Kınc nedir, Kınc ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Uslu, sessiz : Kınc oturah.

Kınc anlamı, tanımı

Kıncal : Zayıf, iyi gelişmemiş

Kıncalamak : Bilip bilmeden fikir yürütmek.

Kıncalı : Çok renkli.

Kıncalmak : Olduğundan başka görünmek, yapmacık davranışlarda bulunmak, gösteriş yapmak.

Kıncetmek : Kırkım zamanı gelmeden koyun sırtından el ile yün koparmak.

Kıncıfıllı : Çok süslü, temiz ve güzel giyinen.

Kıncıfır : Hoppa, oynak, hafif (kadın). Sözünde durmayan, dönek kimse. Kötü, arabozucu kişi. Her şeyi ince ince düşünen, hoş görmeyen. Anlaklı, zeki. Düzenli ve temiz. Naz, cilve.

Kıncıfırdamak : Nazlanmak, cilve yapmak.

Kıncıfırlanmak : Nazlanmak, cilve yapmak. İstemeyerek gönlü yatmak.

Kıncıflı : Cilveli.

Kıncıfmak : Huylanmak, çekinmek. Üşenmek.

Kıncık : Sözünde durmayan, dönek kimse. Düzenli ve temiz : Kıncık kadının kızı kıncık olur. Süs, işleme : Bir gömlek giymiş kıncıklı. Kırıtma, naz.

Kıncıklamak : Gıdıklamak. İplik dolaşmak : İpliği kıncıklama.

Kıncıklanmak : Gıdıklanmak.

Kıncıl : Eskimiş, parça parça (elbise ve benzerleri şeyler için): Kıncılları sallanıyor. Koyunların kuyruğu altından sarkan yünlere yapışmış gübreler.

Kıncıl kadife : İnce, kibar, süslü kişi.

Kıncılar : Muğla ilinde, Kemer bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

 

Kıncılı : Kocaeli şehrinde, Kandıra belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Kıncımak : Yumru köklü bitkiler sokulurken topraktan kökü ile çıkmamak, sıyrılıp kopmak. Mızıkçılık etmek : Onu oyuna sokmayalım, çabuk kıncır. Yumuşak nesne iki sert cisim arasında ezilmek, patlamak: Bisikletin iç lastiği kıncıdı.

Kıncır : Henüz ötmeyen yavru horoz.

Kıncırak : Tosunu çifte alıştırmak için kullanılan araç. Tahterevalli. Salıncak.

Kıncırdak : Tahterevalli.

Kıncırgıç : Tahterevalli.

Kıncırık : Tahterevalli.

Kıncırlık : Tahterevalli.

Kıncıtmağ : Sinirlenerek dişlerini sıkmak.

Kıncıtmak : Ezmek, örselemek. Dolaştırmak; buruşturmak.

Kıncifirlenmek : Nazlanmak, cilve yapmak.

Kıncik : Can sıkıntısı. Dolaşık (iplik için): İpliğin öyle fena kıncikli ki hiç açılmıyor. Kadınların başlarına bağladıkları yazmanın çene altından geçirilerek üçgen biçiminde bağlanmış durumu.

Kınciklemek : Gıdıklamak.

Kınciyh : (İplik, saç ve benzerleri için) dolaşmış; dolaşık.

Kıncola : Çok küçük.

Diğer dillerde Kılsız buzağı sendromu anlamı nedir?

İngilizce'de Kılsız buzağı sendromu ne demek ? : hairless calf syndrome