bir söz.

Bin yaşa : Memnunluk bildirmek için kullanılan "çok yaşa!" anlamında bir söz.

Bini aşmak : Çok fazla olmak, sınırı aşmak.

Bini bir paraya : Pek çok ve ucuz. pek çok yapılan, pek çok olan.

Binin yarısı beş yüz : Çok düşünceli görünen birine "aldırma!" anlamında kullanılan bir söz.

Binbaşı : Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay.

Binbir : Pek çok, çok sayıda.

Bindallı : Çoğunlukla mor kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak ve çiçek işlenmiş giysi veya örtü.

Binkat : Pek çok, kıyaslanmayacak ölçüde.

Bin kere : Bin kez.

Bin kez : Pek çok kere, bin kere.

Bin türlü : Birbirinden çok farklı, çok değişik bir biçimde. Birbirinden çok farklı, çok değişik, bin çeşit.

Binyıl : Bin yılı içine alan zaman dilimi, milenyum.

Binde bir : Seyrek. Nadir, az bulunan.

Pek : Sert, katı. Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok. Sağlam, dayanıklı. Hızlı olarak.

Çok : Aşırı bir biçimde. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.

Bin anca : Bin misli.

Bin artuk : Binden fazla.

Bin başlar : Binbaşılar.

Bin beği : Binbaşı.

Bin bin : Binlerce defa. Binlerce, türlü türlü.

Bin bir delik otugiller : Yaprakları basit, karşılıklı dizilişli ya da nadiren dairesel dizilişli, çanak ve taç yaprakları beş parçalı, kokulu ya da kokusuz yağ damlacıklarına sahip, tohumlarında besi doku bulunmayan, ülkemizde bin bir delik otu (Hypericum) cinsi ve bu cinse ait 70 kadar türle temsil edilen, otsu ya da çalımsı bitkiler.

 

Bin çeşit : Bin türlü.

Bin dost az, bir düşman çok : “dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın” anlamında kullanılan bir söz.

Bin işçi, bir başçı : “her işe, baş olacak bir kimse gerekir” anlamında kullanılan bir söz.

Bin kez bin : Milyon.