Turkish: Bu tartışma titiz ve tutarlı ama sonuçta inandırıcı.
English: Was Ali coherent?
Turkish: Ali uyumlu muydu?
Coherent light : Bağdaşık ışık. Işıncıkları hep bir evrede olan ışık. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Eşevreli ışık. Koherent ışık.
Coherent oscillator : Başka birine göre değişmez bir evre bağımlılığı olan salıngaç. Evreuyumlu salıncak. Eşevreli salıngaç. Evreuyumlu salıngaç. Eşevreli osilatör. Koherent osilatör.
Coherent precipitate : Koherent çökelek. Bağdaşık çökelti.
Coherent precipitation : Koheran presipitasyon. Bağdaşık çökelme.
Coherent receiver : Evreuyumlu alıcı.
Non coherent : Evreuyumsuz.
Coherent system of units of measurement : Tümleşik ölçüm birimler sistemi.
Data coherent : Verilerle ahenkli.
Coherent scattering : Bağdaşık saçılım. Eşevreli saçılma. Eşevreli saçılım. Gelen ve saçılan dalgalar arasında belli evre sürçmesi olan saçılma. Koherent saçılma. Eş evreli saçılma.
Non coherent interference : Evreuyumsuz karışma.
Sözcükler, direkt olarak Coherent ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Conjoint : Birleşmiş. Birleştirilmiş. Birleşik. Bağlı. Bitişik.
Cemented : Çimento ile doldurulmuş. Çimento ile kaplanmış. Yapıştırmak. Betonlamak. Pekiştirmek. Sağlamlaştırmak. Güçlendirmek. Çimentolamak. Çimentolanmış.
Amenable : Aklı başında. Sorumlu. Tabi olan. Yumuşak başlı. Mükellef. Tabi. Bağlı. Cevap verebilir. Uysal.
Abnormal reflection : Üşeryuvar (iyonosfer) katmanının dönüşül sıklığının üstündeki telsiz dalgalarının yansıması. Olağandışı yansıma.
Levelheaded : Sakin. Sağgörülü. Aklı başında. Makul. İtidal sahibi. Anlayışlı. Soğukkanlı. Dengeli.
Stuck on : Vurulmak.
Feasible : Olurlu. Mümkün. Makul. Uygulanabilir. Elverişli. Yapılabilir. Olanaklı. Fizibil. Muhtemel. Fizibıl.
Calculational : Dengeli. Ölçülü.
Limpid : Duru. Şeffaf. Saydam. Berrak.
Clear cut : Açık ve net. Açık. Açık biçimde tanımlanmış. Biçimli. Düzgün. Belirgin. Keskin hatlı. Kesin.
Coherent synonyms : lucid, consentaneous, inseparable, adhered, level headed, judgmatic, cohesive, conformational, compatible, abcoulomb, agreeable, adherent, legitimate, absorption edge, acoustic feedback, seamless, answerable, consonant with, absorption loss, adherents, ordered, pellucid, in phase, sessile, agreeable to, congruent, absolute units, logical, applicative, admissible, adequate, dulcets, compliant.
Incoherent : Rabıtasız. Anlamsız. Eşevresiz. İpe sapa gelmez. Anlaşılmayan. İnsicamsız. Manasız. Abuk sabuk. Anlaşılmaz (söz). Bağdaşmaz.
Irrational : Yersiz. İrrasyonel sayı. Akıldışı. Saçma. Usa aykırı. Mantıksız. Deli. Nedensiz. Akılsız. İrrasyonel.
Coherent kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Cleaving. As the parts of bodies. Solid or fluid. Sticking together.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Coherent kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Coherent ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Coherent anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Coherent ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.