Dictator türkçesi Dictator nedir

Dictator ile ilgili cümleler

English: Spain was ruled by a dictator until 1975.
Turkish: İspanya 1975'e kadar bir diktatör tarafından yönetildi.

English: The dictator abused his privileges to his heart's content.
Turkish: Diktatör ayrıcalıklarını istediği kadar kötüye kullandı.

English: At about this time, Lucius Cornelius Sulla, after becoming the dictator of Rome, thought that Caesar was a political threat to his rule.
Turkish: Bu sıralarda, Lucius Cornelius Sulla, Roma diktatörü olduktan sonra, Sezar'ın onun egemenliği için siyasi bir tehdit olduğunu düşündü.

English: Augusto Pinochet's dictatorship was one of the most violent of the century.
Turkish: Augusto Pinochet'nin diktatörlüğü yüzyılın en zorbalarından biriydi.

English: The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Turkish: Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.

Dictator ingilizcede ne demek, Dictator nerede nasıl kullanılır?

Dictatorial : Diktatörce. Amirane. Zorgulu. Diktatör.

Dictatorial regime : Dikta yönetimi. Despotik yönetim sistemi. Diktatörlük rejimi. Tiranlık liderliği.

Dictatorially : Baskı uygulayarak. Despotça. Tiranca. Amirane bir şekilde. Diktatörce. Diktatöre benzer şekilde.

 

Dictatorialness : Amiranelik. Diktatörlük. Tiranlık. Baskıcılık. Despotluk.

Dictators : Diktatörler. Yazdıran kimse. Diktatör. Dikte eden kimse.

Bureaucratic dictatorship : Bürokratik diktatörlük.

Constitutional dictatorship : Anayasal diktatörlük.

Dictatory : Buyurucu. Diktatör. Diktatörce. Zorba tavırlı.

Dictates : Emretmek. Dikte etmek. Belirlemek. Söyleyip yazdırmak. Gerektirmek. Söyleyerek yazdırmak. Zorla kabul ettirmek. Etkilemek. Söylemek. Yazdırmak.

Dictatorships : Buyurganlık. Diktatörlükle yönetme. Buyrukçuluk. Bir diktatör tarafından yönetilen devlet. Diktatörlük. Despotizm.

İngilizce Dictator Türkçe anlamı, Dictator eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Dictator ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dictatory : Diktatörce. Buyurucu. Zorba tavırlı.

Tyrannizer : Zorba gibi davranan kimse. Despot. Tiran. Zorba. Baskıcı. Zulümcü. Despotik bir tarzda hüküm süren veya baskıcı bir tarzda yöneten kimse.

Disciplinarian : Sert amir. Disiplin yanlısı kimse. Disiplin kuran kimse. Disiplinci. Disiplin yanlısı.

Dictators : Diktatörler.

Despot : Bir ülkeyi zora ve baskıya dayanarak yöneten kişi. rum ortodokslarının dinsel başkanları (metropolit karşılığı). Zorba. Tiran. Alikıran başkesen. Despot. Ceberut. Acımasız.

Strong man : Güçlü adam. Güçlü erkek. Zor olan ve güç gerektiren hareketleri yapan becerili kişi. bk. zorbaz ya da zurbaz. Nüfuzlu adam.

Shogun : 18 ve 19'uncu yüzyıllarda japonya'da hüküm sürmüş babadan intikal eden askeri komutan. Şogın.

Big brother : Büyük birader.

Ruler : Çizgi makinesi. Padişah. Yönetici. Hükümdar. Kağan. Bey. Taht sahibi devlet başkanı. Cetvel. Yönetenler. Hakim.

 

Dictator synonyms : swayer, strongman, tyrant, autocrat, caesar, fuhrer, fuhrers, potentate, the big brother, oppressor, autarch, dictatorial, martinet, autocrats, duces, strongmen, authoritarian, moralist.

Dictator ingilizce tanımı, definition of Dictator

Dictator kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who prescribes rules and maxims authoritatively for the direction of others. One who dictates.